Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, "Herkese, her bireye, her kuruma muhalefetiyle, iktidarıyla herkese
düşen bir şey var ve altını çizerek ifade
ediyorum burada birlikte yaşamanın sorumluluğunu ve gerekliliğini
mutlaka yerine getirmek zorundayız. Bu işin aktörleri bu konuda
sorumluluklarını yeniden, bir kez daha gözden geçirmelidir.

Toplumu germenin, toplumdaki tansiyonu yükseltmenin hiç kimseye yarar sağlamayacağı açıktır" dedi.

Kılıç, makamında gazetecilere yaptığı açıklamada, AK Parti'nin
kapatılması istemiyle açılan davada görevlendirilen raportörün anayasa
değişikliğiyle ilgili iptal isteminde de görevli olduğunu anımsatarak,
raportörün kapatma davasıyla ilgili dosyayı incelediği için diğer
dosyayı bırakmak zorunda kaldığını söyledi. Kılıç,
"Ama biz Pazartesi günü bu dosyayı tamamlarsak bundan sonrası için
arkadaşımız o çalışmasına da devam edecek ve kısa bir süre içerisinde o
dosyayı da tamamlama gibi bir süreci yaşayacağız" diye konuştu.

"Türkiye'de kurumlar çalıştığı sürece hiç kimsenin endişe etmeye
korkuya, vehme kapılmasına gerek olmadığını düşünüyorum" diyen Kılıç,
bu kurumlar çalışmadığı takdirde bundan korkulabileceğini ifade etti.

-"SAĞDUYU, SOLDUYU DİYE AYIRMIYORUM"-

Türkiye'de kurumların gördüğü kadarıyla hiçbir engele takılmadan
görevlerini yerine getirdiklerini anlatan Kılıç, şöyle konuştu:
"Türkiye'de bu yaşanan sorunlarla ilgili birtakım sigorta görevi
görebilecek kurumlarımız, sigortalarımız, güvence oluşturan kurumlar
vardır. Ve bunlar görevlerini yerine getirdiği sürece herhangi bir
endişeye gerek yoktur. Bu bağlamda Anayasa Mahkemesi dün olduğu gibi
bugüne kadar yaptığı özverili çalışmasını ve faaliyetlerini bundan sonra
da aynı duyarlılık ve aynı sorumluluk bilinci içerisinde yapmaya devam
edecektir.

İfade etmek istediğim o ki; son zamanlarda Türkiye'de barıştan hızla
uzaklaşma gibi bir sürecin yaşandığını görüyoruz. Herkese, her bireye,
her kuruma muhalefetiyle, iktidarıyla herkese düşen bir şey var ve
altını çizerek ifade ediyorum burada birlikte yaşamanın sorumluluğunu ve
gerekliliğini mutlaka yerine getirmek zorundayız. Ben bunu sağduyu,
solduyu olarak ayırmıyorum ama ifade etmek istediğim; birlikte yaşamanın
gereğini herkes yerine getirmek durumundadır. Bu işin aktörleri bu
konuda sorumluluklarını yeniden, bir kez daha gözden geçirmelidir.

Toplumu germenin, toplumdaki tansiyonu yükseltmenin hiç kimseye yarar
sağlamayacağı açıktır."
Haşim Kılıç, Anayasa Mahkemesi'nin bu süreçte üzerine düşen görev ve
sorumluluğu en kısa sürede ve en duyarlı şekilde yerine getirmeye
çalışacağını ifade ederek, "Bundan kimsenin kuşkusu, endişesi olmasın"
dedi.

"KEŞKE MÜMKÜN OLSA DA KAVGA BAŞLAMADAN SORUNLARIMIZI KONUŞABİLSEK"

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç,
"Keşke mümkün olsa da kavga başlamadan sorunlarımızı barış ortamı
içerisinde, güven ortamı içerisinde konuşabilsek, tartışabilsek.

Hukuk devletinin gereği olan çerçeve içinde bu sorunların
çözülmesi gerekiyor ve böylece çözülecek. Türkiye
bunları aşacaktır" dedi.

Kılıç, makamında gazetecelere açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Haşim Kılıç, bir gazetecinin, AK Parti hakkındaki kapatma davasının
ardından "hükümetle yargı arasında bir uçurum varmış gibi ortam
oluşturulduğunu" söylemesi üzerine, Türkiye'de son bir kaç aydır
yaşananları herkesin gördüğünü belirtti. Kılıç, şöyle konuştu:
"Bu gerilimin aktörleri bellidir. Ama biz bu çerçeve içerisinde bu
olayların bize kadar intikal etmiş olması nedeniyle bu konu üzerinde çok
fazla yorum yapmanın, görüş bildirmenin doğru olmayacağı kanısındayım.

Çok fazla bir şey söyleyemiyorum. Önümüzdeki işler eğer neticelenirse bu
konularda belki çok daha rahat bazı şeyleri ifade etmek mümkün
olabilecektir."
"Tartışmaların odağında genellikle Anayasa Mahkemesi oluyor, bunu nasıl
değerlendireceksiniz?" sorusu üzerine Kılıç, Türkiye'de her şeyde kavga
başladıktan sonra çözüm üretilmeye çalışıldığını, sıkıntının da buradan
kaynaklandığını ifade etti. "Keşke mümkün olsa da kavga başlamadan
sorunlarımızı barış ortamı içerisinde, güven ortamı içerisinde
konuşabilsek, tartışabilsek" diyen Kılıç, ancak Türkiye'de böyle
yapılmadığını, bunun da kolay olmadığını belirtti. Bunun hem kurumları
hem de olayların aktörlerini yıprattığını söyleyen Kılıç, şöyle devam
etti:

"Önümüzdeki konular olmasaydı biraz daha rahat konuşurdum ama Türkiye
bu güne kadar olduğu gibi çok olayların yaşandığı bir ülke. Bu olayların
da üstesinden gelecektir. Kurumlarımız çalışıyor. Çalıştığı sürece ben
çok fazla endişe etmiyorum. Önemli olan bu kurumların çalışabilmesi ve
sonuç alınabilmesidir. Hukuk devletinin gereği olan çerçeve içinde bu
sorunların çözülmesi gerekiyor ve böylece çözülecek. Türkiye bunları
aşacaktır."
AK Parti hakkındaki kapatma davasının ardından Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısı'na yönelik eleştirilerin hatırlatılması üzerine Kılıç,
Başsavcı Yalçınkaya'nın şu anda kamu adına Anayasa Mahkemesi önünde
taraf olduğunu belirterek, o nedenle değerlendirme yapmasının doğru
olmayacağını söyledi.

"Kuruma yönelik değil, başsavcının kişiliğine yönelik sert
eleştiriler" olduğununu söylenmesi üzerine Kılıç, "Ben sadece Sayın
Başsavcı için demiyorum; bu konuda devleti yöneten herkesin şahsına,
kişiliğine yönelik veya yönelecek olan eleştirilerin hukuk çerçevesi
içinde yapılması gerektiğini düşünüyorum. Bu çerçevenin aşılması hem
kurumların yıpranmasına hem de kamu görevini yürütenlerin çok olumsuz
yönde etkilenmesine sebep olabilir. Her tür eleştiride çok ölçülü ve
hukuk çerçevesi içinde kalınması gerekir" diye konuştu.

-"17 KLASÖRÜ TEK TEK İNCELİYOR"-

"AK Parti hakkındaki iddianamenin hukuki temelinin olup olmadığı
yönünde de bir inceleme yapacak mısınız?" soruna karşılık Kılıç, ilgili
yasada yapılan son değişiklikle iddianamenin "reddi gibi bir durumun"
oluştuğunu ifade etti. Söz konusu iddianamede dava dilekçesine ek olarak
17 klasör bulunduğunu belirten Kılıç, raportörün bu 17 klasörü tek tek
elden geçirerek bu konudaki düşüncesini hazırladığını anlattı. Kılıç,
"(Bu iş niye bu kadar uzun sürdü) diye aklınıza bir düşünce gelebilir
ama 17 klasörlük bir çalışmayı arkadaşımız ancak inceliyor" dedi.

Kılıç, sorular üzerine, iddianame ile ilgili ön incelemenin pazartesi
günü yapılabileceğini tekrarlayarak, bu konuda sıkıntı olacağını
düşünmediğini söyledi. Kılıç, "Arkadaşımız yarın raporunu tamamlarsa,
paZartesi günü arkadaşlarımız hazır olurlarsa konuyu rahatlıkla
görüşürüz. Olmazsa salı günü olur, fark eden bir şey olmaz" diye
konuştu.

-KAPATMA DAVALARINA İLİŞKİN ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ-

Kılıç, bir başka soru üzerine, parti kapatma davalarında iddianamenin
kabulü için 15 günlük süre olup olmadığı konusunun spesifik bir konu
olduğunu, "bunun bir ceza davası olmadığı" yönünde Anayasa
Mahkemesi'nin verdiği kararlar olduğu gibi "ceza davası olduğu"
şeklinde kararları da bulunduğunu hatırlattı. Bu konuda bir tartışma
olduğunu ifade eden Kılıç, bu tür tartışmalara da meydan vermeden
pazartesi günü bu işi sonuçlandırmayı umduğunu kaydetti.

Siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştıran Anayasa değişikliklerinin
kapatma davalarını nasıl etkileyeceğinin sorulması üzerine Kılıç, yurt
dışından yeni geldiği için çalışmaları bilmediğini, çalışmalar TBMM'den
geçip sonuçlanana kadar bir şey söylemelerinin şık olmayacağını kaydetti.

"Böyle bir düzenleme dava sürecinde yapılabilir mi?" sorusuna Kılıç,
"Meclis tabii ki bazı düzenlemeleri yapabilir ama yaptığı yasal
düzenlemenin niteliği çok önemli. Bu davayı ne kadar etkiliyor, ne kadar
etkilemiyor onu ben bilemiyorum" yanıtını verdi.

-ABU DABİ GEZİSİ -

Kılıç, 4 ay önce planlanan uluslararası katılımlı yüksek mahkeme
başkanlarının yer aldığı sempozyuma davetli olarak Abu Dabi'ye gittiğini
söyledi. Anayasal sorunların tartışıldığı sempozyumun 3 gün sürdüğünü
ifade eden Kılıç, ziyareti nedeniyle hiç de hoş olmayan yakıştırmalar ve
eleştirilerin muhatabı olduğunu ifade etti. Bundan dolayı üzüntülerini
dile getiren Kılıç, "Türkiye böyle kişilerin bir yere gitmesiyle
işlerin durmasını gerektiren bir devlet değildir. Türkiye büyük bir
devlettir. Dolayısıyla bir insanın olmaması halinde, bir mahkeme
başkanının bulunmaması halinde burada işlerin nasıl yürüyeceği
Anayasa'da ve yasalarımızda açıkça belirtilmiştir. Ben gittikten sonra
buranın sahibi başkanvekilimizdir" diye konuştu.

Kılıç, kendisi toplantılara katılamadığı zaman Anayasa Mahkemesi
Başkanvekili Osman Alifeyyaz Paksüt'ün heyeti toplayabileceğini ifade
ederek, yurt dışına çıkarken Paksüt'e bunu rahatlıkla yapabileceğini
söylediğini aktardı. Haşim Kılıç, "O nedenle işlerde herhangi bir
aksama asla söz konusu değil, olamaz da..." dedi.