CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'Özgürlükleri sınırlayan savcılara sesleniyorum: Türkiye'nin batıdaki tablosunu siz değiştirdiniz. Bugün iktidarın gücünü arkanızda görebilirsiniz, ama hiçbir güç baki değildir, gün gelecek siz de bunun hesabını vereceksiniz'' dedi.

Kılıçdaroğlu, Türkiye Gazeteciler Federasyonunun (TGF) Sheraton Otel'de düzenlediği ''Anadolu Medyası Liderlerle Buluşuyor'' konulu toplantısına katıldı.

Buradaki konuşmasında, ''AK Parti iktidara geldi 7 göbeğimizi araştırdı'' diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''Rahmetli babama, anneme yapmadıkları iftira kalmadı. İnsanda biraz utanma olur. İnsanda biraz Müslümansa, Müslümanlığın M'si olur. Her türlü ahlaksızlık, her türlü çirkef, her türlü yalan manşetlerde...Bugün bir gazetenin manşeti 'Efendim son olaylar nedeniyle biz alelacele il başkanları, ilçe başkanlarıyla erken toplantı yapmışız. İnsaf, insaf, yalanın kuyruklusu olur da bu kadarı olmaz. Bin 500-2 bin kişiyi Ankara'ya davet edeceksiniz, önce otelleri ayarlarsınız, toplantı salonunu ayarlarsınız. Bunun için de 1-1,5 ay önceden hazırlık yapılır. Nasıl öne alabilirsiniz, hangi otelde yer bulacaksınız. Gazetenin adı ne Yeni Şafak. Kimden beslendiğini söylesin Yeni Şafak. İnsanda biraz insanlık olur. En azından bir sorarlar.
Medya konusunda, AK Parti medyasından bahsediyorum ben, AK Parti medyası ne yazarsa yazsın. Buradan bütün halkıma çağrıda buluyorum: Ben size yalan söylememe sözü verdim, benim ağzımdan çıkan her sözün doğru olduğuna inanın. AK Parti medyasına o medyayı yönlendirenlere, haberleri yapanlara kesinlikle inanmayın. Onların tek hedefi CHP'yi iktidar yapmamak. Ama bizim de hedefimiz var. Bütün bu yalana dolana karşı iktidar olma kararlılığımız var. Bunu yapacağız.''
İktidarın, kendisinin gezmesinden ve konuşmasından rahatsız olduğunu ileri süren Kılıçdaroğlu, ''Ben halka söz verdim. Bunların inanç maskelerini de ahlak maskelerini de aşağıya indirmek benim boynumun borcu. Ben bunu yapacağım. Neyin arkasına saklanırlarsa saklansınlar. Ne yaparlarsa yapsınlar'' dedi.

Hatalarının olabileceğini belirten Kılıçdaroğlu, eleştirilere de açık olduklarını söyledi.
Her gazetenin eleştiri yapabileceğini, sağlıklı eleştirilerin başlarının üzerinde yeri olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, ''Ben hiçbir eleştiriye dava açmadım. Hakarete varan boyutlar oldu, açmadım. 'Medyanın özgürlüğü var, saygı gösterelim. Biz de göstermezsek kim gösterecek' dedim. Ama yalan haber yok. Şimdi hukukçulardan bir ekip oluşturduk, bütün yalan haberlere dava açacağız. Burayı dikensiz alan sanmasınlar, efendiliğimizi kendileri için bir baskı aracı olarak kullanmasınlar. Bizim efendiliğimiz medyaya duyduğumuz saygıdan kaynaklanıyor. Ama medya AK Parti medyası ise kusura bakmasın'' ifadelerini kullandı.

Televizyonlarda tanınmış bazı kişilerin yaptıkları her tartışma programında kasıtlı olarak, sözü sürekli CHP'ye getirmeye çalıştığını ileri süren Kılıçdaroğlu, ''Bu eleştirilere kesinlikle kulak asmayın. Anket palavralarına kesinlikle inanmayın. Yok efendim yüzde 50'ymiş, yok yüzde 58'i hedefliyorlarmış. İsterseniz yüzde 100'ü hedefleyin ben sizi o koltuktan indirmeye kararlıyım'' diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, baskı ve tutuklamalara direneceklerini bildirdi. ''AB, artık Türkiye'de niye demokrasi, özgürlük kaygısını dile getiriyor, hiç düşündünüz mü?'' diye soran Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''CHP'nin Avrupa ile ilişkileri iyi değildi. Brüksel'e, Almanya'ya, İngiltere'ye, Fransa'ya gittim. En yetkililerle görüştüm. Demokrasiyi, özgürlüğü anlattım. Ve onlara şunu söyledim: 'Demokrasi diyorsunuz, 61 gazeteci hapiste, sizin ülkenizde var mı böyle bir sorun? Sizin ülkenizde bir Başbakan çıkıp 'ben bu davanın savcısıyım' diyor mu? Savcı kim, gazetecilerin hangi gerekçelerle içerde tutulduğunu o açıklar, savcı. Bir de diyor ki biz savcılık yapmıyoruz. Recep Bey sen davaların savcısısın. Kararı artık siyasi otorite alıyor, senin yandaşların da o siyasi otoritenin aldığı kararın gereğini yapıyor. Gazeteci araştırır, soruşturur. Yayımlanmamış kitabın suç unsuru olduğu tek ülke Türkiye'dir...Ve bunun adına ileri demokrasi diyen siyasi iktidar da Türkiye'de.''

-ARTIK AVRUPA PARLAMENTOSU UYANDI-

Gazetecilerde her türlü belgenin bulunabileceğini savunan Kılıçdaroğlu, ''gizli belge'' kavramını da bir türlü anlayamadığını belirterek, birinin çıkıp kendisine bunu anlatmasını istedi.

Artık Avrupa Parlamentosunun uyandığını belirten Kılıçdaroğlu, ''Biraz geç uyandılar ama uyandılar. Onlara her türlü sitemimizi yapacağız. Sayın Fühle'ye şunu söylemiştim: 'Anayasa değişikliğinden ne bekliyorsunuz?' Size dedim ben söz veriyorum, herhangi bir AB ülkesi bizim yargıyla ilgili yaptığımız değişiklikleri kendi ülkelerinde parlamentolarına kanun teklifi olarak getirsin, ben Türkiye'de meydanlara çıkıp bu anayasa değişikliğine 'evet' diyeceğim. Kendi parlamentonuza getiremediğiniz şeyi niye bize dayatıyorsunuz? Şimdi diyorlar ki Türkiye demokrasiden, özgürlüklerden uzaklaşıyor. Günaydın, biz size söyledik bunu'' ifadelerini kullandı.

-''BUNUN HESABINI VERECEKSİNİZ''-

''Gazeteciliğin sınırlarını artık savcılar belirleyecek, öyle anlaşılıyor'' diyen Kılıçdaroğlu, ''Hukuk tanımayan, hukuk dışı her işlerin içinde olan savcılar. Onlara sesleniyorum. Çarşaf çarşaf, kişilerin özel hayatıyla ilgili belgeleri yandaş gazetelere servis eden savcılara sesleniyorum. Bana demesinler emniyet yaptı, onları da siz yönetiyorsunuz ve bunları görmemezlikten gelen savcılara sesleniyorum, demokrasiyi katleden savcılara sesleniyorum. Özgürlükleri sınırlayan savcılara sesleniyorum. Türkiye'nin batıdaki tablosunu siz değiştirdiniz. Türkiye'de demokrasi ve özgürlüklerin olmadığını siz kanıtladınız. Bugün iktidarın gücünü arkanızda görebilirsiniz ama hiçbir güç baki değildir, gün gelecek siz de bunun hesabını vereceksiniz.''

-''SAVCININ GÖZÜ GÖRMÜYOR RÜŞVET DEFTERİNİ?''-

''Kayseri'de ne oldu?'' diye soran Kılıçdaroğlu, ''Anlı şanlı savcıları düşünün, unvanın da Cumhuriyet yazan savcıları düşünün. Adam rüşveti el defteri ile toplamış, kimlerden aldığını yazmış. Savcının gözü görmüyor rüşvet defterini. Buna savcı mı denir? Bu savcı koltuğunda oturuyor, büyük bir ihtimalle de yakında Yargıtay'a atanır'' ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, Kayseri'deki yolsuzluk iddialarının takipçisi olacaklarını bildirdi.

Kılıçdaroğlu, yolsuzlukların aydınlatılması konusunda medyanın da kendileri kadar yürekli olmasını istedi.

-''DÜN BİR KOMEDİ YAŞANDI''-

3 bakanlık için devir teslim törenleri düzenlendiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, ''Dün bir komedi yaşandı. Efendim, 3 bakan ayrılıyormuş, yerine de bağımsız bakanlar atanıyormuş. Bağımsızlara da bakın. Adamı bakan ilan edince gözyaşlarına boğuluyor. Bu, ülkenin insanlarıyla alay etmektir'' dedi.

Konuşmasının medyada çok yer bulmayacağını bildiğini, ancak yine de konuştuğunu belirten Kılıçdaroğlu, Anadolu medyasına güvendiğini söyledi.

Tutuklanan gazetecilerin, tutuklanma nedeninin açıklamasını ''başsavcıdan'' beklediklerini anlatan Kılıçdaroğlu, ''Başsavcı 'bunlar gazetecilik faaliyetleri nedeniyle tutuklanmadı' diyor. Kim hangi gerekçeyle tutuklandıysa sayın başsavcı çık açıkla. Bu başsavcıdan bir isteğimiz daha sık sık yurt dışına gidiyor ya. Gittiğin ülkenin başbakanına bir sor, 'sizin ülkenizde yazılıp da basılmayan bir kitap dolayısıyla gazeteci gözaltına alındı mı?' Eğer yüzün kızarmazsa bu soruyu sor. Bu soruyu sormazsa yüzü kızarıyor demektir. Yüzü kızarıyorsa demek ki bu ülkede demokrasi yoktur'' dedi.

Kendisine ''çok sert konuşuyorsun'' eleştirisinin yapıldığını belirten Kılıçdaroğlu, ''Konuştuklarımın hangisi yanlış. 'Niye Başbakan'a sert ifadelerde bulunuyorsun?' Adamın yapmadığı küfür kalmadı. Söylemediği söz kalmadı. Ne sülalemiz kaldı, ne ailemiz. Kimse ona bir şey söylemiyor'' diye konuştu.

AA