Erdoğan, AK Parti’nin Sultangazi’de düzenlenen mitinginde yaptığı konuşmada, Sultangazi’de 200’ü kadın doğum olmak üzere 650 yataklı hastane yapacaklarını, projenin şu anda ihale aşamasında olduğunu ve iki yıl içinde hastanenin bitirilmesini planladıklarını söyledi.
 
Başbakan Erdoğan, Olimpiyat Stadı’nın yanında yaklaşık 1.5 milyon metrekarelik alan üzerinde ileri teknolojiyle donatılmış bir şehir hastanesi kuracaklarını, Anadolu yakasına daz ikincisini kuracaklarını anlattı.
 
İstanbul’a iki şehir kuracaklarını söylediklerinde Kılıçdaroğlu’nun "benim genel başkan yardımcım daha önce söylemişti" dediğini hatırlatan Erdoğan, söyledikleri şehrin Saroz Körfezi’nde olduğunu, Saroz’un ne zaman İstanbul’a ait olduğunu hala çözemediğini ifade etti.
 
Kılıçdaroğlu’nun Kağıthane’de oturduğunu söyleyeceği yerde Kağıttepe’de oturduğunu söylediğini, İstanbul’un böyle bir ilçesinin bulunmadığını ifade eden Erdoğan, "Biliyorsunuz kaydını da yaptıramadı, herkese, ’aman gidin, oyunuzu kulanın’ derken garibin kendisi oyunu kullanamadı" diye konuştu.
 
Erdoğan, "Kılıçdaroğlu’nun şimdi de ağzına askerliği doladığını" ve askerlik mesleğiyle alakalı konuştuğunu belirterek, şunları söyledi: "Kafayı takmış benim oğluma. ’Senin oğlun 21 gün askerlik yaptı’ diyor.
 
Kardeşim dövizli askerliği ben mi çıkardım? Dövizli askerliğin tarihi belli.
 
Şimdi benim oğlum yurtdışında okumuş, orada doktorasını yapıyor, Dünya Bankasında çalışmış. Bütün bunlar sebebiyle böyle bir hakkı kazanmışsa bu hakkının gereği olarak her vatan evladının istifade ettiği bir hakkı, o da gelmiş aynı bu şekilde bu hakkı kullanmış. Bunu şimdi her yerde gidip kullanıyor. Bunda bir suiistimal mi var veya ben oğlum için özel bir yasa mı çıkardım? Böyle bir şey mi var? Ya ne edep dışı bir davranış. Yani bundan prim elde edeceğini mi zannediyorsun? İkide bir her gittiği yerde bunu konuşuyor. Onun için diyorum ki, 41 gün içinde kapı kapı dolaşarak, 12 Haziran’da sandıkları AK Parti ile patlatalım. AK Parti ile patlatmaya ’evet’ mi? Onun için heyecanınız kaybolmasın. Diri olacağız, iri olacağız, sandıklardan da çok güçlü çıkacağız." -"SİLİVRİ’DEN MECLİSE TÜNEL YAPTILAR"- Başbakan Erdoğan, Iğdır dönüşünde ziyaret ettikleri bir evde yaptıkları konuşmaları da aktararak, organize hayvancılık bölgeleri yapacaklarını, altyapılarını kuracaklarını, hayvanların otlatılacağı meraları tahsis edeceklerini anlattı.
 
İnsanca yaşamaya ilişkin projeleri sunduklarını ifade eden Erdoğan, "(İnsan nerede?) diyor. Bizim projelerimizin hepsinde insan var. Dedi ki ’Kanal İstanbul’da hiç insan yok.’ Arkadaşım dedi ki ’Ya Başbakanım gemi yerine insan koysak.’ Dedim ki ’geminin yerine biz kanalda insan yürütsek, bu seferde aynı tayfalar der ki ’bu insanlar yüzmeyi bilmiyor.’ Onun için bahane hazır. Bunlar tüneli yaptılar. Nereden nereye? Silivri’den Meclise. Böyle bir tünel. Bunların da kabiliyeti bu istikamette" diye konuştu.
 
Erdoğan, göreve geldiklerinde Türkiye’nin dış borcunun milli gelire oranının yüzde 73 civarında olduğunu, şimdi ise yüzde 45’e indiğini, devletin borçlanma faizinin yüzde 63’den yüzde 7’ye, enflasyonun yüzde 30’dan yüzde 4’e, Ziraat Bankasının çiftçiye verdiği kredi faiz oranının yüzde 59’dan yüzde 5’e, Halk Bankasının esnafa verdiği kredi faiz oranının yüzde 47’den yüzde 5’e indiğini anlattı.
 
Kurumlar vergisinin yüzde 33’den yüzde 20’ye indiğini de belirten Erdoğan, "İşlerine bunlar gelmiyor. Yapılanları görmek istemiyorlar. Büyüyen, güçlü olan Türkiye bu. Daha da güçlü olacak. Ama hep beraber" diye konuştu.
 
-"BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTÜNÜN LİDERİNİ PEYGAMBER İLAN EDENLER..."-
 
Başbakan Erdoğan, "Biz Türküyle Kürdüyle Lazıyla Çarkeziyle Gürcüsüyle Boşnakıyla Abhazasıyla aklınıza ne geliyorsa biriz, beraberiz, bütünüz. Biz yaradılanı yaradandan ötürü severiz" dedi.
 
"Bölücü terör örgütünün liderini, peygamber olarak ilan edenlerle bizim işimiz olamaz" diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz cumayı, birlik, beraberliğimizin simgesi olarak biliriz. Köylerde biz cuma namazı kılmayız, kasabada, ilçede, ilde kılarız. Neden? O bizim birliğimizin, beraberliğimizin simgesidir. Ama şimdi bu BDP, bu terör örgütü, ayrılıkçılar ne yapıyor? Bakıyorsunuz Diyarbakır Ulu Camii’de bir tarafta cuma namazı kılınırken onlar arka tarafta ayrı bir grup, bir kısmı seyrediyor, bir kısmı da orada güya cuma namazı kılıyor. Bu ayrılıkçılığa bizim dinimizde yer yok. Dinimizi istismar edenlere yer yok. Bunlara inanıyorum ki 12 Haziran’da benim milletim en güzel cevabı verecek. Bunun için durmak yok..."
 
-CEZAEVİNDEN YAZDIĞI MEKTUP-
 
Başbakan Erdoğan’ın miting yaptığı meydanın arkasında bulunan bir apartmandaki vatandaşlar, üzerinde "Her ana böyle yiğit doğurmaz" yazılı döviz açtı.
 
Aynı apartmana asılan Başbakan Erdoğan’ın, 14 Mayıs 1999’da Pınarhisar Cezaevi’nden Ahmet Demirbaş’a hitaben yazdığı teşekkür mektubunun büyük boy afişi dikkati çekti.
 
Mitinge katılan vatandaşlar, "Türkiye seninle gurur duyuyor" sloganları attı.
 
Milliyet