Kaplan, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, yargı paketindeki "makul şüphe üzerine arama ve el koyma" düzenlemesinin Anayasa'nın kişi hürriyeti ve güvenliği özel hayatın gizliliği ve konut dokunulmazlığına ilişkin bağlayıcı hükümlerine aykırı olduğunu öne sürdü.

Yargı paketindeki düzenlemelerin iç güvenlik paketiyle perçinlendiğini ifade eden Kaplan, TMMOB'un bugün torba yasayı protesto ettiği eyleme katıldığını, polisin basın açıklaması yapılmadan eylemcilere gaz sıktığını söyledi.

Kaplan, makul şüphe düzenlemesiyle hukukun olmadığı yerde herkesin suçlu duruma düşebileceğini savunarak, "Güvenlik güçlerine aşırı ve orantısız güç yetkisi verdiğinizde bu, adeta vur emri düzeyine çıkıyor. Makul şüphe makul katiller yaratıyor" diye konuştu.

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Kaplan, bu düzenlemelerin vatandaşa olağanüstü hal yaşattığını öne sürerek, "TMMOB'un açıklamasında yağmur yağıyordu. Yağmurdan korunmak için parkamın kapşonunu çekmiş olsaydım, vur emrinin kapsamına girmiş olacaktım" dedi.

Paralel yapıya yönelik operasyonla ilgili görüşü sorulan Kaplan, yargının bağımsızlığının sağlanması gerektiğini belirterek, "Kişilerin hukuksal güvencesi olmazsa bugün başkasına, yarın başkasına yapılabilir. Demokraside böyle keyfilik olmaz" diye konuştu.

Yargı paketi ve iç güvenlik paketlerinin yasalaşmasına tepkileri hatırlatılan Kaplan, "Bu dönemde Kürt sorununun çözümü mümkün mü" sorusuna, "Bunları ayırmak lazım. Çözüm süreci ne olursa olsun Türkiye'nin ertelenemez sorunudur. Denenmeyen tek yol kaldı, o da demokratik çözüm iradesinin konulması. Bu şansı değerlendirmek zorundayız" cevabını verdi.