Devlet taşınmazlarına ilişkin imar yapma yetkisi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na devredildi. TMMOB kararname ile bakanlığın tüm ülke toprağı üzerinde her türlü tasarrufa muktedir kılındığını savundu

Geçtiğimiz günlerde yayımlanan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile Özel Çevre Koruma Kurumu’nun görevleri ile devlet taşınmazlarına ilişkin imar yapma yetkisi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na devredildi.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ise kararname ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın tüm ülke toprağı üzerinde her türlü tasarrufa muktedir kılındığını savunarak, “Bu değişikliklere göre, hiç kimse ama hiç kimse artık elindeki tapuya güvenmesin” açıklaması yaptı.

Tek elden yönetim

Bakanlıklar kararnamesi sayesinde imar yetkisi ile donatılan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın alanı 17 Ağustos’ta yayımlanan KHK ile daha da genişletildi. KHK ile Özel Çevre Koruma Kurumu kapatılırken görevleri Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bünyesinde kurulan Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’ne devredildi.

Değişiklikle; Milli Parklar, Tabiat Koruma Alanları, Tabiat Anıtları, Tabiat Varlıkları, Doğal Sitler, Sulak Alanlar ve Özel Çevre Koruma Bölgeleri’nin tespit, tescil ve ilanının tek elden yürütülmesinin önü açıldı. Buna göre, bir alanda mevcut birden çok statü olsa da tek idareye yetki verilecek, planları tek elden yapılacak ve onaylanacak.
Ayrıca Doğal Sitler, Tabiat Varlıkları ve Özel Çevre Koruma Bölgeleri’nin tek elden etkin yönetilmesi sağlanacak. Daha önce Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın sorumluluğunda olan Tabiat Varlıkları ve doğal sitler de 6 ay içerisinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na devredilecek. KHK ile devlet taşınmazlarına ilişkin her tür ve ölçekteki etüt, harita, plan, imar planları, imar plan tadilatları ve imar uygulamaları Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca yapılacak ve onaylanarak yürürlüğe konulacak.

‘Sonu gelmez yetkiler’

TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın, yeni KHK’larla sonu gelmez yetkilerle donatılmaya devam edildiğini öne sürerek, “Bakanlar Kurulu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na tüm ülkenin tapusunu istediği gibi kullanma yetkisi verdi.

Bu değişikliklere göre, hiç kimse ama hiç kimse artık elindeki tapuya güvenmesin. Tapu, ister kamu kurum ve kuruluşunun, ister özel kişinin, isterse devletin hüküm ve tasarrufu altında olsun bu tapu ve araziler üzerinde istediği tasarrufu yapma yetkisi yalnızca ve yalnızca Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndadır. İmar planlarını resen yapma yetkisi yerel yönetimleri yetkisiz kılmakla eş anlamlı.

Yapılan düzenlemelerle özel mülkiyetin korunmasından söz edilemez. Yalnızca doğal sitler değil aynı zamanda doğal sitlerle kesişen arkeolojik, kültürel, kentsel ve tarihi sitler de tehlike altında” diye konuştu.