İstanbul Üniversitesi (İÜ) Onkoloji Enstitüsü Öğretim Görevlisi Uzm. Dr. Yavuz Dizdar, Türkiye'de önümüzdeki 20 yılda kanserden ölümlerin 500 bine, hasta sayısının ise 1.5 milyona ulaşılacağının tahmin edildiğini söyledi.

Dizdar, Trakya Üniversitesi Genç Tema Topluluğu'nca, üniversitenin Balkan Yerleşkesindeki Konservatuvar Salonu'nda düzenlenen ''GDO ve Nişasta Bazlı Şekerleme'' konulu panelde yaptığı konuşmada, ekşimeyen homojenize yoğurtların ve UHT sütlerin tüketilmesinin kesinlikle zararlı olduğunu söyledi.

Endüstrileşmiş ve endüstrileşme sürecinde olan bütün ülkelerde olduğu gibi kanser hastalığının ülkemizde de hızlı bir artış göstermekte olduğunu ifade eden Dizdar, şöyle konuştu:

''Sağlık Bakanlığı Kanser Savaş Daire Başkanlığı'nın oluşturduğu akredite kanser kayıt merkezlerinden elde edilen verilere göre, 2000-2006 döneminde kanser hastalığının görülme sıklığında yüzde 170 artış olduğu hesaplandı. Türkiye'de halen yaklaşık 400 bin kanser hastası bulunduğu, her yıl yaklaşık 150 bin kişinin kanserden kaybedildiği, önlem alınmazsa bu rakamın önümüzdeki 20 yılda 500 bine çıkacağı ve hasta sayısının 1.5 milyona ulaşacağı tahmin edilmekte. Bu rakam daha kaliteli ve doğru veri tutulması nedeniyle abartılmış görülebilirse de mevcut merkezlerde izlenebilen 'hasta yaşının erkene kayması durumu' verilerin abartılı olmalığını doğrulamakta. Sağlık Bakanlığı'nın saptamalarına göre, kanserin Türkiye'ye yıllık maliyeti bugün için 2,5 milyar dolar seviyesinde.''

Dizdar, bilim camiasında yaygın olan ve topluma da empoze edilmeye çalışılan 'kanser endüstriyel gelişmenin ve çağın doğal ve kaçınılmaz sonucudur' düşüncesine katılmanın mümkün olmadığını belirterek, kanserin tedavisi zor, ancak önlenmesi kolay bir hastalık olduğunu bildirdi.

Dizdar, şunları kaydetti:

''Bütün mesele kansere neden olan faktörlerin doğru tanımlanması ve gereken önlemlerin alınması. Bugün için kanserin en iyi bilinen nedenlerinden birisi olan sigara konusunda Sağlık Bakanlığı'nın isabetli girişimleri toplumun da açık desteğini kazandı. Bununla birlikte sigara özellikle akciğer ve mesane kanserlerinde ana etken olarak tanımlanmakta, doğrudan sorumlu tutulabileceği kanser türleri bütün kanserler içerisinde yüzde 30'u geçmemekte. Ülkemizde esas artış gösteren kanser türleri ise meme, sindirim sistemi, lenfomalar, kemik iliği, karaciğer ve böbrek kanserleri.

Bundan sadece 15 yıl önce yirmili yaşlarında bir meme kanseri hastası ile karşılaşıldığında bu durum kongrelere tebliğ edilecek kadar nadir bir özellik taşırken, bugün büyük merkezlere her ay bir ya da iki yirmili yaşlarda kanser hastası başvurmakta. Nitekim durumun ciddiyetini dikkate alan Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin oluşturduğu Kanser Araştırma Komisyonu da sorunu araştırmaya karar verdi.''

Gazeteci yazar Kemal Özer ise ''Bir ülke tohumu toprakta değil de banka raflarında saklıyorsa, o ülke insanlığa ihanet ediyordur'' diye konuştu.

Bu arada panele konuşmacı olarak davetli olan TEMA Vakfı Onursal Başkanı Hayrettin Karaca ise rahatsızlığından dolayı panele katılamadı.

A.A.