Zonguldak'ın Çaycuma ilçesinde, cinayete kurban giden Köroğlu ailesinin hayatta kalan tek ferdi Ali Köroğlu, katliam zanlısı Şafak Köksal'ın daha önce de kızkardeşine tüfekle ateş ettiğini, kızkardeşinin kendisini masanın altına atarak kurtulduğunu, ancak bu olayın muhtar azasının araya girmesiyle karakolda kapatıldığını ileri sürdü

Zonguldak'ın Çaycuma ilçesinde, cinayete kurban giden Köroğlu ailesinin hayatta kalan tek ferdi Ali Köroğlu, ailesinin mezarına giderek dua edip, acısını dindirmeye çalışıyor.

Eniştesi Şafak Köksal'ın (22) işlediği cinayette babası Hüseyin, annesi Havva, kardeşleri Ayşe, İlknur, Zülfiye ve Aydın ölen Ali Köroğlu, evlerine yapılan saldırıda merminin isabet etmesi sonucu kırılan camını değiştirmek üzere sökmesinin ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Köye gelirken yolda olayı öğrendiğini, bunun üzerine ormanlık alandaki cinayet yerine gittiğini anlatan Köroğlu, evdeki 2 kardeşinin cesetlerini ise otopsi yapılırken gördüğünü kaydetti.


Kız kardeşinin Şafak Köksal'a kaçmasının ardından üzerlerine düşen görevi yerine getirerek Ayşe'nin telli duvaklı gelin olmasını sağladıklarını anlatan Köroğlu, şöyle konuştu:

''Kız kardeşim, eşiyle sürekli tartışıyordu. Biz hepimiz çalışıyoruz. Ancak, damat herhangi bir yerde çalışmadığından evde sorunlar yaşıyorlardı. Gereken yardımları yapıyorduk. Ancak o zaman bile biz suçlanıyorduk. Kardeşimin huzuru bozulmasın diye yanına bile gitmiyorduk. Her seferinde kız kardeşimi dövüyordu. En son kavgalarında kız kardeşimin boğazını makasla keserek, eline geçirdiği ve daha sonra bu olayda kullandığı av tüfeğiyle bir el ateş etmiş. Kardeşim mutfağın köşesine kendisini atarak kurtulmuş. Jandarmaya telefon etmiş. Yaklaşık bir ay önce gerçekleşen bu olayda Şafak Köksal bazı kişilerin kendisini kollaması sonucu ceza almadı.

Çayır köyünün muhtar azası silahı alarak saklamış. Karakola olayla ilgisi olmayan tek kırma tüfeği teslim ediyorlar. Bu olayın ardından kız kardeşim evini terk ederek boşanma dilekçesi verdi. Kardeşim silah konusunu karakolda gündeme getirmesine rağmen de önlem alınmadı.''

Bir arkadaşını askere uğurlaması nedeniyle olayın olduğu saatlerde köyde bulunmadığını belirten Köroğlu, ''Eğer, arkadaşımı askere uğurlamak için eve gecikmeseydim, ailemle birlikte bende öldürülebilirdim. Normal zamanda olaydan 3-4 saat önce köyde olurdum. Bende ailemin öldürüldüğü kamyonetin kasasında olurdum. Şu anda evde kimse yok. Yalnızlık çok kötü. Allah kimseye vermesin'' diye konuştu.

''SORUMLULARDAN HESAP SORACAĞIZ''
Jandarma karakolunda görevliler ile muhtar azası hakkında da şikayetçi olacağını ifade eden Köroğlu, Köksal'ı cinayete yakınlarının azmettirdiğini ve yardımcı olduğunu ileri sürürük, şöyle devam etti:

''Olayda kullanılan tabancalardan birisi amacasına ait, tüfek ise kız kardeşime daha önce ateş ettiği ve muhtar azasının saklayarak jandarmaya teslim etmediği silahtır. Diğer tabancayı ise kız kardeşime askerdeki birliğinden getirdiğini söylemişti. Cinayeti azmettiren ve yardımcı olan kişiler hakkında suç duyurusunda bulunacağım. Gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine kadar olayı taşıyacağım. Ailem evden çıkarken de birileri Köksal'a haber vermiş. Bunların tespit edilmesini istiyoruz. Köksal'ın, son dönem telefon kayıtları incelenmelidir.''

GÜNEYDOĞU'DA ASKERLİK OĞLUMUN PSİKOLOJİSİNİ BOZDU

Şafak Köksal'ın kız kardeşinin evi terk etmesinin ardından cep telefonuyla ölüm tehdidine yönelik mesajlar çektiğini anlatan Köroğlu, ''Benim bundan haberim olmadı, ailemin var mıydı bilmiyorum? Olsaydı, savcılığa şikayet dilekçesi verirdim, önlem aldırırdım. Ailemi ormandan kömür ocağına göndermezdim. Hayatlarını riske atmazdım. Kardeşimin telefonunu da savcılığa teslim edeceğim'' dedi.

''YEĞENİMİ BIRAKMAYACAĞIZ''
Köroğlu, yeğeninin şu anda Köksal'ın ailesinin evinde olduğunu, ancak orada bırakmayacağını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Yeğenim doğduğundan itibaren her türlü yardımı yaptık. Kız kardeşimin sütü yoktu, özel mamalar satın aldık. Babası ise sadece bir biberonla, bez almıştır o kadar. Onun dışında yeğenimin boğazından onların bir lokması geçmedi. Benim şu anda bakacak kimsem yok. Maddi durumum iyi. Amcam ve yengem var, onlarla görüşeceğiz. Biz bakamazsak, belirli yaşta geri almak ve masraflarını karşılamak şartıyla Çocuk Esirgeme Kurumuna vermek istiyoruz. Çünkü, ben bebeğe bakmasını bilemem. Kesinlikle yeğenimi onlara bırakmayacağım. Hukuki yönden gerekeni yapacağım.''


ZANLININ KIZ KARDEŞİYLE NİŞANLIYMIŞ
Katil zanlısının kız kardeşi Nurdan ile yaklaşık 6 yıl önce nişanlandıklarını ancak onun başkasına kaçtığına da dikkati çeken Köroğlu, ''Kız kardeşim, daha sonra Şafak'ı sevince evlenmelerine izin vermeyeceğiz düşüncesiyle kaçmış. Çünkü, biz daha önceki nişan döneminde aileyi yakından tanımıştık. Kabul etmezdik. Ama daha sonra onları affederek evlendirdik'' diye konuştu.

Şafak Köksal'ın annesinin kız kardeşi hamileyken silah dipçiğiyle karnına vurduğunu iddia eden Köroğlu, zanlının çocuğunu görememe gibi bir durumunun söz konusu olmadığını, olayın saptırılmaya çalışıldığını ileri sürdü.

Köroğlu, Şafak Köksal'ın anlatıldığı gibi Hakkari'de terör örgütüyle çatışmalara girmediğini de öne sürdü.

OLAY
Çayır köyünde bir süredir eşiyle ayrı yaşamasından karısının ailesini sorumlu tuttuğu ileri sürülen Şafak Köksal (22), 20 Ağustosta kayınbabası Hüseyin Köroğlu (45), kayınvalidesi Havva Köroğlu (45), baldızları İlknur (26) ve Zülfiye Köroğlu'na (24), işlettikleri maden ocağından dönüş için kullandıkları güzergahta pusu kurmuştu.

Yola koyduğu büyük odun parçasıyla Köroğlu ailesinin bulunduğu kamyonun geçişini engelleyen Köksal'ın, araçtan inerek odunu kaldırmak isteyen baldızları İlknur ve Zülfiye Köroğlu'nu tabanca ve pompalı tüfek kullanarak öldürdüğü, anne ve babaya da araçtan çıkmalarının ardından ateş ettiği öne sürülmüştü.

Kayınbabası ve kayınvalidesi de olay yerinde ölen Köksal'ın daha sonra 5 kilometre uzaklıktaki eşinin bulunduğu eve giderek eşi Ayşe Köksal (22) ve kayınbiraderi Aydın Köroğlu'nu (20) da pompalı tüfek ve tabanca kullanarak öldürdüğü iddia edilmişti.

Köksal'ın, 5 aylık oğlu Doğu'yu alarak yaşadığı eve gitmesinin ardından jandarmaya kendini ihbar ettiği ve bir kahvehanede çay içerken gözaltına alındığı öğrenilmişti.

Şafak Köksal ve olaya karıştığı iddia edilen kardeşi İsmail, dün çıkarıldıkları mahkemece tutuklanmış, ölen 6 kişi de dün düzenlenen törenin ardından köylerinde defnedilmişti. / akşam