"Birileri CHP'de sandalyelerin uçuşmasını bekliyordu ama kurultayımızda barış, özgürlük ve demokrasi var. CHP halka doğru bir yol haritası çiziyor" diyen Kılıçdaroğlu, demokrasi ve özgürlük bağlamında bir yol haritası çizdiklerini söyledi. "Bu parti demokrasi ve özgürlüğü o kadar içine sindirmiştir ki Erzurum ve Sivas'ta demokrasi ve özgürlükle kurtuluş mücadelesi vermiştir" diyen Kılıçdaroğlu, "Bizim gibi düşünmeyenlerin de özgürlüğü olmalıdır. Bizde ötekileştirme olmayacak" diyerek muhaliflere el uzattı.


İşte Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları:
"Birileri kavga eden CHP görmek istiyor. Bakın kavga var mı? CHP yeni bir yol haritası çiziyor. CHP halktan yana bir yol haritası çiziyor. 16. kurultayda neden demokrasiye bu kadar vurgu yaptık. Çünkü ayaklarımızın altından özgürlüklerimiz kayıyor. AKP’nin oluşturduğu kendi yandaş medyasıyla Türkiye’de demokrasi varmış gibi gösterilerek ülke ikna edilmeye çalışılıyor.

Sivas kongresi CHP’nin ilk kongresidir. Tek boyutlu düşünce ve anlayış demokrasilere sığmaz. Dün demokrasi tarihi açısından çok önemli bir sınav verdik. Demokrasisi gelişmiş bir CHP var artık halkın karşısında. Ülkeyi erkek egemen bir toplum yapısından çıkarak kadınların da siyaset yapmasının önünü açıyoruz. Umutsuzluk bizim kitabımızda yok.

Biz ülkemizi insanımızı seviyoruz. Halktan yana politika üretmek halk için çalışmak. Etnik kimliği, inancı, kıyafeti ne olursa olsun herkesin çatısı altında yer bulacağı tek parti var; o da CHP'dir. halktan yana politika üretmek, halk için çalışmak. CHP'li olmak halka adanmışlık demektir.

Kendimizi toplumumuza adadık, siyasetimiz budur. Özel lükslerimiz yok artık. Her CHP'linin çalışacağı, çaba harcayacağı ciddi sorunlar olduğunu unutmamalı. Ortak ses ortak güç oluşturacağız. Değişik görüşlere saygıyla bakacağız, onları dinleyeceğiz. Herkesi kucaklayacağız. Dün kucakladık. CHP kurultayları artık değişti; barışın, özgürlüğün ve demokrasinin dile getirildiği kurultaylardır.

Burada CHP’nin delegelerine bir kez daha bir kez daha teşekkür ediyorum. CHP’de değişim ve dönüşümün altına imza attıkları için teşekkür ediyorum. Hiç kimseye telefon açık oyunu şöyle kullan demedim. Hiçbir delegenin iradesine de ipotek koymadım. Herkes özgürce gelip oyunu kullanmalıdır dedik.
Çünkü ben CHP delegelerinin yurtseverliğine ve sağduyusuna güveniyorum. Onlar boşuna CHP delegesi olmadı.

Tüzüğümüz kabul edildi. Katılan tüm delegelerin oy birliğiyle kabul edildi. Bir kez daha delegelere teşekkür ediyorum. CHP'de değişim ve dönüşümün altına imza attıkları için bir kez daha teşekkür ediyorum. Hiç kimseye telefon açıp 'oyunu şöyle kullan' demedim. Onları özgür iradeleri ile başbaşa bıraktım. Hiçbir delegenin özgür iradesine ipotek koymadm. 'Herkes özgürce oyunu kullanmalı' dedim. Çünkü ben onların sağduyularına, yurtseverliklerine güveniyorum. Onları boşuna seçmedi üyeler.

Demokrasi kolay kazanılan birşey değildir. Demokrasiyi ve özgürlüğü kendi ülkelerine getirmek isteyen yurtseverler, kendi ülkelerinde ağır bedeller ödemişlerdir. Fransız devriminden başlayarak. Bizler de demokrasi ve özgürlük için her türlü bedeli önce ben genel başkan olarak ödemeye hazırız. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın.

Onların özel yetkili mahkemeleri, savcıları, güvenlik görevlileri bizi sindiremez, yıldıramaz. Biz inançla yola çıkmışız. Bizim inancımızda kin yoktur. Kin ve nefreti söyleyenlerin bu ülkede başbakanlık yapması en büyük şanssızlıktır. Ben yanmasam, sen yanmasan, biz yanmasak nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa."

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ikinci olağanüstü kurultayda yaptığı konuşmanın ardından kürsüye dün yaka paça salonun dışına çıkarılan CHP’li İsa Gök geldi. İşte İsa Gök’ün konuşmaları:
“Atatürk soyadı özel bir kanunla verilmiştir. Konuşmalarda sadece Mustafa Kemal deniyor. Ben genel başkanıma Kemal dersem saygısızlık olur. İstirhamım sürekli olarak dikkat ediyorum tüm konuşmalarınızda Mustafa kemal diyorsunuz. Lütfen Mustafa Kemal Atatürk diyelim.
Bir tüzük sözü verildi. Yalnız partiye değil tüm Türkiye’ye verdik bu sözü. Üzerinden aylar geçti ama yerine getirilmedi. Ta ki 22 aralık tarihli Parti Meclisinde önerge verene kadar.
Çifte kurultay şık olmamıştır. Kurultaylar yapılır. Sol partilerde kurultaylar fikir fırtınası şeklinde geçer. Kurultaylardan korkmamak lazım. Garip bir durum var bizim kurultaylarımızda fikir tartışmasına giremiyoruz.
Dünkü kurultaya kimse huzur bozmaya gelmedi. Ben sadece partinin hukuki bir sorun yaşamaması için uyarı önergesi veriyorum. Kurultaylarda bağırış çağırış değil fikir masaya yatırılmalı. Ben uyarıyı yapmaya çalışıyorum. Ben partinin neferiyim. Ben ve arkadaşlarım verilen her görevi yapmaya çalıştık.
Benim talebi neydi, hukuku dolanmayalım, parti hukuki tartışma içine girmesin. Ama önergemi veremediğim gibi saldırı başladı. Asla genel başkanımız konuşma yaparken onu kesmek gibi bir şey demedim. Saldırıya bakın diye bağırıyorum ama bakılmadı. Bir linç girişimi var. Daha sonra TV programlarında eşime kadar laflar gitmiş.”