KKTC Dışişleri Bakanlığının yaptırdığı ''Kıbrıs Sorunu: Bilgi, Tutum ve Tercihler'' başlıklı kamuoyu araştırmasının sonuçlarına göre, Kıbrıs Türk halkının öncelikli çözüm tercihi ''iki ayrı devlet'', ikinci tercihi ''federasyon'' olurken, Türkiye ile ''bütünleşme'' isteyenlerin oranında da artış görüldü.

Kıbrıs Toplumsal ve Ekonomik Araştırmalar Merkezi'ne (KADEM) yaptırılan araştırmanın sonuçları, KKTC Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün ve KADEM'in sahibi Sosyolog Muharrem Faiz tarafından açıklandı.

Araştırma, halkın öncelikli çözüm tercihinin ''iki ayrı devlet'' olduğunu ortaya koydu. Kıbrıs Türk halkının çözüm için ikinci tercihi ''federasyon'' olurken, araştırmada en az benimsenen çözüm biçimleri de ''üniter devlet'' ve ''Kıbrıs Cumhuriyeti'ne dönüş'' olarak görüldü.

''İki ayrı devlet'' çözümünü yüzde 37,2 kabul edilebilir bir çözüm, yüzde 39,9 bir uzlaşı olarak kabul edilebilir buluyor. ''İki bölgeli-iki toplumlu federasyon'' çözümünü yüzde 26,2 kabul edilebilir, yüzde 45,7 bir uzlaşı olarak kabul edilebilir görüyor. ''Mevcut durumun devamı'' şeklindeki bir çözümü de yüzde 34,4 kabul edilebilir, yüzde 37,1 bir uzlaşı olarak kabul edilebilir buluyor.

''Türkiye ile bütünleşmeyi'' yüzde 31,2 kabul edilebilir bir çözüm, yüzde 28 bir uzlaşı olarak kabul edilebilir olarak belirtiyor. ''Üniter devlet'' çözümünü yüzde 15,7 kabul edilebilir, yüzde 43,4 bir uzlaşı olarak kabul edilebilir bulurken, ''Kıbrıs Cumhuriyetine dönüş'' çözümünü ise yüzde 14,3 kabul edilebilir, yüzde 30,4 ise bir uzlaşı olarak kabul edilebilir görüyor.

-OLMAZSA OLMAZLAR-

Kıbrıslı Türkler herhangi bir anlaşmada bazı ögelerin bulunmasına önem veriyor. Bunların başında, ''yönetimde eşit haklara sahip olma'', ''mülkiyet düzenlemesinin iki kesimliliği bozmayacak biçimde olması'' ve ''iki toplumun kendi bölgelerinde çoğunluk olması'' geliyor.

Araştırma sonuçları Kıbrıs Türk halkının çoğunluğunun, Avrupa Birliği'ne (AB) üyeliğe ve Avrupa'nın bir parçası olmaya sıcak baktığını, ancak uygulamaları nedeniyle de AB'ye yönelik hayal kırıklığı, kızgınlık ve güvensizliğin arttığını ortaya koydu.

Kıbrıslı Türkler, başta Kıbrıs Rum yönetiminin AB üyesi yapılması (yüzde 76 olumsuz olarak değerlendiriyor) olmak üzere, AB'nin birçok karar ve uygulamasını ''olumsuz'' olarak değerlendiriyor.

Yine Kıbrıslı Türkler, AB'nin izolasyonların kalkması konusundaki tutumunu yüzde 69, Kıbrıs sorununa genel olarak yaklaşımını yüzde 68, Doğrudan Ticaret Tüzüğü'ne yaklaşımını yüzde 70, AB kurumlarının mülkiyetle ilgili aldığı kararları da yüzde 72 oranında ''olumsuz'' buluyor.

-KİMLİK ALGISI-

875 kişinin örnekleme alındığı kamuoyu araştırmasına katılanların yüzde 56,6'sı kendisini ''aynı derecede Türk ve Kıbrıslı'', yüzde 11,9'u ''Kıbrıslı değil, sadece Türk'', yüzde 8,4'ü ''Türk ve biraz Kıbrıslı'', yüzde 13,8'i ''Kıbrıslı ve biraz Türk'', yüzde 9,3'ü ise ''Türk değil sadece Kıbrıslı'' hissediyor.

Araştırma sonucuna göre, ''Kıbrıslı Rumların sonradan Hristiyanlaştırılmış Müslümanlar, Kıbrıslı Türklerin de sonradan Müslümanlaştırılmış Hristiyanlar olduğu'' görüşü itibar görmüyor. Kıbrıslı Türklerin üçte ikisi, kendilerini 16. yüzyılda Adayı fetheden Osmanlıların torunları olarak görüyor.

-İNGİLİZ ÜSLERİ KONUSU-

Kamuoyu araştırmasına göre, Adadaki İngiliz üsleri konusunda farklı görüşler bulunuyor. Kıbrıslı Türklerin yarıdan fazlası (yüzde 51), ''gerekli anayasal değişikliklerin yapılarak İngiliz üslerinin adadan çıkarılması gerektiğini'' düşünüyor.

Yüzde 32 oranında bir kesim ise üslerin alanının daraltılmasını ve asker sayısının azaltılmasını talep ediyor.

İngiliz üslerinin mevcut statüsünün aynen muhafazasını tercih edenlerin oranı ise yüzde 17.

-RUMLARLA TEMAS VE BİRLİKTE YAŞAMA KONUSU-

Araştırma sonuçları, başta alışveriş ve işyeri ortamları olmak üzere, konuşmayı da içerecek biçimde Kıbrıslı Türklerin Rumlarla temasının oranının yüzde 40 olduğunu ortaya koydu.

Kıbrıslı Türklerin Rum tarafına geçiş sıklığı, eğitim düzeyi ve hane halkı geliri arttıkça yükseliyor. 35-54 yaş grubundakilerin geçişlerinin daha yüksek olduğu görülüyor.

Rum tarafına geçişlerin en önemli nedenlerini yüzde 62,3 ile köy ziyaretleri ve gezmek, yüzde 42,9 ile alışveriş oluşturuyor. Yüzde 7'lik bir kesim restoranlar, yüzde 6'lık bir kesim de iş için Rum tarafına geçiyor.

Rumlarla birlikte yaşama konusunda ise Kıbrıslı Türklerin yüzde 46'sı karşılıklı evlenmenin, yüzde 51'i ortak iş kurmanın, yüzde 59'u sosyal ilişkiler kurmanın, yüzde 51'i komşu olarak yaşamanın belli bir sürede mümkün olabileceğini düşünüyor.

Süre konusunda görüşler farklılık gösteriyor. Ancak önümüzdeki 3 yıl içinde iki taraftan evlenmeyi mümkün görenler yüzde 16'ya, ortak iş kurmayı mümkün görenler yüzde 17'ye, sosyal ilişkiler kurmayı mümkün görenler yüzde 29'a ve komşu olarak yaşamayı mümkün görenler ise yüzde 17'ye düşüyor. Sonuçlar Kıbrıslı Türklerin, bütün bu ortak alanlar için daha uzun bir zamana ihtiyaç duyduğunu ortaya koyuyor.

Kıbrıslı Türklerin yüzde 55'i, ''Türkiye'nin 1974'de Kıbrıs'ın Yunanistan'la birleşmesini (Enosis) önlemek için müdahale ettiğine'' inanıyor. Yüzde 18'lik bir oran ise bu görüşe katılmıyor. Yüzde 22'lik bir kesim de ''Türkiye'nin Adayı bölmek içim müdahale ettiği'' görüşünde.

-BAKAN ÖZGÜRGÜN-

KKTC Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün, ''araştırma sonuçlarının bazılarının bugün için geçerli olabileceğini, bazıların da genel olarak devamlı önlerinde duracak bir kaynak olduğunu'' ve araştırmanın bilimsel temele dayandığını söyledi.

Türkiye ile entegrasyon isteyenlerin oranında artış olduğunu vurgulayan Özgürgün, araştırma sonuçlarına göre iki ayrı devlet talebinin yüksek oranda çıkmasının ''çarpıcı'' olduğunu belirtti. Özgürgün, bu araştırmayla, Kıbrıslı Türklerin iddia edildiği gibi bir kimlik bunalımı yaşamadığının da ortaya çıktığını kaydetti.

Özgürgün, araştırma sonuçları değerlendirildiğinde halkın büyük çoğunluğunun iki bölgeli bir çözüme destek verdiğini, AB'ye üyeliğin istendiğini, ancak Anavatan Türkiye'nin de istendiğini, ayrıca Türkiye ile entegrasyon oranının arttığının ortaya çıktığını söyledi.

-AP'NİN TÜRKİYE RAPORU-

Bir soru üzerine, Avrupa Parlamentosu'nun (AP) Türkiye ile ilgili son raporunu eleştiren Özgürgün, ''bunun Rum etkisiyle onaylanan bir rapor olduğunu'' söyledi.

Kıbrıs Türkünün AB'yi istediğini, ama anavatan Türkiye'den de vazgeçmediğini ifade eden Özgürgün, ''AP kararı ne isterse söylesin, (Kıbrıs Türkü) Türk askerine, onun garanti ve güvenlik için ortaya koyduğu 1960 Garanti Sisteminin devamına büyük bir çoğunlukla destek veriyor. İki bölgeliliğe destek veriyor'' dedi.

AP raporunun ''Türk askeri adadan çekilsin'' ifadesinin ''ne kadar ciddiye alınabileceğini'' soran Özgürgün, ''Annan Planı'na Rum tarafı 'evet' demiş olsaydı Türk askerinin 650, Yunan askerinin de 950'ye ineceğini'' söyleyerek, ''Bugün 2011. Eğer Annan Planı kabul edilmiş olsaydı, 2011 yılında zaten bu sayılara ulaşılmış olacaktı. Kademeli olarak bu sayı düşecekti'' diye konuştu.

Bu arada araştırmayı yapan KADEM'in sahibi Sosyolog Muharrem Faiz de kendisi açısından ortaya çıkan çarpıcı sonucun, insanların Kıbrıs konusunda yazılı metinlere itibar etmemesi ve örneğin Annan Planı'nda sadece yüzde 10'un altında bir kesimin planı okuması olduğunu belirtti.

Faiz, insanların ''okumamakla'' eleştirildiği Türkiye'de bile son anayasa referandumunda, referanduma sunulan maddelerin halkın yüzde 13'ü tarafından okunduğunun ortaya çıktığını belirtti.

Muharrem Faiz, '' Herkes bilirmiş gibi davranıyor, ama belgeleri okuma oranı az. Bu konuda seferberlik lazım'' dedi.

A.A.