Aspasia, M.Ö. 470 yılında Miletos’ta dünyaya gelmiştir. İlkçağ felsefe tarihinde iz bırakan ender kadınlardan birisidir. Babası Miletos’un varlıklı kişilerinden olan Axiochus’tur. Annesi hakkında maalesef yeterince bilgi yoktur.

Miletos o dönemlerde “Filozoflar Kenti” olarak anılmaktadır. Felsefe tarihine yön veren Thales, Anaksimandros ve Anaksimenes gibi düşünürler ile Hippodamos, Hekataios gibi düşünürler Miletos’un adeta bir okul olmasını sağlamışlardır. Bu düşünürler ve diğerleri Miletos insanlarının ve bunların etkilediği diğer insanların olayları sorgulayıcı olmalarını sağlamıştır. Bu sorgulamalar ile Miletos ve etki alanlarında kişilerin tarih, coğrafya, felsefe, matematik, geometri ve fen alanlarında bilgileri üst düzeye çıkmıştır. Şiirler ve öyküler yazılmaya başlanmıştır. Kısaca Miletos ve çevresi varlığını sürdürdüğü dönemde bilim ve sanatta en üst noktada idi. Ayrıca o tarihlerde diğer yunan kentlerinde kadınlar sokağa bile çıkamazlarken, sadece çocuk doğurma aracı olarak görülüyorken, Miletos ve çevre kentlerde kadına değer verilmekte, kadınlar eğitilmekte idi.

                   Aspasia, çok güzel, güzel olduğu kadar da zeki bir kadındır. Ailesinin ekonomik durumu iyi olduğu için bilim ve kültür merkezi Miletos kentinde çok iyi bir eğitim almıştır. Bu eğitim için evlerinde sürekli eğitmenler, “eğitim için köleler” bulunmuştur. Bu eğitim sayesinde Aspasia her yönüyle kendini yetiştirmiş, mükemmel özelliklere sahip olan bir genç kız olmuştur.

Üstün zekalı, çok güzel konuşan, bilgili ve tecrübeli bu kız 20'li yaşlarında bilinmeyen bir nedenden dolayı Atina'ya göç etmiştir. Göç konusunda fazla bilgi bulunmasa da en çok rağbet gören hikaye II.Alcibiades’in hikayesidir. Bazı tarihçiler M.Ö. 460 yılında Atina’dan Miletos’a sürgün edilen II. Alcibiades ile bu göçü ilişkilendirirler. Atina’dan Miletos’a sürgün edilen II. Alcibiades burada Axiochus’un büyük kızıyla evlenir. Burada 10 yıl kalır ve iki erkek çocukları olur. Sürgün dönemi bittiğinde ise karısı ve karısının yetim kız kardeş ile birlikte Atina’ya döner. Bu dönüşe az bir zaman kala Aspasia’nın babasının ölmüş olma olasılığı oldukça yüksektir. Aspasia’nın burada yalnız kalmasını istemeyen Alcibiades O’nu da yanına alarak Atina’ya döner. Aspasia Atina’ya geldiği 20’li yaşlarından öldüğü M.Ö. 401 yılına kadar Atina’da yaşar. 

                   Devlet Adamı Perikles’in de Aspasia ile tanışmasının Alcibiades’in evinde gerçekleştiği söylenir. Burada güzelliği ile felsefe bilgisiyle ve çok güzel konuşmasıyla herkesin, dolayısıyla dönemin popüler devlet adamı Perikles'in de dikkatini çekmiştir. Perikles, o dönemin en büyük devlet adamlarından birisidir. Zeki, iyi bir politikacı ve iyi bir hatiptir. Kanun yapıcıdır.

Antik Yunan’da kadınlar; köleler, evli kadınlar ve fahişeler olarak sınıflandırılmıştır. Aspasia, aldığı eğitimle, edindiği kültür birikimi ile bu sınıflandırmanın dışında kalan ender sayıdaki kadınlardan birisidir. O’nun evi, Atina’da iyi eğitim görmüş elit sınıf kadınların bir sığınağı ya da uğrak yeri olmuştur. Evinde açtığı salon dönemin ileri gelen erkeklerin de düşünsel olarak beslendiği, felsefe tartışmalarının yapılabildiği bir akademi gibi yıllarca hizmet vermiştir. Sokrates gibi birçok filozof burada kendini yetiştirme ve geliştirme olanağı bulmuştur. Birçok tarihi belgede Sokrates’in bu evde kendini geliştirdiğini ve Aspasia’dan övgü ile söz ettiğini yazmaktadır.

                   Aspasia Devlet adamı Perikles’in ikinci eşi olmuştur.”M.Ö.445”  Perikles, evli ve yasalar gereğince yabancı bir kadınla evlenmesinin yasak olmasına karşın, kendinden 30 yaş küçük Aspasia'yı kendine eş edinmiş, Onu koruması altına almıştır. Perikles M.Ö. 450-451 yıllarında bu yasayı da kendisi koymuş olmasına karşın yasağı yine kendisi bozmuştur. Bu evlilikte Aspasia'nın güzelliğinden çok onun bilgeliği ve zekası önemli rol oynamıştır. Ondan olan oğluna da Perikles adı verilmiştir. Vatandaşlık hakkı verilmeyen bu çocuk, tarihte "Genç Perikles" olarak bilinir. Ancak Perikles’in ölümünden hemen önce yarı Atinalı sayılan Genç Perikles’in hem yurttaş hem de yasal varis olması sağlanmıştır. Genç Perikles babasının ölümünden üç yıl sonra general oldu. Ancak Spartalılarla yapılan bir deniz savaşını kaybedince diğer generallerle birlikte yenilgiden sorumlu tutulup Halk Meclisi tarafından idam ettirildiler.

Aspasia, Perikles ile evlendikten sonra evleri, üst düzey insanların eşleriyle toplantılara katıldıkları kültür ve sanat merkezi haline gelmiştir. Platon, Sokrates, Archimedes, Anaxagaras, Sophokles gibi birçok filozof, düşünür, devlet ve sanat adamı bu evde düzenlenen toplantılarda bulunmuşlardır. Ünlü filozof Sokrates "İki kadın hocam oldu. Birisi Diotima, diğeri Miletli Aspasia'dır." der. Aspasia'nın Perikles'in kimi konuşmalarını kaleme aldığı bilinmektedir. Bunların en tanınmışı Peleponnes Savaşları'nda ölenler için yapılan törendeki konuşmadır. “Epitaph” olarak adlandırılan ve Aspasia'nın kaleminden çıkan bu metin, iyi bir hatip olan Perikles tarafından çok güzel okunmuş ve büyük yankı uyandırmıştır. Aspasia evindeki toplantılarda sadece ev sahipliliği yapmamış, fikirleriyle tartışmaları yönlendirmiştir. Aldığı iyi eğitim korkusuzca fikirlerini açıklamasında önemli rol oynamıştır. Aspasia’nın kadın hakları için ilk hareketi başlattığı kabul edilir.

                   Aspasia, Perikles'in M.Ö. 429 da veba hastalığından ölümünden sonra, aile dostları Lysikles ile evlenir. Lysikles bir yıl sonra savaşta ölür. Yalnız kalan Aspasia, evindeki toplantıları devam ettirir. Üst düzeyde diyalektik ve retorik “güzel söz söyleme sanatı” eğitmeni olarak aranan en önemli kişi olmayı da bu süre içinde sürdürür. Atina’ya gelmesinden öldüğü M.Ö. 401 yılına kadar birçok hatibi eğittiği bilinmektedir.

Aspasia sadece konuşma değil, mahkemeler için savunma yazan ve bunu öğreten kişi olarak ta bilinmektedir. Sokrates, Aspasia'nın her şeye karşın bu toplantıları devam ettirmesinin ve kazandığı mevkii korumasının saygı duyulması gereken bir davranış olduğunu söyler. Ksenephon "Sokrates'den Anılar" adlı yapıtında Aspasia’dan saygıyla söz eder. Tarihçiler Aspasia'yı kadın filozofların içinde sayarlar. Anadolu’lu bir kadın olan Aspasia, Sokrates gibi bir bilginin "Hocam" dediği bir seviyeye ulaşmıştır. Evinde bilimsel toplantılara ev sahipliliği yapmış, bilim ve sanatın koruyucusu olmuştur. Aspasia döneminin iyi yetişmiş ender kadınlarından birisi olarak çevresini de aydınlatmış, bilgilendirmiştir.

Kadınlarını okutmayan millet yıkılmaya mahkûmdur. (Hacı Bektaş-ı Veli)

 

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA