Muhtarlar ve hemşehri dernekleriyle Ankara'daki Ata Köşk Otel'de bir araya gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliğine dair değerlendirmelerde bulundu.

Kılıçdaroğlu, "Bir kişiye yetki veriyoruz. Bütün ekonomik ve sosyal konularda kararname çıkarma yetkisi var. Doğru mu? Doğru. Arzu ederse o bir kişi 'ben kıdem tazminatını kaldırdım' diyebilir. İşçilerden ses çıkıyor mu? Hayır. Herkes gelecek endişesi taşıyor. Acaba söylersem beni işten atarlar mı? O endişeyi taşıyor. O zaman demokrasi var mı? Hayır, 2,5 yıldır askıda. Fiili başkanlık dönemini yaşıyoruz. Kıdem tazminatı için sendikalar her türlü söylemi bir dönem dile getiriyorlardı. Şimdi korkudan dile dahi getiremiyorlar. Başkan 'ben asgari ücreti dondurdum' diye karar aldı. Alır mı? Alır. Yetkisi var mı? Var. İtiraz eden sendika var mı? Ses bile yok. Bu fiili durumu, anayasal duruma kavuşturduğunuzu düşünün. O zaman yaşayacağımız tabloyu herkes daha iyi görmeli." diye konuştu.

Bu anayasa değişikliğinin ülkenin hiçbir sorununu çözmediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, sadece rejimi değiştireceğini, demokratik parlamenter sistemden otoriter bir sisteme, tek adam rejimine geçileceğini söyledi. Kılıçdaroğlu, sorun çözen değil toplumu ayrıştıran ve sorun yaratan bir anayasa değişikliğiyle karşı karşıya olunduğunu anlattı.

"Parti devleti kurmak için çaba harcıyorlar"

Düzenlemenin bazı maddelerinin hemen, bazı maddelerinin ise daha sonra yürürlüğe gireceğini söyleyen Kılıçdaroğlu şunları kaydetti:

"Hakimler Savcılar Kurulu hemen yürürlüğe girecek. Niçin? Yargıyı tek kişiye teslim etmek için. Ne diyorlar? Güçler ayrılığı değil güçler uyumu. Bir kişinin elinde olursa mesele biter. Yani parti devleti kurmak için, devletin bütün organlarını bir partiye tahsis etmek, bir partinin emrine vermek için özel bir çaba harcanıyor. Bugün 'A' partisi iktidarda, yarın bir başka parti gelir. O da devleti allak bullak ederse, o da 'bu hakimleri ben atıyorum, hepsini yeniden atayacağım' derse ne olacak? Adaleti kim dağıtacak? Soru bu. Adaleti siyasi partinin başkanının tayin ettiği hakim mi dağıtacak, yoksa tarafsız ve bağımsız olan bir hakim mi dağıtacak?"

"Suriyeliler'e vatandaşlık verilmesini isteyen 'evet' oyu kullansın"

Türkiye'nin yalnızlaştığına vurgu yapan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Suriye ile kavga ettik. Faturayı kim ödedi? Suriyeliler, Suriye'deki Türkmenler, Türkiye'deki ticaret erbabı. Hep beraber ödedik. 4 milyon Suriyeli'yi ağırlıyoruz. 'Evet' geçerse Suriyeliler'e vatandaşlık verecekler. Bunu da söylüyorlar. Vatandaş sandığa giderken bunu da düşünmeli. Suriyeliler'e vatandaşlık verilmesini istiyorlarsa gitsinler 'evet' oyunu kullansınlar. 'Hayır efendim ben işsiz kalıyorum, çocuğum işsiz' diyorsa, o da gitsin 'hayır' oyunu kullansın. Bu kadar basit.

Rusya'ya, İran'a bakın kavgalıyız. Komşumuz Bulgaristan'a bakın, büyükelçisini çekti. Sayın Cumhurbaşkanı önemli bir şey söyledi, çok önemli. Döndü bütün Avrupa'ya 'eğer bu tutumunuz devam ederse siz kendi ülkenizde caddede, sokakta rahat gezemezsiniz' dedi. Ne demek bu? Yani El Kaide'den ben sorumluyum onu mu demek istiyor, IŞİD'ten ben sorumluyum onu mu demek istiyor?"

Türkiye'nin dünyadan soyutlandığını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Ne oldu? Bizim büyükelçimiz çağrıldı. 'Bu sözlerin anlamı nedir' diye soruyorlar büyükelçiye. Ne diyecek büyükelçi? 'Efendim dikkate almayın sayın Cumhurbaşkanı espri yaptı' diyecek herhalde, büyük bir ihtimalle. Ne diyecek başka?" dedi.

Kılıçdaroğlu, "Durup dururken Rusya ile kavga ettik, sonra gittik ve Rusya'dan özür diledik, el etek öptük. Bu benim ağırıma gidiyor." diye konuştu.