Yaklaşık üç saat süren konferansta Dünya ve Türkiye ekonomisinin hareketlerini değerlendiren ünlü ekonomist Turhan Bozkurt, Amerika"dan başlayarak tüm dünyaya yayılan ekonomik krizin nedenlerini, sonuçlarını, Türkiye ve diğer ülkelere etkilerini anlattı.
Nazilli Sanayici ve İşadamları Derneğinin (NASİAD) organize ettiği yemek ve konferansa AK Parti Aydın Milletvekili Ahmet Ertürk, Nazilli Belediye Başkanı Aytekin Kaplan, İlçe Emniyet Müdür Vekili Şükrü Çetinkaya, Nazilli İlçe Milli Eğitim Müdürü Faruk Ercan, AK Parti Nazilli İlçe Başkanı Ali Ertürk, Nazilli Ticaret Odası Başkanı Mehmet Gacar, Nazilli Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyeleri, Belediye Meclis Üyeleri, Nazilli Genç İşadamları Derneği (NAZGİAD) Başkanı Nurettin Gürsoy ve Yönetim Kurulu Üyeleri, Nazilli"de şubesi bulunan bankaların müdürleri ile çok sayıda işadamı katıldı.
NASİAD Başkanı Nuri Elmalı yaptığı açılış konuşmasında tüm katılımcılara teşekkür ederek, Nazilli başta olmak üzere tüm Türkiye"yi etkileyen ekonomik krizin boyutlarını ve çözümlerini anlatmak üzere kendilerini kırmayarak konferans vermeye gelen ünlü ekonomiste desteğinden dolayı teşekkür etti.
ESİDEF ve TUSKON üyesi olan NASİAD"ın ekonominin ve ticaretin gelişmesinde büyük ilerleme kaydettiğini ve başarılı çalışmalarından dolayı gurur duyduğunu ifade eden Turhan Bozkurt “Dünyada tüm işadamları ayakta ve hayatta kalabilmek için gece gündüz demeden çözümler üretmeye, yeni projeler üzerinde çalışmaya devam ediyor. Dünyada olup bitenleri anlık takip etmek ve yakınında bulunmak gerekiyor. Rekabetin çok önemli olduğu bu ortamda fırsatları iyi değerlendiren ve iyi araştırma yapan küçük şirketler bugün büyük şirketler haline gelmiştir. Dünyada Amerika"da başlayan, İngiltere"ye ve sonra da Avrupa"ya sıçrayan küresel krizin ilk adına "Mortgage Krizi" denmişti. Bu kriz ilk önceleri küçümsenmişti. Ancak bugün krizin ne denli büyük olduğu görülmektedir. Bu kriz finansman krizi olarak başlamış daha sonra krizin banka ile müşteri arasında değil, tüm dünya çapına dağılmış olduğu görüldü. Krizi tetikleyen bankaların içerisinde bulunduğu havuzun da etkilenmesiyle borsalara yönelik olan nakit akışı sıkıntıya düştü. Bunun sonunda borsalar büyük zarar gördü. Bu kriz sonucunda Dolar-Euro paritesi değişti. Para, kuraklık yaşanan havuzdan başka bir havuza yani emtia limanına geçti. Arpa, pirinç, buğday, bakır ve diğer emtialara yöneldi. Sonuç olarak imalat fiyatları artışa geçti. Enerji fiyatlarının da artmasıyla tırmanışa geçen üretim masrafları üreticiyi başka kaynaklara yöneltti. Finans piyasasında ise önceleri bol olan ve satılmaya çalışılan para piyasadan çekilince parayı çekmek için değişik çareler aranmaya başladı. Geçen yıl peşin fiyatla satılan bir ürün bugün peşin fiyatına 12 ay taksitle verilmeye başlandı. Vatandaş ise temerrüde düşen kart borçlarını ödeyebilmek için yüzde 45 oranlara kadar ulaşan faizlerle kredi almaya yöneldi. Ekonomi ise yavaş yavaş Batı"dan Doğu"ya doğru kaymaya başladı. Orta Asya ve Kazakistan bölgeleri yatırımları çekmeye başladı. Doğalgaz ve Petrol rezervlerinin bol olduğu bu bölgelerde işçilik maliyetlerinin de düşük olması cazibeyi de getirdi. Çin gibi devletlere yönelik bu hızlı kaymada ani şok etkisi yaparak ekonomi değerlerini ve hesaplarını alt üst etti. Türkiye ise ivme kazanacağı bu fırsatı kaçırma aşamasına geldi. İş dünyası için çok önemli olan yatırım fırsatlarının kaçmaması için gerekli olan siyasi istikrarın, suni olaylar nedeniyle sıkıntıya düşmesi, Türkiye"nin güvensiz bir ülke olması durumuna getirdi” dedi.
İhracatı ile büyüyen bir ülke olarak Türkiye"nin, dünyada yaşanan bu krizden etkilenmemesi için acil araştırma ve analiz yapmak zorunda olduğunu ifade eden Bozkurt “İş dünyasının bu krizi yaşamaya hakkı yoktur. Dünyadaki krize dair veriler çok iyi takip edilmelidir. Ar-Ge destekleri 2005 yılından önce çıkmış olsaydı Türkiye şu anda çok farklı bir konumda olabilirdi. Döviz cinsinden geliri olan ihracata ve işlere yönelmek ve katma değeri artıracak ticarete sahip çıkmak zorundayız. Hükümetimizin de siyasi istikrarını sürdürmesi çok önemlidir. Riski yönetme sanatını çok iyi bilmeliyiz. Paranın kaynağında olan bir krize karşı gözlerimizi, kulaklarımızı kapatmamalıyız. Dünyada geleceğin sektörü olan tarımı ve turizmi ön plana çıkartmalıyız” ifadelerine yer verdi.