Aslında böyle olmamalıydı

Hayal ettiğim planladığım bu değildi.

Bir gün bir şey söylemeliydim insanlara ve o söylediğimle ışık olmalıydı yollara, şuurlarda bir aydınlanma olmalıydı

Bir şey yapmalıydım, inandığım ve savunduğum değerleri gösteren örnek bir davranış ; bu yaptığımla bir yol açılmalıydı yepyeni ve aydınlık bir yol. İnsanlar yürümeliydi o yoldan benim liderliğimde.

Hiç olmasa öyle yaşamalıydım ki bu hayatı, yüce değerleri ve kafdağının ardından getirilmiş hedefleri olmalıydı. Şiir gibi insanı büyüleyen, destan gibi anlatılan, görenleri gıpta ettiren bir hayattı hedefim. En uçlarda yaşanan ve bu kadar da olur mu diye şaşırdıkları bir hayat.

Bu ana kadar hiç yılmadım ne başarısızlıktan nede eleştirilerden.

Yoluma hep devam ettim çünkü görevimin olduğunu hayatta hiçbir şeyin tesadüf yada başıboş olmadığını bilecek kadar bilinçliydim.

Aslında herkes içinde öyleydi bu hayat, herkes kendine özgü bir görevle doğuyordu. Yaşadığınız hayattan memnun olmamanız ve başınıza gelenlere anlam veremememizin tek sebebi de bu görevi bilememek, bu görevi aramamak, bu göreve gönüllü olmamaktan kaynaklandığını biliyordum.

Ben bu göreve gönüllüydüm ve istekliydim. Şairin dediği gibi çileye gönüllüyse insan zafer hep önünde olur. Biliyordum ve öyle de yaşadım.

Ne kadar yaşadığın değil nasıl yaşadığın önemlidir ya ben de öyle yaşadım.

Ama bugün geldiğim son nokta tüm geçmişe inat sonuç böyle olmamalıydı diyor.

Ben böyle olmamalıydım

Baktığımda karşımda gördüğüm umudunu yitirmiş bir baba, lider, siyasetçi ve iş adamıydı.

Anlattıkları hayatına dair söyledikleri içinde bulunduğu durumu sadece depresyon olarak adlandıran doktorların söylediği kadar basit değildi.

Yaşanmışların aksine bir sonuç vardı karşısında. Belki defalarca uğradığı başarısızlıklar birikmişti, belki aynı eleştiriyi defalarca almaktan kendine verecek bir değeri kalmamıştı. Belki kendini artık geri dönmesi zor bir yolda hissediyordu belki de artık umudu yoktu. İşte sihirli cümleyi bulmuştum… UMUT

Umudu yitirdiğinizde kalbiniz kararmaya başlar

Geleceğe dair

İyi olacak şeylere dair

Güzel olanları ummaya dair

Hayatımızda olumlu olan şeylere inanmaya dair ne varsa önce yavaşça azalır biz fark etmeyiz. Sonra birden yok olduğunda farkına varırız. Bir şeylerin içimizde kaybolduğunu

Kaybettiğimiz şeyin adı umuttur. Yani kendini iyi bir gelecek fotoğrafında görmek

O fotoğrafı zihninde canlandırmak, fotoğrafla duyguların arasında sinirsel bir bağın kurulması ve o fotoğrafa bir isim koymak.

Kimisi için sevdiğini ifade etmektir umut, sevildiğini bilmek, akşam evine ekmek götürebilmek, evinin kapısından içeri girmek, anne babasına dönmek, üniversiteyi kazanmak, rahata kavuşmak seçenekler çoğaltılabilir.

Etrafımda ne kadar çok insanın kalbinin karardığını fark ettiniz mi hiç?

Bakın farkına varmak için bakın. Genelleme ile ifade edilen ne kadar olumsuz cümle duyacaksınız. Bizim millet adam olmaz gibi mesela ..

Ekonomi düzelmez, battı

Bunlar böyledir anlamaz, şunlar şöyledir yola gelmez gibi

Bu konuşulanların sizin içinizde neler oluşturduğuna bakın sonra. Biri umudunu kaybetmeye başladığında kötü duygular beslemeye başlar yarına dair. En önemlisi de farkında olmadan sohbet ettiğini zannederken bu olumsuz duyguları bulaştırmaya başlar bir hastalık gibi. (Dikkat edin duygular bulaşıcıdır. )

Umut ettiğiniz şeyin gelecekte olması ise sadece umudunuzun rengi ile alakalıdır. Umut fotoğrafı zihninizde rengârenk değilse kalbiniz kararmaya başlar. Heyecanlanamaz ve isteyemez olur.

Hani canınız hiç bir şey yapmak istemiyor ya

En belirgin özelliğidir umudun azalmasının

Sevinemez, sevemez, çalışamaz, önemsemez, duymaz tepki vermez olursunuz.

Düşünemez, çözüm üretemez, tıpkı deney faresi gibi aynı döngünün içinde döner durursunuz. İşte o zaman bir depresyon teşhisi konsada size kalbiniz kararmaya başlamış demektir.

Kalbi aydınlatmanın yeniden sevmenin, çalışmanın, başarıya koşmanın, sevildiğini bilmenin, istediğiniz kişi olmanın tek yolu ise UMUDA SARILMAKtır. Hem de sımsıkı

Ümitle ve sevgiyle

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA