Yayında birkaç kez kafasının karışık olduğunu vurgulayan oyuncu, “Kalbim kırık” dedi.

“Banyo” filmindeki rolünden sonra ortalardan kaybolan Janset, MTV Türkiye"nin “BeniMTV"m” programında kendini gösterdi. Yayında birkaç kez kafasının karışık olduğunu vurgulayan oyuncu, cinselliğin sömürülmesinden dizi sektörünün gidişatına kadar pek çok konuda sert açıklamalarda bulundu.

Uzun süredir televizyonda görmüyoruz seni.
- Evet, görmüyoruz. Çünkü kavram karmaşası içindeyim bu aralar.

Sanki televizyonu bırakacakmışsın gibi söyledin bunu...
- Yok, ama oraya doğru gidiyor. Televizyona iki senedir bir şey yapmıyorum. Televizyonlar adına durum hiç iyiye gitmiyor. Ne zaman kanallar kendilerini toparlayacaklar, biz de ondan sonra başlayacağız normal süreli diziler yapmaya.

Oynadığın dizileri özlüyor musun?
- Dizileri değil de seti özlüyorum. Seyrederken anılarım canlanıyor. Ama geriye dönmek gibi bir özlemim de yok.

Seni bir dizide oynamaya nasıl ikna edebilirler?
- Parası güzel olursa, 90 sayfa olmazsa, iyi bir kadrosu varsa tavlanabilirim. Biz “Yarım Elma”yı 45 dakika, “Ayrılsak da Beraberiz”i 20 dakika yaptık. Kimse bana bu işlerden para kazanmadığını söylemesin. Çünkü 10 senedir “Ayrılsak da Beraberiz”, altı senedir de “Yarım Elma” gayet güzel para kazandırıyor birilerine. O biz değiliz ama.

Sitemler...
- Yok sitem etmiyorum. Ama kavram karmaşası yaşıyorum dedim ya. Biz nasıl kendi değerlerimizi bu kadar görmezden gelip çarçur edebiliyoruz? Yurtdışından konuk getiriliyor, konuğun bence medyatik olması dışında hiçbir özelliği yok; Paris Hilton"dan bahsediyorum. Emin olun yüzbinlerce dolar alıyor sadece bir programda kikirdeyecek diye. şimdi kafam karışıyor. O daha mı değerli? Bu kadar mı hiçbir şey ifade etmiyoruz kendi seyircimize? Böyle giderse işsiz oturmaya devam edeceğim.

HANDE"NİN HASTASIYIM

Karmaşayı bir kenara bırakalım, grubunuzdan bahsedelim biraz da...
- Twentyseven... Los Angeles"ta yeni doğmuş bir grup. Alper, Okan, Audrey... Alper dedi ki, “ılk konserimize back vokalistimiz Audrey gelemeyecek, ben senin yapmanı istiyorum”. Ben bir durdum çünkü vokal bir derece de back vokal başka bir görev. Zor, enteresan bir sorumluluğu var. “Yapabilir miyim?” dedim. Alper de “Yapamayacağına inansam sormazdım zaten” dedi. Provalara başladık. ılkine çıktık, çok eğlendik. ıkinci, üçüncüye de “Takılalım istersen, çok güzel gidiyor” dedi. Kabul ettim. Zaten yapacak başka iş yok, attık kendimizi sahneye. Üç program yaptık. Çok eğlenceli oldu.

Dinlediğin birileri var mı, özellikle popüler müzikte?
- Hande Yener"i çok seviyorum. Bayılıyorum ona. Çok klasik bir yoldan girdi. Öyle de devam edebilirdi ama bir şeyler yetmedi ona. Çok radikal bir değişiklik yaptı ve ben buna bayıldım. Öncelikle çok takdir ettim böyle bir şey deniyor olmasını. Hastasıyım.

Sen sinema da yaptın. Kaç, üç film mi oldu?
- Üç film, evet... Ayrıca kısa filmlerimiz de var.

HER ŞEY SEKS DEĞİL

“Banyo” filminden sonra verdiğin röportajda çıplaklığın nasıl basitleştirildiğine, anlam dışı kullanıldığına dair bir şeyler söylemiştin. O zamandan beri olumlu yönde bir şeyler değişmiş olabilir mi?
- “Banyo”dan bu yana cinselliğe bakışımızın değiştiğini ya da level atladığını zannetmiyorum. Aksine artık her şey güzellikle cinselliğe yorulmaya başlandı. Bana biraz tehlikeli gibi geliyor. Özellikle son zamanlarda izlediğimiz haberlerden, taciz ve tecavüz olaylarının artmasından sonra... Benim fikrimce sömürme durumu var.

Peki bu durum senin çıplaklığa bakışını değiştirdi mi? Ne kadar yerinde ve dozunda olsa da “aman böyle görmesinler” diye düşündün mü?
- Şimdiye kadar beni böyle görürler düşüncesiyle tavrımda ya da fikirlerimde herhangi bir değişiklik yapmadım. Yine bir rol gelse, o rol yine böyle bir şey gerektirse, benim aklıma ve mantığıma da uyuyorsa, bu işi yapmaya devam edeceğim. ınsanların beyinleri yerine belden aşağılarını kullanarak düşünmeyi tercih etmeleri benim gidişatımı belirleyemez. Sadece onlar adına üzülebilirim, o kadar... Bu kadar yoz olunmamalı, bu kadar basite indirgenmemeli, çünkü her şey seks değil.

Basitleşiyoruz

Tası tarağı toplayıp yurtdışında çalışmak ister misin?
- Tası tarağı niye topluyorum ya? Burası benim memleketim değil mi? Başka yerde teknik olarak çok mutlu olurum. Ama ayıp olmaz mı kendi memleketimizi bırakıp da kaçmak?

Ne yapılsın?
- Herkes aklını başına devşirsin. Mantık denen bir şey var. ıleride bu insanların değerini bilmediğimiz için kafamızı duvarlara vurup ağlayacağız. Yeni yetme insanlar Cem Yılmaz"ı, Özkan Uğur"u, Zafer Algöz"ü, Hatice Aslan"ı, Nurgül Yeşilçay"ı seyredemeden daha basit örneklerle daha da basitleşecekler. Amacımız ne? Daha iyi bir yere getirmek mi yoksa daha aşağı indirgemek mi? Bütün dünyanın istediği gibi salaklaşmamız mı?