Bu karar ile Türk şirketlerine ait yurtdışındaki yaklaşık 33 milyar dolarlık mevduatın Türkiye"ye getirilmesi amaçlandı. İkinci ayakta ise Varlık Barışı Yasası bu kez kapsamı genişletilerek yeniden çıkarılıyor. Ankara bu 2 hamle ile 40 milyar dolar bekliyor

Bu hedefin yüzde 50"si bile tutsa ve her iki kanaldan Türkiye"ye kaynak girişi olursa hükümete göre krizden çıkış başlayacak. Böylece yıl sonuna doğru da IMF"ye “Artık size ihtiyacımız yok” denecek. Hükümetin özellikle genel seçimleri düşündüğü ve seçimlere “IMF anlaşmalarına veda eden hükümet” olarak girmeyi planladığı öğrenildi

Ekonomik krizden çıkış tartışmaları sürerken hükümetin 2009 yılı sonuna kadar belirlediği yeni hedefi, yurtdışındaki Türk dolarlarını ülkeye getirmek olacak. Bunun için 2 aşamalı bir planı devreye sokan hükümet, planın “mükemmel” işlemesi durumunda, 40 milyar dolara yakın bir kaynağı ülkeye sokmaya çalışacak. 2 ayaklı planın ilk adımında, Varlık Barışı"nın yapamadığını Merkez Bankası yapacak. Yurtiçindeki bankalara tanınan döviz kredisinde serbestlikle, yurtdışında Türk şirket ve kişilere ait 33 milyar dolarlık mevduatın önemli bir kısmının ülkeye getirilmesi hedefleniyor. İkinci adım ise, ilki büyük bir başarısızlıkla sonuçlanan Varlık Barışı"nın kapsamının genişletilmesi ve “KDV nedeniyle yapılan tarhiyatlara da mahsup olanağı” getirilerek, uygulamanın yeniden hayata geçirilmesi.

Bu kritik adım ise Meclis Genel Kurulu gündeminde olan torba yasayla atılıyor. Yeni Varlık Barışı"yla ülkeye en az 8 milyar dolarlık net bir para girişi beklenirken, 2 adımlı planın başarılı olması halinde ise hükümet, tarihi bir adım atarak, “IMF"ye ihtiyacımız yok” diyebilmeyi hedefliyor. Böylece 2 aşamalı planın başarılı olup olmaması, Türkiye"nin bundan sonra IMF"yle yürüyeceği yolu belirlemekte de kritik rol oynayacak.

Dolanarak almayacaklar

Hükümetin bugüne kadar döviz geliri olmayan şirketlere, yurtiçinden döviz kredisi kullanımını yasaklayan düzenlemeyi kaldırmasıyla finans piyasasında da yeni bir dönem başlamış oldu. Bu karar 16 Haziran tarihinde Resmi Gazete"de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Böylece yeni dönemde Türkiye"deki şirketlerin, yasal kısıt nedeniyle döviz kredisini, yerli bankaların Bahreyn, Dubai gibi yurtdışı şubelerinden “dolanarak” almalarına gerek kalmadı. Mayıs ayı itibarıyla bu tür işlem sayısı 3.694 adedi bulmuştu. Toplam 35 milyar dolarlık yurtdışı döviz kredisi tutarının yüzde 92"sine karşılık gelen tutar yani 32.2 milyar dolar da 5 milyon doları üzeri kredilerden oluşuyor. Yasal kısıt nedeniyle kurulan bu sistemin sonuçlarından biri olarak yurtiçinde yerleşiklerin, kredi aldıkları ülkeler başta olmak üzere yurtdışında tuttukları mevduat tutarı ise 33 milyar dolar. Ülke içinden kredi temini sorunu ortadan kalktığında, şirketlerin yurtdışındaki mevduatlarını ülke içine getirmeleri ticari olarak da daha anlamlı hale gelecek.

Görüşmeler niye uzadı?

Hükümetin 2 ayaklı finansman planının başarısız olması halinde planın son aşamasını ise IMF ile ilgili verilecek karar oluşturuyor. Buna göre hükümet, planladığı gibi gitmesi ve ülke içine 40 milyon dolara yakın bir kaynak girişi olması halinde yılın sonuna doğru “IMF"ye ihtiyacımız yok” açıklaması yapmayı hayal ediyor.

Kaynaklar, yılın sonuna doğru ekonomik krizden çıkışın başlayacağı öngörüsüyle, Türkiye"ye böyle bir kaynak girişinin hükümetin elini çok büyük ölçüde rahatlatacağını vurguluyor. Bu kapsamda hükümetin, 2011 Genel Seçimleri"ne de “IMF anlaşmasına veda eden hükümet” olarak girmeyi istediğinin de altı çiziliyor.

Babacan: Her 2 senaryoya göre de hazırlıklarımız var

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, IMF ile müzakerelerin devam ettiğini belirterek, hükümetin hazırlıklarını her iki senaryoya göre de yaptığını söyledi. OECD Bakanlar Konseyi toplantısına katılmak için Paris"te bulunan Babacan, dün Türk basın mensuplarıyla bir sohbet toplantısı düzenledi.

IMF ile görüşmelerle ilgili soru üzerine Babacan, Türkiye"de yeni hükümetin IMF ile görüşmeleri tekrar başlattığını hatırlatarak, “Kendi değerlendirmelerimiz devam ediyor. Hükümet olarak her iki senaryoya göre de hazırlıklarımızı yapıyoruz. Üst düzeyde dar bir ekiple bu müzakereleri götürüyoruz” diye konuştu. Babacan, Hazine"nin yazılı veya kendisinin bir beyanda bulunmaması halinde bu konudaki söylentilere itibar edilmemesini istedi. Babacan, IMF ile görüşmelerle ilgili dışardan yapılan spekülasyonların sürece zarar verdiğini ifade etti. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye"nin, OECD ülkeleri arasında en hızlı toparlanma yaşayacak ülkelerden biri olarak gösterildiğine de dikkat çekti.


İkincide ilkinden iyi sonuç çıkar


HÜkÜmet, ilk Varlık Barışı yasasından çıkardığı dersle yeni düzenlemede kritik bir değişiklik yaptı. Buna göre, KDV"ye ilişkin matrah tutarının vergiden mahsup edilmesine olanak tanındı. Maliye Bakanlığı bu uygulamayla yeni Varlık Barışı"yla çok sayıda mükellefin varlık barışı yasasından yararlanmasının yolunu açmış olacağını düşünüyor. Maliye Bakanlığı üst yönetimi bu kez ilkinden çok daha iyi bir sonuç alacaklarına inandıklarını belirterek, hükümeti de bu yönde bilgilendirdi. Buna göre ikinci uygulamadan en az 8 milyar dolarlık bir net giriş olacağı öngörülüyor.

Önceki uygulamada büyük bir hayal kırıklığı yaşanmış, 14.8 milyar liralık beyan ve bildirimde bulunulmuş, ancak bu beyanların önemli bir kısmı “sanal” çıkmıştı. Varlık Barışı kapsamında sonunda sadece 419.3 milyon TL vergi tahakkuk edebildi. Bunun 215 milyon lirası yurt dışı, 204.2 milyon lirası da yurtiçinden kaynaklandı. Ancak bunun da sadece 206.6 milyon liralık bölümü tahsil edildi.