Küçükala, Kaçkar Dağları Sürdürülebilir Orman Kullanımı ve Koruma Projesi'nin, İstanbul'un yüzölçümünün üçte birine karşılık gelen bin 800 kilometrekarelik pilot alanda uygulandığını belirtti. 
 
Projenin 15 Ocak 2007'de başladığını ve yeni sona erdiğini, proje için yaklaşık 2 milyon avro harcandığını ifade eden Küçükala, projenin finansmanının yüzde 80'inin AB hibe fonları, yüzde 20'sinin ise TEMA Vakfı tarafından karşılandığını anlattı. Proje kapsamında çalışan sadece 2 aracın 200 bin kilometreden fazla yol kat ettiğini vurgulayan Küçükala, projedeki amaçlarının yerel çeşitliliği, kırsal kalkınmayı sağlamak, turizmin gelişimi ve alanın korunması için önlem almak olduğunu kaydetti. 
 
Yaptıkları çalışmalarla Kaçkar Dağları'ndaki bitki ve hayvan türlerinin envanterini çıkardıklarını dile getiren Küçükala, “Kaçkarlarda, özellikle bölgede yaşayan çengel boynuzlu dağ keçisi, yaban keçisi, ayı, vaşak, kurt, çakal gibi türler bulunuyor. En ilginç olan ise çengel boynuzlu dağ keçilerinin Kafkasya'nın dışında bu bölgede de yaşıyor olması. Kaçkarlar bu açıdan çok değerli bir saha” dedi. 
 
Bölgede çok sayıda boz ayının da bulunduğunu, altı ayının vericilerle sahada izlendiğini anlatan Küçükala, şunları söyledi: “İnsanların yaşam alanlarına giren ve tarım ürünleri ile arılara zarar veren ayıların davranışlarını saptamak için boz ayıları vericilerle takip ederek yaşam sahalarını tespite çalıştık. İzleme çalışmaları devam ediyor. Son dönemde yapılan uygulamalar sonucunda insanlarla yaban hayvanları uyumlu bir şekilde yaşamlarını sürdürüyor. Bölge halkı doğal yaşam konusunda çok duyarlı. Korunan türler bugüne kadar onların sayesinde geldi. Son zamanlarda ise köyler boşalıyor. Dışarıdan gelen yatırımlarla doğal yaşamın önünde engeller çıkıyor. Su, maden ile ilgili yatırımlar yaban hayatı için büyük risk oluşturuyor.” 
 
112 ENDEMİK BİTKİ TÜRÜ TESPİT EDİLDİ 
Küçükala, Kaçkarlar'da özellikle kelebek, kuş ve bitki zenginliğinin öne çıktığına dikkat çekerek, bunun altında yatan sebebin ise Kaçkarlar'da Karadeniz'e ait iklim koşullarının yanı sıra Çoruh Nehri nedeniyle Akdeniz ikliminin de hakim olması olduğunu ifade etti. 
 
Bölgede bitkilerin iklim çeşitliliği nedeniyle farklılıklar gösterdiğini belirten Küçükala, “Kelebek, kuş ve hayvan çeşitliliği açısından zengin bir saha. Özellikle bitki çalışması sırasında sadece Gürcistan'da olduğu bilinen “Scorzonera Ketzkhovelii Grosshyeni” isimli bitki türünün bölgede de olduğu saptandı. Ayrıca, yok olma tehlikesi ile karşı karşıya 112 endemik bitki türü tespit edildi” diye konuştu. 
 
Kaçkarlar'ın 17 Avrupa ülkesinden daha zengin kelebek varlığına sahip olduğunu, birkaç saatlik gözlemle 70-80 tür kelebek gözlemlenebildiğini vurgulayan Küçükala, şöyle devam etti: “Çalışmalarımızda 2'si bölge için yeni, 210 çeşit kelebek türü tespit edildi. Kaçkarlarda kelebek türü ve sayıları oldukça fazla. Dünya ölçeğinde nesli tehlike altındaki 3 türü bünyesinde barındırıyor. 
 
Kaçkar Dağları'nda Akdeniz'e ait kuş türleri de tespit edildi. Proje alanında 118 kuş türünün ürediği belirlendi. Bunlardan uluslararası ölçekte 1 türün nesli tehlike altında, 4 türün de tehdide yakın kategoride olduğu belirlendi. Hem suda, hem karada yaşayan 22 sürüngen türü belirlendi. Sahada varlığı daha önce bilinmeyen 3 kertenkele ile 1 yılan türü saptandı. Bunların içerisindeki en önemlilerinden birisi 'Kafkas semenderi'. Bu tür, yüksek rakımlardaki durgun akan ve çok temiz sularda yaşayan bir semender türü. Bu türün yaşam alanlarının daraltılması tehlike arz ediyor. Yani bu tür yok olma tehdidi ile karşı karşıya.” 
 
BÖLGEDEN BİTKİ VE KELEBEK TÜRLERİ KAÇIRILIYOR 
Son dönemde Kaçkarlar'da kelebek ve bitki kaçakçılığının oldukça fazla olduğunu ileri süren Küçükala, şöyle dedi: “Kaçakçılar genlerimizi, geleceğimizi çalıyor. Bu türleri çalan yabancılar, kendi değerlerimizi gelecekte ticari anlamda bize satabilir. Sahada yaptığımız çalışmalarda 20 bavul kelebeğin kaçırıldığını, gümrüklerde yakalandığını saptadık. Bazı böceklerin kaçırıldığını tespit ettik. Bütün bunlar izin almadan gelen bilim adamları, sadece bitki kaçırmak için gelen kişiler, kelebek koleksiyoncuları tarafından yapılıyor. Sonuçta Kaçkarlar'ın, Türkiye'nin genleri başka yerlere kaçırılıyor. Ancak son zamanlarda bölge halkı kaçakçılık konusunda bilinçlendi. Araştırma yapan kişiler hakkında ilgili birimlere şikayette bulunuyorlar.”
Küçükala, Kaçkar Dağları'nda son dönemlerde yapılan HES projelerinin de sahayı ciddi anlamda tehdit ettiğini savunarak, “HES ülkemizin enerji ihtiyacı ve kaynakları açısından bir zorunluluk arz ediyor, ancak Kaçkar Dağları'nda yapılan araştırmada HES'lerin her yerde yapılmaması gerektiği sonucunu ortaya koyuyor. Kaçkarlar'da su kaynağının çıktığı yerden denize ulaşılıncaya kadar her noktada HES yaparsanız ekosistemi öldürürsünüz. Yüksek kesimlerde yapılacak HES'ler ekosistemi, tarım alanlarını, su samuru, dere kuşu gibi türlerin yok almasına yol açacaktır. Bölgede az olan tarım alanlarını bitirecek ve halkı göç etmeye zorlayacaktır” diye konuştu. (AA)