Yurtta görevli hocaların kendilerine baskı yaptığını, şiddet uyguladığını öne süren genç kız, merkezdeki diğer çocukların da kaçmak için fırsat kolladığını iddia etti.

Çiğli Bakım ve Sosyal Rehabilitasyon Merkezi'nden kaçan genç kızların, yurt yöneticilerinden gördükleri şiddet yüzünden kurumda kalmak istemedikleri iddia edildi. İzmir'in Çiğli ilçesindeki Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu'na (SHÇEK) bağlı yurttan 1 Aralık'ta ayrılan 13 kızdan 8'ine önceki gün ulaşıldı. Zaman'a konuşan kızlardan D.Ç. (16), tüyler ürpertici iddialarda bulundu. "Ailemizden gördüğümüz şiddetin farklı boyutlarını yurt yöneticileri uyguladığı için kaçtık." diyen genç kız, yurtta bulunan diğer kişilerin de kaçmak için fırsat kolladığını söylüyor. Yurt yöneticilerinin, basına demeç vermemeleri konusunda kendilerini tehdit ettiğini ileri süren D.Ç., bazı arkadaşlarının internet üzerinden fuhuş yaptığını, bu durumun yöneticilerce bilinmesine rağmen müdahale edilmediğini savunuyor.

Genç kız, ailesi tarafından şiddet gördüğü için 3 yıl önce evden kaçmış. Dönmeyi de düşünmediğini ifade ediyor: "Ailemde sürekli yaşanan kavga ve şiddetten dolayı evden kaçtım. Artık ailemi görmek istemiyorum. Onlar da beni görmek için bir çaba sarf etmesin." Uyuşturucu bağımlısı olduğunu belirten D.Ç., "Yurtta çok büyük ilgisizlik var. Mesela bir kavga çıktığı zaman kimse gelip bakmıyor, kimse bizimle ilgilenmiyor. Bize hayvan muamelesi yapıyorlar." diye konuşuyor. Genç kız, hemşire olmayı istediğini ancak kimse elinden tutmadığı için okula gidemediğini anlatıyor: "Ben de bir geleceğimin olmasını isterim. Ortaokuldan sonra okumadım. Okumak istediğimi yurt yetkililerine iletmeme rağmen kimse ilgilenmedi. Liseye gidip hemşirelik okumak istiyordum ama kimse ilgilenmediği için gidemedim."


İlgisizlik ve baskıya daha fazla dayanamayarak yurttan kaçtıklarını dile getiren D.Ç., düşündürücü iddialarda bulunuyor: "Hocalar, baskı yapıyor ve dövüyor. Bazı arkadaşlarım, internet üzerinden fuhuş yapıyor. Kimse ailesini düşünmez yurtta, çünkü herkes zaten onlardan kaçarak gelmiş. Ben nasıl sevmiyorsam diğerleri de sevmez. Arkadaşım G.T.'yi, yurtta bir grup kız, demirle dövdü. Yetkililere gidip söyledik ama kimse bir şey yapmadı. Kendimi dışarıda 'Buket' ismiyle tanıtıyorum. Birçok arkadaşım da takma isim kullanıyor. Beni buradan alıp başka yere yerleştirsinler, söz veriyorum, bir daha kaçmam. Gazetelerde çıkan haberlerde, bize ilgi gösterildiğini söylüyorlar. Halbuki hiç alâkası yok, kimse ilgilenmiyor. Rahat olsak kaçmayız. Bizi basına konuşmamak için uyardılar, çok sıkı tembih ettiler." SHÇEK İzmir İl Müdürü Zekeriya Ertaş ise iddiaların asılsız olduğunu savunuyor.


KIZLARDAN BİRİ OTELDE BULUNDU


Çiğli Bakım ve Sosyal Rehabilitasyon Merkezi'nde gözetim altında tutulanlardan 13 kız çocuğu, 1-28 Aralık 2009'da gittikleri izinden dönmemişti. İzmir Emniyet Müdürlüğü ekipleri, kaçanlardan B.Ç., N.K., S.S., S.B., G.U., F.B., H.D.Y. ve İ.C.'yi (17) bularak önceki gün merkez yetkililerine teslim etti. Kızlardan İ.C.'nin Muğla'da bir pavyon işletmecisinin yanında bulunduğu öğrenildi. Genç kızın 30 Aralık'ta polis ekiplerince bir otelde yakalanarak Sosyal Hizmetler Müdürlüğü ekiplerine teslim edildiği belirtildi. Polislerin ifadesine başvurduğu otel yetkilileri, İ.C.'yi otele bir pavyon işletmecisinin yerleştirdiği bilgisini verdi. Pavyon işletmecisinin ise, "İnsanlık namına yardımcı oldum ve memleketine gitmesi için harçlık verdim. Kızın pavyonda çalışması söz konusu değil." savunmasında bulunduğu bildirildi.


'Gidip takıldıkları yerlerdedirler'


SHÇEK Genel Müdürü Dr. İsmail Barış, kayıp kızlardan 8'inin bulunmasının ardından İzmir'e geldi. Valilikte, İl Müdürü Zekeriya Ertaş, Vali Cahit Kıraç ve Emniyet Müdürü Ercüment Yılmaz'la toplantı yapan Barış, gazetecilere olayda ihmal olup olmadığının belirlenmesi için müfettiş görevlendirdiklerini söyledi. Merkeze dönmeyen kızlar için 'kayıp' ifadesini kullanmaktan çekinen SHÇEK Genel Müdürü, ilginç bir açıklama yaptı: "Belirtmek isterim ki bu kızlarımız kayıp değil. Yerleri belli. Ya ailelerinin, yakınlarının yanındalar ya da kendileri dönerler. Bazıları da daha önce gidip takıldıkları yerlerdedir."


Merkezlerde, suça bulaşmış çocukların kaldığını vurgulayan Barış, gazetecilerin, suça bulaşmış çocukların daha önce fuhuş çetelerinin elinde olabileceği yönündeki sorusu üzerine şunları kaydetti: "Burada fuhuş çetesinin elinden kurtarılan bir kızımız kalmıyordu. Ama suça bulaşmış çocukların kimlerin elinden kurtarıldığını, ne gibi insanların yanında olduğunu polis biliyor." Bu kız çocuklarının kaldığı yerin yurt ya da yuva değil, bakım ve rehabilitasyon merkezi olduğunu belirten Genel Müdür, merkezlerin 'açık kapı' sistemiyle çalıştığını, çocuk haklarına göre kapalı sistemin mümkün olmadığını da aktardı.

(Zaman)