Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, hükümeti yargı reformu ile ilgili gerekli düzenlemeleri yapmakta geciktiği için eleştirdi, yargıya da “tarafsızlık” uyarısında bulundu...

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, “Yüksek Yargı Kurumlarının Avrupa Standartları Bakımından Rollerinin Güçlendirilmesi Ortak Projesi”nin açılış konferansında, özetle şöyle dedi:

ADIMLAR ATILMADI: Yargının bağımsızlığı, tarafsızlığı, adil yargılanma, ağır işleyen bir yargı sistemine ilişkin konularda toplumda önemli bir duyarlılık oluşmuştur ve endişe ile nitelenen bu sorunlara acil çözüm dillendirilmiştir. Ne yazık ki topluma acı veren bu konularda gerekli düzenlemeler yapılması için tüm çağrılar sonuçsuz kalmıştır. Her fırsatta yargı, siyasi partiler seçim sistemi, özgürlükler ve demokratik alanın genişletilmesi gibi konularda değişiklik önerileri, toplumun tüm kesimlerince dile getirilmesine rağmen gerekli adımlar atılmamıştır. Korkmadan konuşabilmeyi, öfkelenmeden tartışabilmeyi beceremediğimiz için farklı görüşler arasında olması gereken diyalogları maalesef kuramadık. Kuvvetler arasında yaşanan sınır çatışmalarını büyüterek toplumu taraf olmaya zorladık.

GEÇ HATIRLADI: Sorunları çözmesi gerekenler de yargı reformunu ancak siyasi kavgaların ve siyasi sonuçların sıcak ortamında hatırladılar. Bu sıcak ortamda yargının sorunlarını tartışan başka odaklar ise yargıyı ele geçirme itirazları ve ithamları arasında çözümsüzlüğü güvence altına aldılar. Oysa bu kadar farklılıkların yaşandığı bir ülkede birlikte yaşama ortamını sağlayacak olan tek gücün yargı olduğu bilinmeliydi. Taraf olmaya zorlanan bir yargının, bu görevi yerine getirmesi düşünülemez. Devlete düşen görev insan onurunun kabul etmeyeceği yerel ideolojik saplantılardan kurtularak çağdaş bir yargı gerekli düzenlemeler acilen hayata geçirilmelidir.

TARAFSIZLIK UYARILARI: Hangi düşünce adına olursa olsun yargının taraf olması veya bu görüntüyü vermesi asla kabul edilemez. Yargı toplumun tüm kesiminde sosyal, siyasal duygusal kopuş yaratacak davranışlara neden olamaz. Tarafsızlığını koruyamayan yargı mağdur ettiği insanları ancak öfkelerini kabartır. Yargı kapısında hak isteyen toplum yargıçtan adil yargılama yapmasını istiyor. Kendi yandaşlarına, inanışa ya da ideolojisine daha iyi servis yapabilmek için yargı bağımsızlığının arkasına saklanmak hukuk ahlakının kabul etmeyeceği bir büyük onursuzluktur. Devlet gücünü kullanan kim olursa olsun, hukuk dışına çıktığında hesap vermek zorunda olduğunu bilmelidir. Bu güç, hukuk dışına çıkılarak toplumu hizaya getirme aracı olarak kullanılamaz.

KORKUTMA VE SİNDİRME: Kamu gücünün emanet edildiği görevliler, bunu kullanarak toplumu tehdit etme, korkutma, sindirme hakkına sahip değildir. Yargı yetkisini kullananların adil yargılama yaptığını, tarafsız kaldığını ve herkesin güvencesi olduğunu topluma hissettirme borcu vardır. Hukuka bağlı olmayan kirlenmiş vicdanlarla bu görevin yerine getirilmesi beklenemez. Türk milleti adına kullanılan yargı yetkisinin hiç kimseden esirgenmeden ve geciktirilmeden kullanılması, yargısal sorumluluğun bağımsızlıktan ayrı düşünülmemesini zorunlu kılmaktadır.

"Bireysel başvuru hakkı getirilsin"

Konuşmasında siyasilere ve yargıya sert eleştiriler yönelten Kılıç, AİHM kararlarının iç hukukta yeterince uygulanmadığına da değindi ve bu konuda yargıçların “uygulama isteksizliği” içinde olduğunu ileri sürdü. Vatandaşların Anayasa Mahkemesi"ne bireysel başvuruda bulunma haklarının Anayasa"ya eklenmesini isteyen Kılıç, Yargıtay ve Danıştay"ın bu konudaki itirazlarını kastederek “Bazı endişelerin eleştirilerin direnişlerin ortadan kalkmasına yardımcı olacaksa temyiz incelemesini içermeyeceği Anayasa da açıkça belirtilmelidir” dedi.

vatan