Helikopterin düştüğü haberinin ardından "Yazıcıoğlu'nun şuurunun yerinde olduğu, ayağı ve kaburgalarının kırık olduğu, hastaneye getirildiği" bilgisini kimin verdiği belli oldu.

Büyük Birlik Partisi (BBP) yöneticileri, Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindekilerin hayatını kaybettiği helikopter kazasıyla ilgili devletin zirvesine sunulan raporda, "Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopterine ulaşıldığı, şuurunun yerinde olduğu, ayağı ve kaburgalarının kırık olduğu, hastaneye getirildiği" şeklindeki bilginin Kahramanmaraş İstihbarat Şubesi tarafından verildiği belirtiliyor. Arama kurtarma çalışmalarını sukuta uğrattığı iddia edilen bu bilgiyi açıklayan Kayseri Valisi hakkında İçişleri Bakanlığı'nın hiçbir işlem yapmaması ve idari soruşturma dahi başlatmaması şikayet ediliyor.

Büyük Birlik Partisi (BBP) yöneticileri, Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindekilerin hayatını kaybettiği helikopter kazasıyla ilgili olarak dün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüştü. Topçu ve parti yönetim kurulu üyeleri, AK Parti Genel Merkezi'nde yaklaşık bir saat süren ziyaret sırasında Başbakan Erdoğan'a 15 safya ve 35 sayfa ek kısımdan oluşan rapor sunuldu. BBP heyetini bugün de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Çankaya Köşkü'nde kabul edecek. Aynı raporun Cumhurbaşkanı Gül'e de sunulması bekleniyor.

Başbakan'a rapor sunan BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu başkanlığındaki heyet, helikopter kazasıyla ilgili bilgi vermeyen kurumları şikayet etti. TBMM Komisyonuna bilgi veren Yazıcıoğlu'nun eşi Gülefer Yazıcıoğlu'nun iddialarının yer almadığı raporda, "Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopterine ulaşıldığı, kendilerinin şuuru yerinde olduğu, ayağı ve kaburgaları kırık olduğu, hastaneye getirildiği" şeklindeki bilginin Kahramanmaraş Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi'nden alındığı belirtiliyor.

BBP Genel Başkan Yardımcısı ve Helikopter Kazasını Araştırma Komisyonu Başkanı Ahmet Şanverdi imzasıyla hazırlanan raporda, BBP olarak helikopterin kırıma uğradıktan sonra arama kurtarma çalışmalarının düzgün, usulüne göre, gerekli ihtimam ve süratte yapılmadığının düşünüldüğü belirtildi. Kurulan kriz merkezlerinin usulüne göre kurulmadığının görüldüğü ve olayı inceleyen komisyonların devletin belli kurumlarından gerekli desteği göremediğinin ifade edildiği raporda, partinin istediği bilgi ve belgelerin halen taraflarına ulaştırılmadığı kaydedildi.

"Olayın üzerinden yaklaşık 3 ay geçmiş olmasına rağmen gelinen noktada hadisenin ne yüzde 100 sabotaj ne de yüzde 100 sabotaj olmadığı söylenememektedir." denilen raporda, şu görüşlere yer verildi: "Yayınlanan ön raporlarda kesin hükme varmak için laboratuar sonuçları ve helikopterde bulunan bazı aletlerin test edilmesinden sonra bir sonuca varılabileceğini açıkça beyan etmektedir. Başta Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, Devlet Hava Meydanları, Kaza Kırım Ekibi ısrarlı müracaatımıza rağmen olayın aydınlanmasını sağlayacak belgeleri tarafımıza vermemişlerdir. Bize vermedikleri belgeleri TBMM komisyonuna da vermemişlerdir. Mesela olayın aydınlatılmasında hayati öneme haiz Helikopter Bakım Defterleri ile Helikopterin Teknik Dosyası ne tarafımıza ne de Meclis Komisyonuna verilmemiştir. Aynı şekilde helikopterin 25 Mart 2009 tarihli Uçuş Planları da ne tarafımıza ne de Meclis Komisyonuna verilmemiştir. Aynı şekilde helikopterin 25 Mart 2009 tarihli Radar Kayıtları ne tarafımıza ne de Meclis Komisyonu'na verilmemiştir."

YAZICIOĞLU'NUN AYAĞININ KIRIK OLDUĞUNU KAHRAMANMARAŞ İSTİHBARAT SÖYLEMİŞ

Devletin zirvesine sunulan raporda, dikkat çekici bir ayrıntıdan da bahsediliyor. Helikopterin düşmesinden hemen sonra "Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopterine ulaşıldığı, kendilerinin şuuru yerinde olduğu, ayağı ve kaburgaları kırık olduğu, hastaneye getirildiği" şeklinde yaptığı açıklamayla arama kurtarma çalışmalarını sukuta uğrattığı iddia edilen Kayseri Valisi hakkında İçişleri Bakanlığı'nın hiçbir işlem yapmaması ve idari soruşturma dahi başlatmaması şikayet edildi.

Valinin bu bilgiyi Kayseri Emniyet Müdürü'nden aldığını, Kayseri Emniyet Müdürü'nün ise aynı bilgiyi Kahramanmaraş Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi'nden aldığını beyan ettiğinin aktarıldığı raporda, "Yani böyle bir bilginin verilmediğini iddia eden yoktur. Burada araştırılması gereken şey bu bilginin kaynağı neresidir, bu bilgiyi vermek suretiyle kamuoyunu ve arama kurtarma çalışmaları yapan yetkilileri yanlış yönlendiren kaynak neresidir ve daha da önemlisi bu kaynak merhum genel başkanımızın ayağının ve kaburgasının kırık olduğunu nereden biliyordu. Bu bilgiyi valiye, emniyet müdürüne veren kaynak neden saklanmaktadır. Olayın ilerisine neden gidilmemektedir?" diye soruldu.

Raporda, TBMM Komisyonuna bilgi veren Yazıcıoğlu'nun eşi Gülefer Yazıcıoğlu'nun iddiaları ise yer almıyor. Gülefer Yazıcıoğlu, eşinin içinde önemli evrak, para, silah ve sık kullanmadığı özel cep telefonu bulunan çantasının kayıp olduğunu belirtirerek, "Cep telefonu bana teslim edildi ama içinde kartı, hafızasında hiçbir bilgi yoktu, temizlenmişti. Silahı bulunmuş, ancak evraklar ve çanta teslim edilmedi. Araştırılmasını istiyorum." demişti.

PİLOTUN İMZALARININ KRİMİNAL ARAŞTIRMASI YAPILSIN

Ulaştırma Bakanlığı'nın yayınladığı ön raporda helikopter'in çarpma hızı gerektiği kadar şiddetli olmadığından ELT aletinin çalışmadığının belirtildiği ifade edilen raporda, kendilerine 12G şiddetinde bir çarpma sonucunda ELT cihazının çalışabileceğinin söylendiği aktarılıyor.

ELT cihazını üreten firmadan alınan bilgilere göre, cihazın çalışması için 3.8G şiddetinde bir çarpmanın yeterli olduğunun belirtildiğinin dile getirildiği raporda, helikopter olayında uzmanlara göre çarpma en az 20G şiddetinde olduğu kaydediliyor. Aynı şekilde aletin anteninin kırık olmasının da hiçbir surette ELT'den alınacak sinyalizasyonu etkilemeyeceği söyleniyor.

Helikopter üzerinde çekildiği iddia edilen fotoğraf ile ELT cihazı ile ilgili belgeye ilişkinde şüpheler dile getiriliyor. Bu belgelerin SHGM Kaza Kırım ekibi tarafından verildiği ve yapılan araştırmada ise SHGM'ce verilen fotoğraf ile belge arasında çelişkiler tespit edildiği ifade ediliyor.

Raporda, şu görüşlere yer veriliyor: "Fotoğraftaki cihaz ile belgede ruhsatlandırılan alet aynı değildir. Acaba bir yanlışlık mı yapıldı ihtimaliyle araştırmamızı derinleştirdiğimizde durumun vahameti daha da belli olmuştur. Helikopter pilotunun imzalarının kriminal araştırmasını ve doldurulan formların mürekkep ömrünün laboratuar tahlillerinin yapılmasını istiyoruz. Helikopter enkazının bulunması için neden uydu teknolojisinden istifade edilmemiştir. Uydu fotoğraflarından helikopterin enkazı tespit edilemez miydi, Kuzey Irak ve Güneydoğu bölgemizde teröristleri tespit etmede kullanılan insan vücut ısısına duyarlı uçaklar ısrarlı taleplerimize rağmen neden kullanılmamıştır?" cihan