“Kadınların yazdıkları, yazdıklarımla aynı seviyede değil” diyen Naipaul, kadınların dünyaya at gözlüğüyle baktığını iddia etti
 
Mistik Masör”, “Gerillalar”, “Taklitçiler”, “Nehrin Dönemeci” ve “Miguel Sokağı”  adlı kitapları Türkçeye de çevrilen 2001 Nobel Ödülü sahibi  V. S. Naipaul edebiyat dünyasını karıştıracak bir açıklama yaparak, bugüne kadar hiçbir kadın yazarın onun edebi seviyesine ulaşamadığını söyledi.
 
Geçen yıl Kasım ayında, Avrupa Yazarlar Parlamentosu’nun açılış konuşmasına yapmak üzere İstanbul’a davet edilen ancak Müslümanları aşağıladığı gerekçesiyle kimi yazarlarca protesto edilen ve gelmekten vazgeçen Naipaul’e, önceki gün Royal Geographic Society’de yaptığı söyleşide kendine eşit kabul ettiği bir kadın yazar olup olmadığı soruldu. “Sanmıyorum” diyen Naipaul sözlerine şöyle devam etti:
 
“Bir yazıda bir ya da iki paragraf okuduğumda, yazarının kadın mı erkek mi olduğunu anlarım. Kadınların yazdıkları, benim yazdıklarımla aynı seviyede değil”.
 
Nobel ödüllü yazar bunun nedeninin, kadınların duygusallığı ve dünyaya at gözlükleriyle bakmaları olduğunu belirtti. Bununla da yetinmeyen Naipaul “Kadınların bir evin efendisi olamamaları yazılarına da yansıyor” diyerek görüşünde  ısrar etti.
 
KADIN YAZARLAR AÇIKLAMAYI DEĞERLENDİRDİ
 
Leyla Erbil ile Naipaul’u aynı kantarda ölçmem
 
Sema Kaygusuz: Naipaul’un düşünceleri aslında insanoğlunun kurduğu uygarlığın ne kadar hastalıklı olduğunu gösteriyor. Cinsiyetçilik çok eski bir hikaye. Ne yazık ki hala farklılıkla eşitlik arasındaki kavramsal ayrımı yapamıyorlar. Farklı olanın kendisine eşit olduğunun bilincinde değiller. Ayrıca öyle kadın yazarlar var ki; mesela Margaret Atwood’un ya da Fransız feminist Helene Cixous’un eline su dökemez Naipaul. Ya da Türkiyeli yazar Leyla Erbil ile Naipaul’u aynı kantarda ölçmem bile.
 
Yazma serüveni kadınları küçümseyerek olamaz ki
 
Müge İplikçi: Kadınların dili farklı. Bu doğru bir tespit. Bu farklılık başka bir farkındalığın işareti, ateşi. Tam da bu noktada diyebilirim ki dünya değişim istiyor, değişiyor. Naipaul gibi iyi yazarlar da bunu görebilse keşke... Yazma ya da yaşam serüveni kadınları, Müslümanları, kendi gibi olmayanları küçümseyerek, yok sayarak olamaz ki...
 
Yaşar Kemal’e de sorsanız aynı cevabı alırsınız
 
Pınar Kür: Kadınlar hakkında belli bir yaşın üstündeki erkeklere hatta bazı kadınlara bu soruyu sorsanız aynı cevabı alırsınız. Çünkü bu insanlar erkekliğin başlı başına bir değer olduğunu sanan bir kuşağın insanları. Artık bunların düşünceleri geçerli değil çünkü gençler böyle düşünmüyor.  Mesela Hemingway’e ya da Philip Roth’a hatta Yaşar Kemal’e sorsanız aynı cevabı alırsınız. Hatta kendisini kadın yazar olarak nitelenmekten korkan bazı kadın yazarlar var; onlar da aynı fikirde. Bunlar erkek bakışıyla bakıyorlar ve bu da övünülecek bir şey değil.
 
Çok kaba ve çok komik...
 
Buket Uzuner: Naipaul’un böyle bir açıklama yapmasına hiç şaşırmadım. Entellektüel dünya tamamen ve hâlâ bütün dünyada, erkeklerin elinde. Kendisini kutluyorum, çünkü kendisi gibi düşünen diğer birçok erkek yazar gibi düşüncelerini saklamıyor. Cinsiyetçi yaklaşımını açık açık ifade ediyor. Söylemleri çok kaba ve çok komik. Naipaul’un bu sözlerle anılacak olması bence çok hazin...
 
Aşırı tepkileri olan bir insan
 
Esmahan Aykol: Bir yerde Nabokov’un bir sözünü okudum: “Kıskançlıkların en zehirlisi, iki kadın ve iki edebiyatçı arasındakidir” demiş. Ne güzel söylemiş! Geçen yıl V.S. Naipaul’le Mantova Edebiyat Festivali’ne katılmıştım, orada da toplantının sonunda yöneltilen bir soruyu beğenmeyip salonu terk etmişti. Aşırı tepkileri olan bir insan anladığım kadarıyla. 
 
Hastalıklı bir ruh hali
 
Oya Baydar: Kadın yazarların farklılıkları konusunda olumlu-olumsuz pek çok sey söylenebilir kuşkusuz; ama Naipaul’un görüşlerini ciddiye almak mümkün değil. Zaten bir yazar kendi edebi seviyesini ulaşılmaz görüyorsa, burada edebi bir değerlendirmeden çok şişkin bir ego ve hastalıklı bir ruh hali aramak daha doğru gibi geliyor bana.
 
Onu yine de okurum
 
Vivet Kanetti: Ne derse desin ben yine de okurum Naipaul’u. İyi bir yazar aynı zamanda peygamber olmak zorunda değildir. Kusursuz peygamber olmalarını bekleyerek yaklaşırsak kadınların kütüphaneleri çok sınırlı ve fakir kalır
 
milliyet