Türkiye'den Ziyneti Kocabıyık'ın haberine göre yediğimiz her öğünde pankreastan insülin salgısı uyarılarak metabolizma hızlanır. Metabolizmanın hızlı çalışması daha kolay ve kalıcı kilo vermeye yardımcı olur. Kış aylarında alınan kiloları kısa sürede verdiren şok diyetlerin metabolizmayı bozarak daha fazla kilo almaya sebep olduğu bildirildi. Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Sait Gönen kalıcı kilo vermenin sırrının 3 ana ve 3 ara öğünden oluşan, günde 45 dakika tempolu yürüyüşle desteklenmiş hayat tarzı değişikliği olduğunu söyledi.

PANKREASINIZI ÇALIŞTIRIN
Metabolizmanın kişinin kendisini açlığa mahkum ederek değil, yiyerek çalıştığını söyleyen Prof. Dr. Gönen, “Yemek yediğimizde pankreas uyanarak insülin salgılamaya başlar. Kişi öğün sayısını artırdığında bu salgıyı artırarak metabolizmayı hızlandırmış olur. Bu nedenle 3 ana öğünün yanında 3 ara öğün almak son derece önemlidir. Sabah kahvaltısında günlü kalorinin yüzde 20'sini, öğlen yemeğinde yüzde 20'sini, akşam yemeğinde yüzde 30' unu almak gerekir. Ara öğünlere de yüzde 10 pay edilebilir” dedi.

ULAŞILABİLİR HEDEFLER KOYUN
Kilo verirken motivasyonun kaybedilmemesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Gönen, ulaşılabilir hedefler konmasını ve sabırlı olmayı tavsiye ediyor. Prof. Dr. Gönen, ulaşılabilir hedefin, 6 ay içinde normal kilonun yüzde 10'unu kaybetmek olduğunu söylüyor. Metabolizmanın kilonun yüzde 10'unu kaybettikten sonra kendini korumaya aldığını belirten Gönen, “Bu dönem en tehlikelisidir. Kişiler artık kilo veremediklerini düşünerek eski yaşam tarzlarına geri dönerler ve daha fazla kilo alırlar. Bu dönemde sabırlı olup beslenme ve egzersiz programına devam edilirse, bir süre sonra metabolizma gelinen kiloyu normal olarak algılayıp, kilo verme sürecini yeniden başlatır” dedi.

ÖNCE DOKTORA SONRA TARTIYA
Bazı kişiler ne yaparlarsa yapsınlar kilo vermekte başarılı olamazlar. Prof. Dr. Gönen, kilo vermeyi engelleyen durumlar olduğunu hatırlatarak, kilo vermek isteyen kişilerin öncelikle bir iç hastalıkları uzmanına başvurarak metabolizmayı yavaşlatan altta yatan bir hastalık olup olmadığını ortaya çıkarmaları gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Gönen, “Kişinin tiroit bezi az çalışıyorsa, metabolizma ciddi şekilde yavaşlar. Vücut su tuttuğu için ne yapılırsa yapılsın kilo vermede başarılı olunmaz. Kilo vermeyi engelleyen bir başka sebep olan insülin direnci de tespit edilmelidir” dedi.

AKDENİZ TİPİ BESLENME
Prof. Dr. Sait Gönen: “Normal tıbbi beslenme programında karbonhidrat, yağ, protein mutlaka bulunmalıdır. Kilo vermek istiyorsak karbonhidratı ve yağı biraz azaltabiliriz. Yeşil yapraklı sebzelerin ağırlıklı olduğu Akdeniz tipi beslenme en sağlıklı olanıdır”

Tatlı krizlerini günde 45 dakika yürüyüşle yenin
Düzenli egzersiz insülin duyarlılığını artırarak tatlı ihtiyacını azaltır. Çayı ve kahveyi şekersiz içemiyorsanız tatlandırıcı kullanabilirsiniz.

Prof. Dr. Sait Gönen kilo verirken en büyük sıkıntının tatlı krizleri sebebiyle yaşandığına dikkat çekerek, “Tatlı krizlerinin sebebi insülin direncidir. İnsülin duyarlılığını artırmak için tıbbi beslenme tedavisi egzersizle birlikte sürdürülmelidir. Düzenli egzersiz yapıldığında tatlı krizleri önemli ölçüde ortadan kalkar. En kolay ve düzenli yapılabilecek egzersiz günde 45 dakika tempolu olarak yürümektir” dedi.

Prof. Dr. Gönen şekerden vazgeçemeyenlerin çay ve kahvede tatlandırıcı kullanabileceğini belirterek, “Yapılan bir dizi bilimsel çalışma tatlandırıcıların güvenli olduğunu ortaya koymuştur. Tatlandırıcılar kalori avantajı sağlıyor. Örneğin aspartam şekere göre 200 kat daha tatlı. Aynı tadı sağlayabilmek için tatlandırıcı kullanılırsa 1 kalori, şeker kullanılırsa 200 kalori alınır. Bu nedenle diyetlerde tercih edilebilir” dedi.