SABAH, Suriye tarafından düşürülen Türk uçağıyla ilgili ABD ve NATO'dan Ankara'ya gelen kritik bilgilerin detaylarına ulaştı. ABD Ankara'ya özetle "Olay uluslararası hava sahasında gerçekleşti ancak uçak düştü mü yoksa düşürüldü mü tespit edemedik" dedi. ABD'nin "açıklamayız" dediği ancak Ankara'ya gönderdiği, radar kayıtlarından oluşan bilgilerin ilk bölümü, Türkiye'nin tezleriyle bire bir örtüşüyor. ABD ile NATO'dan Dışişleri Bakanlığı kanalıyla gelen bilgiler, Türk uçağının uluslararası hava sahasında düşmeye başladığını doğruluyor.

ENKAZDAN ANLAŞILIR
ABD uçağın Türkiye'nin işaret ettiği alanda düşmeye başladığını ve Suriye karasularına çakıldığını saptadı. Türkiye de uçağın Suriye'den 13 mil uzaklıkta vurulduğunu, daha sonra Suriye karasularında 8 mil açığa düştüğünü açıklamıştı. Ancak ABD ve NATO'dan gelen veriler uçağın düşme sebebine ilişkin herhangi bir ipucu içermiyor. Bunun anlaşılması için uçağın enkazının çıkarılması bekleniyor. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç uçağın enkazının çıkarılmasının ardından nasıl düştüğüne ve neyle düşürüldüğüne ilişkin soru işaretlerinin gidebileceğini belirtti.

DELİL, TELSİZ KONUŞMASI
Arama kurtarma çalışmalarına katılan Nautilius gemisi iki pilotun naaşlarına ulaşıldıktan sonra arıza gerekçesiyle faaliyetlerine son vermiş ve Karadeniz'e dönmüştü. Bunun üzerine arama kurtarma faaliyetlerinin devam edebilmesi için Amerikan silahlı kuvvetlerinin yüklenicisi olan Felix firmasıyla enkazın çıkarılması konusunda anlaşıldı. Çalışmalar TCG İnebolu gemisine monte edilecek cihazlar vasıtasıyla Felix tarafından yürütülecek. Öte yandan Ankara iddiaların aksine uçağın Suriye tarafından düşürüldüğünden emin. Bu tez, özellikle uçağın düştüğü zaman diliminde Suriyelilerin yaptığı telsiz görüşmelerine dayandırılıyor. Ancak uçağın nasıl düşürüldüğü sorusu henüz yanıtsız. Genelkurmay yaptığı son açıklamada "Kriminal inceleme sonucu, Suriye tarafından iddia edildiği gibi uçaksavar ateşi ile düşürülme ihtimalinin ortadan kalktığı görülmüştür" demişti. Ortaya atılan "elektromanyetik müdahale" iddialarını ise Başbakanlık kaynakları gerçekçi bulmuyor.