Fenerbahçe camiası gerildikçe gerilmişti. Bu gerginliği azaltmak için kulüp hiçbir şey yapmıyordu. Hatta açıklamaların gerginliği tırmandırdığı bir süreç yaşanıyordu. 
 
Bunların sonunda Topuk'ta yaşananlar sonrası dün Kadıköy'de olanlar medya mensupları için sürpriz değildi. Kadıköy'deki hava çok farklıydı. Migros'un önünde her zaman canlı yayın araçları olurdu. 
 
Bu kez sadece bir araç vardı. O da sivil ve resmi polislerin korumasındaydı. Yine de taraftarın baskısına dayanamadı, maçtan önce stattan ayrıldı. Stadın yenilenmiş basın tribününü, Ukrayna ve Fransa'dan gelen yabancı meslektaşlarımız da bizim gibi çok beğendi. Nereden bileceklerdi, maçı ancak 10 dakika izleyip canlarını kurtarmak için tribünü terk edeceklerini? Maç öncesi beyaz balonlar uçuruldu ama kara bulutlar dağılmadı. 
 
Hoparlörden tırmandırılan öfkenin hedefi medyaydı. Foto muhabirleri ve tribündekiler canlarını kurtarmak için önce yerlerini, sonra stadı terk ettiler. 58'de kulübün özel yaptırdığı Aziz Yıldırım tişörtleriyle iki kişi girdi sahaya... 
 
İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Mehmet Altınok, stattaydı ama emniyet önlemleri yetersiz kalıyordu. Kendilerini tutmaya gelen özel güvenliğe yumruk sallayacak kadar kendilerini kaybetmişlerdi. 66'da onlar, yüzler girdi sahaya... Maç yarıda kaldı. Zaten derdi çok olan kulüp, bir özel maçta PFDK'lık olmuştu.
 
sabah