Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Yüksek Askeri Şura (YAŞ) öncesi gerçekleştirilen görüşmelerin pürüz olarak görülmemesi gerektiğini belirterek, ''Normal olan şeyler bunlardır. En üst kararlar verilirken ben Cumhurbaşkanı olarak neye imza attığımı bilirim. Gözü kapalı kimse bir şeye imza atmaz'' dedi.
 
Gül, Hasan Tanık Camisi'nde kıldığı Cuma namazı çıkışında bir gazetecinin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner'in katılımıyla yapılan toplantıları hatırlatarak, ''Üst üste toplantıların yapılması 'acaba pürüz mü var' sorularına neden oluyor'' ifadesi üzerine, şunları kaydetti:
 
''O şekilde görmemeniz lazım. Normal olan şeyler bunlardır. En üst kararlar verilirken, nihayetinde ben Cumhurbaşkanı olarak bazı şeylere imza atıyorum. İmza attığım şeylere, neye imza attığımı tabii ki bilirim. Gözü kapalı hiç kimse hiç bir şeye imza atmaz. Sayın Hükümet aynı şekilde. Tabii ki Genelkurmay Başkanlığımız ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin mensupları aynı titizlikle hazırlıkları aynı şekilde yapıyorlar. Onlar da yaptıkları hazırlıklarla ilgili bilgilendiriyorlar. Dolayısıyla bunları normal görmeniz gerekir.''
 
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Yüksek Askeri Şura (YAŞ) ile ilgili olarak, ''Bunun yine geleneklerimize uygun bir şekilde yapılması söz konusu olacak. Bu konuyla ilgili şüphesiz ki istişareler gerekiyor. Bu istişareleri, bu vesileyle toplantılarımızda yapmış olduk'' dedi.
 
Gül, Çankaya'daki Hasan Tanık Camisi'nde cuma namazını kıldıktan sonra gazetecilerin sorularını cevapladı.
 
Son günlerde terörle mücadele ve Yüksek Askeri Şura konularında yaptığı görüşmelerin dikkati çektiği ifade edilerek, ''Geçen yıl YAŞ öncesinde kriz yaşanmıştı. Bu yıl aynı kriz gündeme gelebilir mi'' sorusunun yöneltilmesi üzerine Gül, ''Önce, maalesef hala şehitlerimiz oluyor. Bir kez daha hepsine rahmet diliyorum'' dedi.
 
Terörle mücadelenin kararlılıkla devam edeceğini herkesin bilmesini bir kez daha duyurmak istediğini vurgulayan Gül, son dönemde yapılan toplantılarda bu konudaki takiplerin ve bilgilendirmelerin yapıldığını söyledi.
 
Cumhurbaşkanı Gül, görüşmelerdeki diğer konunun da yaklaşan Yüksek Askeri Şura olduğunu belirterek, ''Bunun yine geleneklerimize uygun bir şekilde yapılması söz konusu olacak. Bu konuyla ilgili şüphesiz ki istişareler gerekiyor. Bu istişareleri, bu vesileyle toplantılarımızda yapmış olduk. Görüşler paylaşılıyor. Ümit ediyorum ki her şey en güzel şekilde neticelenir'' diye konuştu.
 
Gül, yaklaşan ramazan ayı ile ilgili düşünceleri ve bir mesajı olup olmadığının ifade edilmesi üzerine, bütün vatandaşların ramazan ayını kutladı. Ramazan ayının, huzur, barış, kardeşlik ve bütün bunların daha pekiştiği ay olarak bilindiğini dile getiren Gül, ''Geleneklerimiz, göreneklerimiz, örf, adetlerimiz, inançlarımız yüzyıllarca böyle gelmiştir'' dedi.
 
Türk insanının ramazana ayrı ve özel bir önem verdiğini ve bunun gereğini yaptığını ifade eden Gül, bunun gereğinin, herkesin kendini gözden geçirmesi, komşularıyla, arkadaşlarıyla, eş, dost ve herkesle olan sevgi ve muhabbetini artırması olduğunu söyledi. Gül, ''Bu vesileyle ülkemizin birliğinin, beraberliğinin pekiştirilmesi, yanlışlıkların da gözden geçirilip, yanlışta olanların yanlışlardan muhakkak sarfı nazar etmesi hepimizin beklentisidir'' diye konuştu.
 
Sadece Türkiye içinde değil, Türkiye dışında da herkesin insanlıkla ilgili düşünmesi gerektiğinin altını çizen Gül, bugünlerde büyük insanlık felaketleriyle karşı karşıya olunduğuna dikkati çekti. Gül, bunlara karşı duyarsız kalmamak gerektiğini belirterek, sivil toplum kuruluşları ve kuruluşun yardım kampanyaları açtığını kaydetti. ''Bir nevi uyanış söz konusu'' diyen Gül, şöyle devam etti:
 
''İnsanlığın dramıyla ilgilenmek için bazen savaşlar, bazen tabii afetler oluyor. Bugünlerde Afrika'da da büyük açlık, kuraklık var. Oradaki insanları görürken, tabii ki dünyanın başka yerlerindeki insanların huzur içinde olmaması gerekir. Ellerinden gelen her türlü yardımı, gayreti göstermeleri gerekir. Benim geçen sene BM Genel Kurulu'nda yaptığım konuşmada, bu tip afetlere karşı BM'nin büyük bir organizasyon ve acil yardım mekanizması oluşturmasını istemiştim. Bir ay önce de bu oluşturuldu.
 
Ama Türkiye olarak da biz bu tip insani gayretlerin öncülüğünü yaparsak, bundan gurur duyarız. Büyük ülkeler bu işleri yapar. Türkiye de büyük bir ülkedir. Gördüğüm kadarıyla sivil toplum örgütleri, Kızılay, Diyanet İşleri Başkanlığı bu çağrıları yapıyorlar. Bunlardan büyük memnuniyet duyuyorum. Türk halkının hiçbir çıkar beklemeden insanlık dramına karşı yardım eli uzatması isteniyor. Bunu ben de destekliyorum ve Cumhurbaşkanı olarak talimat da verdim, 'bununla ilgili organizasyonları koordine edin' diye. Bütün halkıma, herkese, vatandaşlarıma bu çağrıyı yaparım, 'siz de elinizden geldiği kadar büyük, küçük katkı sağlayın' diye.''
 
akşam