İntihar… Özellikle haberlerde gördüğümüzde ilgimizi çeken, kendi hayatını sonlandıracak kadar kişiye çaresiz hissettiren şeyler konusunda merak uyandıran, soru sorduran, anlama, anlamlandırma ve yorumlama ihtiyacı yüksek olan karmaşık bir olgudur. İntiharı tek bir nedene bağlamak yanlış olacaktır. Birey yoğun bir duygusal ya da fiziksel acı yaşıyorsa, algıları ve düşünceleri bu acıdan çok fazla etkilenir ve bu acıya son vermek adına yaşamına son vermeyi aklından geçirebilir çözüm olarak. Baş edemeyeceğini hissettiği duygulara karşı tek çözüm olarak görür, duygular o kadar yoğundur ve bireyi o kadar rahatsız eder ki çözümleri görmesi engellenir sanki. İntiharın topluma yansımasında insanlar üzerinde bazen cezbedici, özendirici bazen de caydırıcı, vazgeçirici etkisi olabiliyor. Neden bu farklılık?

Medya, üzerinde düşüneceğimiz gündemler yaratmayı başarabildiğinden bize sunulan konuyla ilgili illa fikir söylememiz, duygu ve düşünce ifade etmemiz gerekiyormuş gibi hissettirebilmektedir. İntihar haberlerinde intihar yönteminin ve bu sürecin detaylı olarak verilmesinin olumsuz sonuçlar doğurduğu, özellikle intihara eğilimli kişiler için özendirici bir nitelik taşıdığı, taklit edilme olasılığının olduğu birçok bilimsel araştırmayla desteklenmiştir. İntihar eden birey ya içselleştirilip bir kahraman haline gelir, özendirilir ya da kötü bir karakter olup yerin dibine sokulur. Birey medyadan gördüğü intihar haberinde eğer ölen kişiye özenip “ben de böyle hissediyorum, o öldü ama kahraman oldu.” diye düşünürse intiharı deneme olasılığı artar, intihar haberlerinin sayılarının artması toplumdaki intiharların oranının artmasına da neden olabilmektedir. Bu nedenle Türk Psikologlar Derneği özellikle intiharın medyada kullanılmaması gerektiğini vurgulamıştır.

Medyada verilen intihar haberlerinin görsellerle desteklenip dramatize edilmesi yerine yani ölen kişinin ayrıntılı hayatının, intihar notlarının gösterilmesi, kendini nasıl öldürdüğünün ve öldükten sonra intihar2.jpgbir kahraman olmuş gibi anlatılmasına bir son verip duygu yükü olmadan, kısa bir şekilde verip intihara bir çözümsüzlük, çaresizlik sonucunda başvuran birey için başka çözüm yollarının olabileceğini, intiharın bir rahatsızlık olabileceğini, temelinde çoğunlukla yer aldığı düşünülen depresyonun bir tedavisinin bulunduğunu ve tedavi alırsa bu düşüncelerinin azalabileceği şeklinde yönlendirmeler yapılması toplumun ruh sağlığı açısından daha yararlı sonuçlar ortaya çıkaracaktır. İntihar haberlerinin medyada haber olarak sunulması sırasında dikkatli olup özen gösterilmesi, etik prensipler gereğince tüm medya mensuplarının işbirliği yapması, sağduyulu olunması, uzmanların bilgilendirici, destek ve tedavi yöntemlerine dair yol gösterici açıklamalarına yer verilmesi bu yolda atılabilecek önemli adımlar olarak görülebilir.

Çeşitli nedenlerden dolayı hayata karşı motivasyonunuzu kaybedebilir, hayatın bir anlamı olmadığını düşünebilirsiniz. Bu aşamada çevrenizdeki insanlara tutunup onların yardımlarıyla bu durumun üstesinden gelmeniz mümkün hale gelebilmektedir. Bir insanın kendini öldürmeye karar vermesi kolay değildir. Bu kararı verene kadar birçok aşamadan geçmiştir. Bu durumu aşmaya çalışır, direnç gösterir. Bizler modernliğin getirdiği yalnızlaşmaya, birbirimize yabancılaşmaya “dur” deyip bireyin geçtiği o aşamaları fark edip, sinyalleri alıp ona yardımcı olabiliriz, psikolojik destek alması yönünde teşvik edebiliriz. Ancak medyada karşılaştığımız saldırı, karmaşa, çatışma ve savaş görüntüleri hem bireysel hem de toplumsal olarak bütün insanların ruh sağlığını etkilediğinde kendini güvende hissetmeyen, kaygılı bireylerin sayısı arttığında o zaman ne yapacağız? Toplumca bir depresyon yaşanıyorsa eğer bunu bireysel olarak çözmek bu aşamada mantıksız olacaktır. Toplumun ruh sağlığını düzeltmek için HERKESİN elini taşın altına koyması gerektiği kanaatindeyim.

Sevgiyle kalın..

Sosyal medyada bu konuyla ilgili düşüncelerinizi #aydınpost etiketiyle paylaşın, yayınlayalım! 

facebook.png twitter.png

appstoreee.jpg     googleplay.jpg