Özellikle orta ve kuzey Anadolu'da kırsal kesimdeki halkı etkileyen Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığının tedavisi ve önlenmesine yönelik önemli adımlar atıldığı açıklandı.

Sağlık ve Tarım ve Köyişleri Bakanlıkları ile Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi (RSHM), Türk Veteriner Hekimleri Birliği, Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği'nin (EKMUD) işbirliğiyle TOBB ETÜ'de düzenlenen 3. Zoonotik Hastalıklar Sempozyumu'nda düzenlenen basın toplantısında, KKKA hastalığıyla ilgili son gelişmeler konusunda bilgiler verildi.

RSHM Başkanı Doç. Dr. Mustafa Ertek, KKKA hastalığından 2008 ve 2009 yıllarına ait vaka ve ölüm sayılarının hemen hemen birbirine yakın olduğunu, yürütülen çalışmalar sonucu bu yıl önceki yıllara göre yüzde 35'lik bir azalma görüldüğünü bildirdi.

KKKA hastalığının spesifik bir tedavisi olmadığını, hastalara daha çok destek tedavisi uygulandığını, diğer yöntemlerin ise henüz araştırma safhasında olduğunu ifade eden Ertek, bu çalışmalardan bazılarının immün serum ve aşı geliştirilmesi üzerinde olduğunu söyledi.

Bulgaristan'da serumla yapılan tedaviden olumlu sonuçlar alındığını, ancak bunların istatistiki açıdan yetersiz veriler olduğunu anlatan Ertek, ''Buradan hareketle immün serum tedavisiyle ilgili proje geliştirildi. Elimizde henüz yeterli veri yok. Bizde de istatistiki açıdan anlamlı bir sayıya ulaşınca gerekli açıklamaları yapacağız'' diye konuştu.

Aşı konusunda da Fırat Üniversitesi ile ortaklaşa bir çalışma yürüttüklerini açıklayan Ertek, üzerinde çalışılan aşılardan birinin ölü virüslerin enjekte edilmesiyle bağışıklık geliştirilmesine yönelik ''Tam virüs aşı'', diğerinin ise biraz daha kompleks özellikteki ''rekombinant aşı'' olduğunu ifade etti.

Bu çalışmadan herhangi bir sonuç alınmaması ihtimali de bulunduğunu kaydeden Ertek, ''Bir aşı ortalama 7 yılda geliştirilebilir. Başarılı olursa belirlenecek risk gruplarına uygulanacak'' dedi.

-''VAKA SAYISI AZALDI''-

Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Zoonotik Hastalıklar Daire Başkanı Dr. Tamer Sami Pelitli de, KKKA hastalığından 2008'de bin 315 vaka, 63 ölüm; 2009'da bin 318 vaka 63 ölüm, bu yıl ise 865 vaka ve 49 ölüm meydana geldiğini bildirdi.

Pelitli, bir soru üzerine, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinde bir hasta üzerinde denenen ve başarılı sonuç alınan, çift filtrasyon yöntemiyle kanın temizlenmesi uygulamasının gelecek yıl belirli bir hasta grubu üzerinde uygulanacağını söyledi.

Kafkas Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zati Vatansever de bir öğretim üyesinin geliştirdiği keneden koruyucu giysiye ilişkin soru üzerine, ''Bu giysi, kenelerin, insanların üzerine gelmesinin önlenmesine yönelik bir amaçla üretilmiş. Sağlık Bakanlığı da geçmişte bununla ilgili bir çalışma yaptı, ancak kırsal kesimdeki halk geleneksel giysilerini değiştirmeme taraftarı. Bakanlık zaten bu nedenle bu düşünceden vazgeçti. Halka benimsetilemeyeceği için sahada etkili olmaz'' şeklinde konuştu.

EKMUD Başkanı Prof. Dr. Haluk Vahaboğlu da bir başka soru üzerine, dünyada zoonotik hastalıkların görülme sıklığının arttığını kaydederek, bunlarla mücadelede koruyucu hekimlik ve kamuoyu baskısının büyük önem taşıdığını ifade etti.

-''ŞARBONUN KÖKENİ KAFKASLAR''-

RSHM Moleküler Mikrobiyoloji Araştırma ve Uygulama Laboratuvarı Şefi Prof. Dr. Rıza Durmaz da, Türkiye'de görülen şarbon hastalığının kökeni ile ilgili merkezde yürütülen çalışma konusunda bilgiler aktardı.

Çalışma sonucunda bu hastalık mikrobunun Kafkaslar'dan geldiğinin belirlendiğini ifade eden Durmaz, ''Yani Gürcistan'daki şarbon mikrobuyla bizdeki aynı orijine sahip'' ifadesini kullandı.

A.A.