Kalp damar hastalıkları konusunda ''kötü bir aile geçmişine'' sahip olanlar, sağlıklı yaşam alışkanlıklarını sürdürerek kendilerini risklerden uzak tutabiliyor.

ABD'de yayımlanan, ''kalp hastalıklarında genetik miras mı, yoksa yaşam alışkanlıkları mı daha etkili'' sorusuna yanıt arayan geniş çaplı iki araştırma, kalp damar hastalıklarından korunmada, yaşam biçiminin, genetik mirastan çok daha etkili olduğunu ortaya koyuyor.

Amerikan Kalp Birliği'nin 2010 Bilimsel Araştırmalar Oturumu'nda sunulan ve internette yayımlanan iki araştırmaya göre, orta yaşlarda kendini hissettiren kalp damar hastalıkları, ''genlerimizin bize hediyesi'' olmaktan çok, çocukluğumuzdan orta yaşa kadar geçen döneme kadar nasıl yaşadığımıza bağlı olarak kendini gösteriyor.

Araştırmalar, ilk gençlik günlerinden başlayarak sağlıklı yaşam alışkanlıklarını benimseyenlerin, ailelerinde kalp hastalıkları bulunsa bile, orta yaşlarda kalp damar hastalıklarına ilişkin sorun yaşama olasılıklarının, ailelerinde kalp hastalığı geçmişi olmayan, ancak ''5 altın kuralı'' uygulamayanlara oranla düşük olduğunu ortaya koyuyor.

Northwestern Üniversite Hastanesi'nde 20 yıllık verilerin değerlendirilmesiyle hazırlanan araştırmaları yürüten ekipten Dr. Donald Jones, hazırladığı değerlendirme raporunda, ''Bu çalışmalar, insanlara, sağlıklarının kontrolünün kendi ellerinde olduğunu vurgulamak açısından büyük önem taşıyor'' ifadelerine yer verdi.

''Birçok Sağlıklı Genç, Ortayaşlarda Neden Kalp Sorunları Yaşıyor?'' ve ''Gençlerde Kalp Hastalıkları Risk Gelişimi'' başlıklı araştırmalarda, aile geçmişi olan ve olmayan gençlerin, sağlıklı yaşam alışkanlıkları olan ve olmayan iki grupta incelendiği bilgisini veren Dr. Jones, ''genlerden çok, farkında olarak ya da olmayarak bireylerin sağlıksız yaşamalarının'' kalp hastalıklarının gelişimini en çok tetikleyen faktör olduğunu saptadıklarını kaydetti.

18-30 yaş grubundan 2 bin 336 kişinin sağlık gelişimlerinin 20 yıl boyunca izlendiği araştırmanın, genç yaşlarda sağlıklı yaşam alışkanlıkları geliştirmenin önemini bir kez daha vurguladığını ifade eden Jones, bireylerin orta yaşa normal tansiyon, düşük kolesterol, normal kiloyla girmelerinin, uzun ve sağlıklı bir orta yaş ve yaşlılık için vazgeçilmez koşul olduğunu belirtiyor.

Daha kaliteli bir yaşamın sırrının genlerden çok kişinin yaptıklarına ya da yapmadıklarına bağlı olduğuna dikkati çeken araştırmada, altın kurallara uyanların daha uzun, daha sağlıklı, daha hareketli yaşarken, daha az sağlık harcaması yaptıkları belirtiliyor.

İki araştırmanın ortak sonucuna göre, araştırmacıların bireylere tavsiye ettikleri beş altın kural ise şu şekilde sıralanıyor:

Sigara içmemek, alkol kullanmamak ya da az tüketmek, kilo kontrolü, fiziksel hareketlilik ve sağlıklı beslenme.