Ortaya çıkan sonuç, tıptaki gelişmelerle birlikte geliştirilecek aşılar sayesinde kanser ölümcül olmaktan çıkıp, diyabet gibi kontrol edilebilen bir hastalık haline gelecek

Bilim dünyası her gün kanser araştırmaları ile ilgili büyük mesafeler kat ediyor. Ancak bir soru, binlerce bilim adamının kafasını meşgul ediyor: Kanseri önleyen bir aşı geliştirilebilir mi? Time dergisine konuşan uzmanlar, tetanoz, sıtma gibi hastalığa yakalanmayı önleyen bir kanser aşısını şu anki teknoloji ve bilgi birikimi ile mümkün olmadığında hemfikir. Bilim adamlarının hedefi kanserli hastaların yaşamını uzatan aşıları geliştirmek. Bunda da bir hayli yol alındı. Tüm bu araştırmalar, bildik anlamda kanser aşısının mümkün olamayacağını ancak kanserin “diyabet” gibi kronik bir hastalık haline gelebileceğini gösteriyor. Yani, bir yandan kansere kesin tedavi araştırılırken, bir yandan da kanserli hastalar daha uzun süre yaşatılabilecek.

Tedavi için

Tetanozdan, sıtmaya, çocuk felcine kadar birçok hastalığa karşı kullanılan aşılar, aslında bu hastalıklara neden olan virüslerden başka bir şey değil. İBu hastalıkların aksine, kanser bir virüs nedeniyle değil, vücudun kendi hücrelerinin belli bir nedenle, belli bir bölgede çok hızla ve agresif olarak bölünmesi nedeniyle ortaya çıkıyor. Buna neden olarak ise genetikten, çevresel faktörlere, beslenme şekillerine kadar yüzlerce şey gösterilebiliyor. Dolayısıyla bağışıklık sistemini, kendi hücreleri olan kanserli hücrelere karşı savaşmaya zorlamak, bir savaş alanında bir ordunun kendi güçlerini vurması anlamına geliyor. Peki bu konuda hiç umut yok mu? Geçen haziran ayında Orlando"da düzenlenen Amerikan Klinik Onkoloji Derneği"nin kongresinde sunulan bir araştırma kanser aşısı yolunda başarıya doğru gidildiğini gösterdi.

Hücrelere eğitim

Teksas Üniversitesi uzmanları bağışıklık sistemini, kansere karşı savaşması için alıştırmanın mümkün olduğunu gösterdi. Üniversitenin Anderson Kanser Araştırmaları Merkezi"nden Dr. Patrick Hwu ve ekibi, deri kanserine yakalanan hastalardan alınan sağlıklı hücrelere, kanserli hücrelerle mücadele etmeyi öğretti. Hwu"ya göre, kanser aşıları, gelecekte kansere yakalanmış ancak cerrahi müdahale, kemoterapi veya radyasyon tedavisi ile hastalığı yenen insanlar üzerinde kullanılacak. Böylece aşı, kanserin tekrar etmesini, bir kez daha yayılmasını önlemiş olacak. Kanserli hücrelerin, “geri dönmesi” kanserin asıl öldürücülüğünü oluşturuyor. Daha önceki araştırmalarda, ilerlemiş kanser hastalarının vücudundan, kanserli hücreler ile mücadele eden “lenfosit” adlı bağışıklık sistemi hücreleri çıkartıldı. Melonoma, yani deri kanseri hücreleriyle laboratuvarda aynı kaba konulan bu hücreler, kanserli hücreleri öldürmeyi başardı. Ancak bu başarı, lenfositler, kanserli hücreleri, “kendilerinden” olarak gördüğü için insan vücudunda gerçekleşmedi.

Kanserle yaşam süreci

Dr. Hwu ve ekibi, vücuttaki yabancı hücrelerle savaşan T hücrelerini laboratuvar ortamında, kanserli hücrelerle birleştirdi. T hücreleri laboratuvarda, kanserli hücreleri, sağlıklı hücrelerden ayırt etmeyi öğrendi. Daha sonra vücuda enjekte edilen hücreler, bu öğrendikleri yetenekleri de aynen uygulamayı başardı. Hücrelerin verildiği hastaların yüzde 70"inde tümörlerde küçülme kaydedildi. ABD Ulusal Kanser Araştırmaları Enstitüsü"nden Dr. Steven Rosenberg"in ise başka bir yöntemi daha var. O da T hücrelerinin genetiğiyle oynanması. Böylece bu hücreler, sağlıklı hücre ile kanserli hücre arasındaki farkı anlayabilecek ve sadece kanserlileri yok edecek. Uzmanlara göre gelecekte kanser aşılarıyla bu hastalık diyabet, kalp rahatsızlıkları, astım gibi gibi kronik bir hastalık haline getirilebilir.

KANSERLE SAVAŞTA CEPHELER

AMELİYAT: İlerleyen kanser vakalarında, tümörün sökülüp alınması halen bir numaralı yol.

IŞIN TEDAVİSİ: X ışınları, ameliyattan geriye kalan küçük tümörleri veya hücreleri öldürüyor.

KEMOTERAPİ: Toksik ilaçlar olan bu ilaçlar, kanserlilerin sağlıklı hücreleri de öldürüyor.

HEDEFLİ TERAPİ: Nokta atışıyla Sadece kanserli bölgedeki hücreleri öldürüyor.

IMMUNOTERAPİ: Bağışıklık sisteminin kansere bağışıklı hale getirilmesini içeriyor.

En tehlikelisi pankreas kanseri

ABD"de 1996-2004 yılları arasında kanser hastaları ile yapılan araştırmada, teşhisten sonra 5 yıl daha yaşama oranları hesaplandı.

Prostat: Yüzde 99

Melanoma: Yüzde 92

Meme kanseri: Yüzde 89

Bağırsak kanseri: Yüzde 67

Böbrek kanseri: Yüzde 67

Lösemi: Yüzde 51

Yumurtalık kanseri: Yüzde 46

Beyin kanseri: Yüzde 35

Mide kanseri: Yüzde 25

Akciğer kanseri: Yüzde 16

Karaciğer kanseri: Yüzde 11

Pankreas kanseri: Yüzde 5

Vatan