Recep Tayyip Erdoğan, ayrıca Dünya Bankası Başkanı Robert Zoellick ile de görüştü. Alınan bilgiye göre, IMF ve Dünya Bankası yetkilileriyle yapılan görüşmede, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren ve Devlet Bakanı Mehmet Şimşek de yer aldı.

IMF heyetiyle görüşmede, ilişkilerin devamı ve çerçevesi üzerinde durulduğu ve "teknik düzeyde çalışmaların devamı konusunda mutabık kalındığı" öğrenildi. İlgili bakanlar ve teknik ekipler Washington"dayken teknik düzeyde çalışmaların süreceği de belirtildi. IMF yetkilileri, dünyanın ekonomik görünümü hakkında da Erdoğan"a bilgi verdiler ve kendi değerlendirmelerini paylaştılar.

Yetkililer, krizin etkileri bakımından dünya ekonomisiyle ilgili beklenti ve yaklaşımlarını ortaya koydular. Alınan bilgiye göre, Türkiye-IMF ilişkisinin belli bir çerçevede sürmesi konusunda da görüşmeler devam edecek. Bu görüşmenin "verimli" geçtiği belirtildi.

Dünya Bankası heyetiyle de verimli bir görüşme yapıldığı bildirilirken, Dünya Bankası yetkilileri, Türkiye ekonomisindeki gelişmeleri takdirle karşıladıklarını söylediler, ayrıca dünyadaki küresel krizle ilgili değerlendirmelerini paylaştılar ve krizin etkilerini sınırlandırmak için kredi olanaklarını artırma niyetinde olduklarını belirttiler. Alınan bilgiye göre, bu çerçevede istihdamı destekleme, KOBİ ve yenilenebilir enerji başta olmak üzere türlü alanlarda Türkiye"ye yönelik ülke üst sınırının da artması bekleniyor. Öte yandan görüşmelerin yapıldığı otelden çıkarken bir grup gazetecinin, "İlerleme var mı?" sorusu üzerine IMF Başkanı Straus Kahn, "İyi bir görüşme oldu" dedi. Straus-Kahn, "Yakında bir sonuç bekleniyor mu?" sorusuna ise, "Yakında bekleniyor" yanıtını verdi. "Ne kadar yakında?" denilmesi üzerine
Straus-Kahn da "Göreceğiz" diye konuştu.


''MESELELERİ AŞABİLDİĞİMİZ TAKDİRDE IMF İLE ÇALIŞMAYI DÜŞÜNÜYORUZ AMA BUNLARI AŞMALIYIZ''


G-20 zirvesine katılmak üzere Washington'da bulunan Recep Tayyip Erdoğan, Brookings Enstitüsü adlı düşünce kuruluşunda yaptığı konuşmada, IMF ile yapılması muhtemel bir anlaşmaya da değindi.

Kendisini Türkiye'de yatırımcı olarak tanıtan bir Amerikalı katılımcının ekonomik veriler üzerine sorduğu soru üzerine Erdoğan, ''Türkiye'ye yatırımları durdurmadın değil mi?'' diye gülerek sordu. Bunun üzerine katılımcı, ''Durdurmadım'' diye yanıt verdi ve IMF'nin Türkiye için gelecekteki rolünü sordu.

Erdoğan, ''Şimdi piyasalar kendilerini her yönden garantiye almanın teminat altına almanın arzusu içinde. Dünyadaki duyumlardan hareketle sürüdürüyorlar. Şu anda piyasalara 6.5 trilyon enjekte edildi deniliyor mesela. Türkiye'de bu niye yapılmıyor? Niye acele hareket etmiyor Türkiye? Biz 2001'de, 90'larda yaşadığımız için Türkiye'ye aynı şeyi yaşatmak istemiyoruz. Bir tane batık banka yok. Bu önemli bir şey. Olmayışının sebebi, dönemimiz içinde bankaları çok iyi denetlememizdir. Bir de bakkal dükkanı açar gibi banka açılmasına müsaade etmedik. İsteyen istediği gibi banka açıyordu. Piyasadan tüm mevduatı toplayıp farklı yerlerde o paraları yok ediyordu. Bunun faturası 22 banka fona devredilerek ödendi Türkiye'de. Bu dönemde böyle birşey yok. Bankalarla görüşmelerde şunu soruyoruz. Senin şu anda rasyon ne durumda? Biz göreve gelmeden önce 8'di. Bunu 12'ye çıkardık. Sıkıntılı olan yok. Onlar da işi sıkı tutmuşlar. Kredi noktasında, özellikle Kobi'leri sıkıştırmayacaksınız. Benim görevim değil ama ben başbakan olarak sinyallerini vermek durumundayım. Mevcut müşterin onlar. Kaybetme. Desteği vereceksin. Bizden yeni destek istiyorlar, biz de çalışmamızı yapıyoruz. Biz dünya ile gitmek zorunda mıyız, ülke koşulları içinde mi? Biz, ülke koşulları içinde diyoruz'' ifadelerini kullandı.

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''IMF diyor ki büyümeyi 2'ye indireceksin. Bir ülke için büyüme hedeftir. En düşük noktada büyümeyi gösterecek olusam, büyüme düştüğü için, 2008'de belki bu 4 olacak, belki biraz daha altına düşecek. 2009 için 2 dersek, piyasalar çok daha endişeli hale gelir, sıkıntılı olur. Bütçeyle ilgili farklı yaklaşımlar var, yatırımları durduracaksınız. Bakkalın dükkanına kepengi indir, kilidi de vur. Ben bunu yapamam. Yatırımların durması bu demektir. Altyapıya yatırımı nasıl durdurursun? Biz yolları, okulları, hastaneleri yapacağız. Biz gelişmekte olan bir ülkeyiz. Bu adımları atmamız şart diyoruz kendilerine onlar sıcak bakmıyorlar. Belediye gelirler kanunu çıkardık, belediyelerin gelirlerini artırmayın. Ama belediyeler bu yatırımları yapan kurumlarımız personel ücretini ödeyemez durumdaysa yerel yönetimlerin hali ne olacak? Bunları aşabildiğimiz takdirde IMF ile çalışmayı düşünüyoruz. Ama bunları aşmamız şart. Aşamadığımız takdirde o zaman durumu gözden geçireceğiz.''
AA