Değişim karşı koyamadığımız fakat sonuna kadar direndiğimiz bir kavram. Değişim merkezden başlar yada en baştan, kişinin kendisinden başlaması gereklidir. Şartların, sistemin, karşımızdakinin değişmesini beklemek doğal alışkanlık olarak yaptığımız bir davranış modelidir ama kural budur.

Değişim de sıralama kişi, çevresi, ilçesi, ülkesi şeklinde devam eder bu sıralama ölçütlerini siz değiştirebilirsiniz. Fakat bizim kabuğu kırmak anlayışımız önce birileri yapsın ölmezlerse onlara bir şey olmazsa bizde yaparız şeklindedir. Kime sorarsanız sorun, bu değişim kaynağı hep kendinden başka bir alanda aranır.

Eşimle anlaşamıyoruz derse birisi, siz ona bakış açını yada yöntemini değiştirebilirsin derseniz alacağınız cevap ama o da değiştirsin olur

Sınav sistemi kötü diye bir eleştiri aldığınızda bu sisteme karşı değişmesini söylerseniz alacağınız cevap devlet büyükleri buna el atsın olacaktır.

Yıllardır özel firmalarda ve devlet kurumlarında eğitim veriyorum ve tamda konu buraya geldiğinde değişim dediğiniz zaman yüzlerde bir kireçlenme, ekşime meydana geliyor. Değişime direnemezsiniz hatta direndiğinizde geri doğru değişirsiniz.

Yaşama içgüdüsel olarak kainat hep ileri gitmek zorundadır. Buna uygun olarak bizde kendimizi sınırlayan kabuktan dışarıda olmak isteriz. Lakin bununla ilgili en ufak bir çaba göstermeyiz. Sebep çok değildir bu davranış modelin de;

1-Değişimde risk vardır : Çünkü kabuktan dışarı, rahat bölgesinin dışına atılan her adım yeni tehlikeler ve yeni sonuçlara gebedir. Çünkü planladığımız faaliyetler orada istediğimiz sonuçları vermeyebilir. Olmama riski vardır. Diğer taraftan kabuğun içinde rahat ve olabilecek bütün sonuçlar her şeyi ile önümüzdedir. İçinden bir ses güvende olmak ister ve sana dur bakalım rahat alanını terk etme, birileri yapana kadar bekle onlara bir şey olmazsa sende yaparsın der.

2-Değişim için bir çaba gerekir: Kişi riski göze alıp dışarı çıkmak ister, istemesine ama birde yeni hayat; yeni çabalar, yeni öğrenmeler getirecektir. Haliyle şu anki sıkıntıda olduğu durumdan daha fazla yorulacaktır çıkmak için.

Ne gerek var diye bir ses gelir tam adım atacakken.

Öyle ya! Hem olup olmayacağı belli değil risk var, hem de daha fazla yorulacaksın.

İyidir iyi, Kabuk iyidir diye rahatlatır; içinde rahatsız olan kendini. Bu iki sebep yüzünden;

­-Eski köye yeni adetler gelmez

-Köylerimiz eskimeye ve eski kalmaya devam eder.

 

Bu yazının köylerle bir ilgisi yok tabi. Değişmeyen ama şikayet eden, değişime direnen ve dışarıdakilere de kabuğu kırmaya çalıştığı ve kırdığı için eleştirenlere

Oysa yeni bir hayat sadece bir adım ötenizde kararı siz verin;

        Ya kabuğun içinde yaptıklarınızla ve yapamayıp yapmak istediklerinizle devam edin. Üstelik orda bütün sığınabileceğiniz bahaneleriniz de var.

         Ya da arzu ettiklerinizi yaşamak ve sonuna kadar keyfini sürmek için bir adım atın ve süprizlerle karşılaşmaya hazır olun; Göreceksiniz hiçte sandığınız kadar zor değilmiş.

 

Sosyal medyada bu konuyla ilgili düşüncelerinizi #aydınkonuşuyor etiketiyle paylaşın, yayınlayalım! 

 

facebook.png twitter.png

habericiuygulamalar.jpg