Doğum yaptınız ama önceki dönemden çok daha fit görünüyorsunuz. Bunu nasıl başarıyorsunuz? 
Doğum sonrasında emzirme dönemi bittiğinde sıkı bir diyet uygulayıp pilates yaptım. Kaldı ki ciddi bir spor geçmişim de var, yıllarca voleybol oynadım. Ancak genel olarak kendini iyi hissetmemin nedeni mutlu olmam. Ekranda beni soğuk buluyorlar ama konuşmaya başladığımda aslında hiç de öyle olmadığımı söylüyorlar. Kişiyi en çok güzelleştiren, bakışlarıdır. Bir insan ilerleyen zamanlarda ne kadar estetik yaptırırsa yaptırsın, yaşını bakışları belli ediyor; aynı şekilde kişinin güzelliği de bakışlarına yansıyor. Şimdi mesela çok mutlu olduğum için kendimi güzel hissediyorum. 
 
Kadınların babalarını andıran adamlara âşık olduğu söylenir. Eşiniz Halit Ergenç, Tanju Korel’e benziyor mu? 
Halit babama hiç benzemiyor. Tek ortak noktaları, ailelerine düşkün olmaları. Karakter olarak çok farklılar. Hemen her kız çocuğu gibi, ben de babama âşıktım. Ancak ona benzeyen bir insanla olmayı tercih etmedim. Evet, o iyi bir babaydı; ancak eş olarak zor biriydi. Sevgisiyle sınırlarını belirleyen bir adamdı. Halit’le çok özgürüm. Hayatımızda hiçbir kural, hiçbir mecburiyet yok. Sadece özgürlük var. İkimizin yarattığı bir özgürlük. İlk defa her anımı bir insanla yaşıyor ve kendimi bu kadar özgür ve mutlu hissediyorum. Kız arkadaşlarımla buluştuğumda herkes Halit’in gelip bizi güldürmesini bekliyor. 
 
Ekranda mesafeli, soğuk bir kadın imajı verdiğinizden bahsettiniz... 
Evet, aslında komedi oynamayı hayal ediyorum. İzleyiciyi güldürmeyi istiyorum, komik bir rolü kendisine çok yakıştırıyorum. Bazen kendimi ekranda izlediğimde ‘Aaa, benim böyle bir yüz ifadem de mi varmış!’ dediğim çok sahne oluyor. Demek oyunculukta kendimle ilgili daha keşfedeceğim çok şey var! 
 
Seyahatlerinizde nasıl vakit geçiriyorsunuz? 
Tatilde alışverişten nefret ederim. Zamanımı öyle geçirmek bana çok saçma geliyor. Paris’e gidip de hiçbir şey almadan dönen bir tek ben varım herhalde. Zaten alışverişten hiç anlamam. Kıyafetlerimi yıllarca giyerim. Her tatilde üzerimde aynı uzun elbiselerimi gören arkadaşlarım ‘Yazlık üniformanı giydin’ diye benimle dalga geçer. Ailece spontane tatilleri çok seviyoruz. Ellerimizde harita, metroyla gezip yeni yerler keşfetmeye bayılıyoruz. Gittiğimiz şehirdeki en kötü sokağı bulma konusunda ustayız; ancak bazen bu sayede o kadar ilginç yerlere, küçük kafe ve lokantalara denk geliyoruz ki... Turistik her şeyden uzak duruyoruz. Örneğin Fransa’daysak oradakiler gibi yaşamayı, birkaç günümüzü öyle geçirmeyi tercih ediyoruz. En büyük keyiflerimizden biri, ismini hiç duymadığımız sanatçıların CD’lerini almak. 
 
Halit Ergenç’le ilişkiniz, evliliğiniz çok konuşuldu. Ancak siz bu konuda yorum yapma konusunda hep mesafeliydiniz… 
Bizim hikayemiz çok uzun ama bunu anlatmayı, bu konuda konuşmayı hiçbir zaman tercih etmedik. Benim için Halit’in en büyük özelliği ve onunla bu kadar mutlu olmamın sebebi, bana konuşmayı öğretmesi. Bana konuşarak her şeyi çözebileceğimizi, hiçbir şeyi saklamamayı; düşündüğüm, hissettiğim her şeyi söyleyebilmeyi öğretti. Bu kadar. Bunu istediğiniz gibi yazabilirsiniz. 
 
Mutlu, huzurlu, hayatından mutlu bir kadın imajı çiziyorsunuz. Kendinizi kötü hissettiğiniz bir şey yok mu gerçekten? 
Olmaz olur mu! Özellikle Ali daha da küçükken, çalışırken, kendimi çok mutsuz hissettiğim zamanlar oldu. Yetersizlik duygusuyla baş edemiyordum. Zannediyordum ki her boş anım Ali’ye ait olmalı. Etrafımdakiler bunu çok abarttığımı söylüyordu. Neyse ki bunun benim veya Ali için iyi bir şey olmadığını öğrendim. Zamanla bu konuda da bir denge yakaladım. 
 
Peki ya (sözde) ‘meşhur’ kıskançlığınız? Gerçekten eşinizi rol arkadaşlarından kıskanıyor musunuz? 
Ben tüm bunları gerçekten yapıyor olsaydım bu evlilik sürer miydi? Özellikle son iki sene bu konu öyle bir noktaya geldi ki, dokuz yaşındaki bir kız çocuğu bile yanıma gelip bunu sorabiliyor. İnsanlar ekranda gördükleri her şeye çok inanıyorlar. Ben Halit’le evliyim, o da Bergüzar’la evli. Dizide bir karakteri canlandırıyoruz. Biz de herkes gibi işimizi yapıp, sonra normal hayatımıza devam ediyoruz. 
 
Ya tiyatro sahnesi? 
Daha çok yakın bir zamanda Yücel Erten’den çok cazip bir teklif aldım ancak Ali henüz bu kadar küçükken bana sunulan programa ayak uyduramayacağımı düşünüyorum. Onun için şimdilik tiyatro hayallerimi ertelemek zorundayım. ‘Evet’ deyip sonra da çocuk yüzünden herkesin işini aksatmayı kendime yakıştıramam. ‘Provalara gelemem!’ demek tiyatroya büyük saygısızlık olur. 
 
ELLE dergisine bikinili poz verdiniz. Bu çekimden sonra kimsenin sizi ‘bikiniyle yakalamasına’ gerek kalmaz. 
Bikiniyle yakalanma meselesi çok komik. Denize peştemalla girsem ve beni çekseler, yakalanmış olacağım. Hepimiz bikini giyiyoruz! 
 
‘Muhteşem Yüzyıl’ın finalinde konuk oyuncu olarak yer aldınız. Neden diziye dahil oldunuz? 
Bu tamamıyla Meral Okay ve Timur Savcı’nın ricasıyla gerçekleşti… Çok da keyifli oldu. Bu arada, diziye devam etmeyeceğim. Sadece bir bölümlük bir işti. Hatta jenerikte ismimin geçmesini de istemedim. O bölümün tanıtımında da görünmeyip, akşam doğrudan dizide çıkayım, sürpriz olsun; olsun bitsin diye düşündüm. Meral Abla (Okay) dizinin kutlama yemeğinde ‘Senin için bir karakter yazdım. Sezon sonunda bir bölüm giriyorsun, haberin olsun’ dedi. Yani önceden konuşulmuş, planlanmış bir şey değil. Yazdığı karakteri benim oynamamı düşündüğünü dile getirdikten sonra ben de ne oynayacağım diye sormadım. Yurtdışında da tanınan oyuncular bir diziye konuk oyuncu olarak (bir bölümlük) girerler. Bu, yapımcının, senaristin ve oyuncunun birbirlerine karşılıklı yaptığı bir jesttir. Tabii ki kabul ettim. Keyifli bir deneyimdi. İş konusunda Halit kimseden benim için bir şey istemez. Bunun neden bu kadar sorgulandığını anlamıyorum. Sonuçta ben de bir oyuncuyum.
 
RADIKAL