İşin aslına bakarsanız, temel neden açık; kadınlar güçlü erkekleri seviyor. Kabalık ise, zaafların ve kişilik zayıflıklarının üstünü örtüp erkek bedenine ve kimliğine kallavi bir cila atıyor!
 
Erkeği kaba yapan ne?
İster toplumsal normlar, ister genetik kodlanmışlık... ÖZellikle ülkemizde ve her geçen gün artan bir şiddette maçolaşıyor erkekler. Daha çok küfrediyor, kadınlara kaba davranıyor ve neredeyse erkek olduklarını ispat etmek için birilierini tartaklamaya kalkıyorlar. Bu tavırlar, özel hayatlarına da yansıyor tabii. Sevgiliye hakaret etmeler, sert çıkmalar, en basit nezaket kurallarını bile unutmalarla birlikte, ciddi bir kıskançlık da söz konusu. Ancak erkeği asıl kaba yapan nedenler bunlar değil.
 
Asıl sebep kadının imajı, toplum içindeki varlığını değerini gün geçtikçe sağlamlaştırması. Çalışma hayatındaki koltuklar kadınlar tarafından paylaşılıyor, kadınlar erkeklerden daha fazla kazanabiliyor ve ne yazık ki artık kadın kendini erkeğine saklamıyor! Dolayısıyla kadınlar, cinsel olarak da en az erkekler kadar tecrübeli bir hale geldiler; üstelik seçiciliğin hazzını da yaşıyorlar.
 
Erkeğe has olan ne varsa, kadın da buna ortak; bir tek yalnız üreyemiyorlar ve dolayısıyla da bu konuda erkeklere ihtiyaç duyuyorlar. İşte tam da o safhada devreye giren erkeklik gururu, çalınan rollerin öcünü, kadınlardan çeşitli kabalıklar ve sertliklerle almaya dönüşüyor.
 
Özgüvenlerini gün geçtikçe yitiren erkekler, yitik özgüvenlerinin üstünü, kabalık ve maçoluk kisvesiyle, külhanbeyi tavırlarla örtmeye çalışıyorlar. Dikkatli bakan kadın gözleri, bu zaafları görüp olay yerinden anında uzaklaşsa da pek çok kadın bu tipleri kişilik sahibi sanarak aldanmaya devam ediyor. Ve işin asıl kötü tarafı, aldanan bu kadın çoğunluğu yüzünden, dünyanın en iyi yetiştirilmiş, en kibar erkekleri bile azar azar kabalaşmaya başlıyor, çünkü görünüyorlar ki, geçerli olan bu...
 
Ve evet, bazı kadınlar, kötü muamele görmeyi, güçlü bir erkek tarafından sevilmek sanıyor! Oysaki kabalık, zayıf karakterin üzerine atılmış, kötü bir cila sadece, bunu ilişkinin devamında görüp kendine gelen ya da başına geleni çeken kaç milyon kadın vardır dünyada sizce? Ya da bırakın dünyayı, ülkemizde kaç kadın maço tavırlarına tav olduğu erkeğin gerçek yüzünü görünce şoka giriyordur?
 
Neden bazıları kaba erkek sever?
Toplumsal roller bize erkeğin sert olması gerektiğini öğütlüyor: "Erkekler ağlamaz" gibi deyimlerle erkeğin sert olması gerekiyor. Dolayısıyla kibarlık göstermeyen, hayatındaki kadına maço davranan erkek modelini, doğru kişi sanma yanılgısına düşebiliyoruz.
 
Yatakta daha iyi olacaklarına inanılıyor: Kaba erkeklerin yatakta da akıl almaz olacağına inanılıyor oysa sonuç çoğunlukla hüsran oluyor.
 
Kabalık ve sertlik güç göstergesi gibi geliyor: En başta "Bana sözünü mutlaka geçirsin!" mottosunu benimseyen kadınlar için geçerli bu durum. Hayatı boyunca kendini korunmamış ve yalnız hisseden, tek başına ilerlemekte güçlük çeken kadınlar, genellikle adam olup arkasında duracak erkeğin maço erkek olduğunu sanıyor. Bu nedenle mafya babalarıyla flört eden kadınlar görmek bile mümkün!
 
Toplum içinde havalı dursun: Maço erkeğin toplum içinde "cool" duracağı, insanlara belli bir ölçüde korku salacağı aşikardır. Bu nedenle görüntüyü kurtarmak için de tercih edildikleri olur. Kıskançlığı aşk sanmak: Kıskançlık ve aşkı birbirinden ayıramayanlardansanız ve 'Aşık olan erkek kıskanır, bunun için akla gelebilecek her türlü deliliği yapar, hatta gerekirse kaba kuvvete başvurur' yanılgısı içindeyseniz kaba erkekleri sevebilirsiniz.
 
Sevgiliniz kaba mı değil mi?
Bir erkeğin kaba mı değil mi olduğunu anlamak için "Lütfen bana karşı dürüst ol. Birbirimize oyunlar oynamanın gereği yok, seni olduğun gibi tanımak istiyorum" diyebilirsiniz. Eğer karşınızdaki kişi gerekli zeka ve duyarlılığa sahipse, bu isteğinizi anlayışla karşılayıp normal davranacaktır. Sonradan değil, doğuştan kabaysa, size ters bir cevap verecek ve üste çıkmaya çalışacaktır. İşte o noktada açık verdiği karakter zayıfığından yola çıkarak, ortamdan hemen uzaklaşın. En başta kendi iyiliğiniz için tabi. Unutmayın ki sonuçta modern toplum düzeninde, centilmenliği yeniden yükselen bir değer haline getirmek, biz kadınların elinde!