Kılıçdaroğlu, Yozgat'taki sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve kanaat önderleriyle bir otelde basına kapalı toplantıda bir araya geldi.

Daha sonra hafta içinde 93 yaşında hayatını kaybeden emekli müftü yardımcısı Halil İpek'in ailesine taziye ziyaretinde bulunan Kılıçdaroğlu, ardından Yerköy ilçesine bağlı Saray köyünde bulunan ve geçen yıl Şırnak'ın İdil ilçesinde şehit düşen Özel Harekat Polisi Muzaffer Tufaner'in babaevine gitti.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, şehidin babası Ali ve annesi Ayten Tufaner'e taziyelerini iletti.

Basına kapalı gerçekleştirilen ziyaretlerin ardından Kılıçdaroğlu, Saray köyünde bulunan köy kahvesinde vatandaşlarla bir araya gelerek, sorunları dinledi.

Burada ikram edilen çayı içen Kılıçdaroğlu, vatandaşlarla bir süre sohbet etti.

Vatandaşların siyasiler arasındaki kavgadan rahatsızlıklarını bildirmesi üzerine Kemal Kılıçdaroğlu, vatandaşlara haklı olduklarını belirterek, siyasiler arasında gerginlik olmaması gerektiğini vurguladı.

Bir vatandaşın, "Vatandaşların sorunlarına CHP'nin çözümleri nelerdir ve vatandaşın A partisinden B partisine geçmesi için siz ne çözüm öneriyorsunuz?" diye sorması üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Çözüm şöyle, bir sefer eski algılardan vazgeçmek lazım. İki, takım tutar gibi parti tutulmaz. Bir parti hata yapıyorsa halk oyuyla, 'o hatayı sen yaptın ben de seni bu sefer iktidardan alıyorum' demesi lazım. Eğer bir takım tutar gibi parti tutuyorsak, bütün hatalarına, eksiklerine rağmen gidip oyumuzu veriyorsak bir eksiklik, bir yanlışlık vardır. 'Bizim hiçbir kusurumuz yoktur, biz her şeyi doğru söyledik, şunu yaptık, bunu yaptık' diye bir iddiamız yok. Bunu söylersek doğru olmaz, eksiğimiz var. Nedir eksiğimiz? Gelip vatandaşı dinlemedik, 'ya arkadaş derdin nedir?' demedik, çayını içmedik. Bizim de bu eksiğimiz var, bunu gidermeye çalışıyoruz. Emin olun Türkiye'nin çözülmeyecek hiçbir sorunu yoktur. Her sorunu çözülür. Bugün çiftçilerle bir toplantı yaptım, Hollanda'dan örnek verdim. Hollanda süs bitkilerinde dünya birincisi. Laleyi Osmanlı'dan, bizden alan Hollanda, biz de yıllar sonra ekelim diye gidip Hollanda'dan lale alıyoruz. Dünya birincisi, Konya'dan küçük. Yine et üretiminde dünya üçüncüsü. Konya'dan küçük, bize canlı hayvan ihraç ediyor. Niye? Konya'dan küçük bir yerin bütün dünyaya ihraç ettiği tarım ürünü 80 milyar Avro, bir yılda. Türkiye ne kadar ihraç ediyor, 17 milyar. Beş kat fazla, ne eksiğimiz var? Toprak var mı? Daha fazlası var. İnsan var mı? Daha fazlası var. Güneş var mı? Daha fazlası var. Su var mı? Daha fazlası var. Eksik olan ne? Namuslu siyasetçi."

Bu sırada vatandaşlardan birinin, "Acaba sizin partinizde namuslu siyaset nasıl oluyor bir anlatsanız, Ankara'dan İstanbul'a kol kola yürürken namuslu mu olunuyor? Kimlerle yürüdün?" şeklindeki tepkisi üzerine, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, şöyle yanıt verdi:

"Ankara'dan İstanbul'a adalet için yürüdüm. Kimlerle yürüdüm? Hiçbir partinin bayrağı yok, sadece Türk bayrağı var. Her partiden insan vardı. Bir milyonun üstünde insan vardı. O insanların içinde, o insanlar nedir, kimdir ben gidip hepsinin kimliğine nereden bakayım. Ben en öndeyim. Elimde adaletin levhası var, yanımda, sağımda, solumda, arkamda Türk bayrağı var. Kiminle yürüyorum? Bu memleketin insanıyla yürüyorum. Kim adalete inanıyorsa kim adaletten, haktan, hukuktan yanaysa kim insandan yanaysa kim alın terinden yanaysa kim bayrağından vatanından milletinden yanaysa gelsin yürüyelim. Ben insanları ayırmam."

Vatandaşın, yürüyüşte terör örgütüne destek verenlerin de olduğunu söylemesi üzerine Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmeyi yşöyle devam etti:

"Terör örgütü, Türkiye'de Karadeniz'de hangi partiye saldırdı, hangi siyasi partinin liderine? Demek ki teröre karşıyız değil mi, demek ki PKK'yı lanetliyoruz değil mi, demek ki şehitlerimize sahip çıkıyoruz değil mi? Ben PKK'nın saldırısına uğrayacağım, PKK'nın saldırısında kurşunlarla saldırıya uğrayacağım, bu tür eleştirileri doğru ve samimi bulmuyorum. Bütün provakasyonlara karşı çıkacağız. Ben bu ülkede, bu ülkeye hizmet eden, bu ülkede çalışan, bayrağına saygılı olan hiçbir ayrım yapmıyorum insanına saygılı olan, vatanına saygılı olan her vatandaşımın başımın üstünde yeri var. Hangi partiye mensup olursa olsun. Tek ölçüm budur, bayrağına saygılı olacak, vatanına saygılı olacak, insanına saygılı olacak."

Ankara'dan İstanbul'a yürürken aralarında provokatörlerin de olduğunu, onları tek tek ayıkladıklarını, kendilerine taş atanları sadece alkışladıklarını anımsatan Kılıçdaroğlu, çünkü kavga etmemeleri gerektiğini ve bu memleketin kavgadan çok çektiğini ifade etti.

Kılıçdaroğlu, partisinin Suriyelilerle ile ilgili görüşünün sorulması üzerine, Suriyelilerin ülkelerine dönmelerini istediklerini aktardı.

Daha sonra Yukarı Elmacılı köyünde yaşayan Güngör Koç'un evine misafir olan Kılıçdaroğlu, ardından Yozgat'tan ayrıldı.