CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Biz İsrail'le ilişkilerimizi, Gazze olayları devam ettiği sürece askıya almak zorundayız. Venezuela yapıyor da Türkiye neden yapmıyor. Kişisel çıkarları var. Kişisel çıkarlar üzerine inşa ediyorlar" dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin Afyonkarahisar İl Başkanlığı'nı ziyaretinde, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, "emniyetteki paralel yapı operasyonu" sorusuna Kılıçdaroğlu, adalet kavramı ve hukukun üstünlüğüne inanılıyorsa, sabahın 05.00'inde, 06.00'sında baskın düzenlenmemesi gerektiğini söyledi.

Daha önce de şimdi de aynı şeyi söylediklerini aktaran Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Bizim çizgimizde hiçbir kırılma yok. Biz hukukun üstünlüğünü savunuyoruz. Biz demokrasiyi, özgürlüğü, insan haklarını savunuyoruz. Sabahın 05.00'inde, 06.00'sında insanların evine baskın yapmayı, çoluk çocuğun önünde kelepçelemeyi doğru bulmuyoruz. Bunu şunun için ifade ediyorum, kimsenin bu ülkede suç işleme özgürlüğü yoktur, varsa herhangi bir kişinin suçu, hukuk kuralları çerçevesinde yargılanması onun en doğal hakkıdır. Biz hep bunu savunuyoruz. Ama kin duygusu, intikam duygusuyla bir dava yürümez. Kin ve nefretle bir dava yürümez. İkisini birbirinden ayırmamız gerekir. Eğer bu operasyonlar, 17 Aralık, 25 Aralık rüşvet olaylarını kapatmaya yönelik bir hamle ise bu doğru değil, bütün dünyanın gözü, Türkiye'nin üstündedir. O yolsuzlukların hesabının verilmesi lazım."

-"İntikam duygusu, kin duygusu ile hareket etmek doğru değildir"

"İçlerinde suç işleyen olabilir mi, olabilir. Elimizde veri yok, bir şey yok. Savcının elinde varsa bilmiyorum" diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: 

"Bir kamu görevlisini davet edersiniz, ifadesini alırsınız, gerekiyorsa tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edersiniz. Ama onun dışında, dediğim gibi, intikam duygusu, kin duygusu ile hareket etmek doğru değildir. Hele hele soruşturmaların gizliliğini hepimiz biliyoruz. Gizli olması gerektiğini hepimiz biliyoruz. Soruşturmaların gizliliği değil de başbakanın talimatına göre eğer bu tür operasyonlar yapılıyorsa bunlar siyasi operasyondur, bunlar toplumda adalet duygusunu büyük ölçüde yaralar."

Başka bir gazetecinin, "Başbakanın talimatıyla bu soruşturmaların ve gözaltıların yapıldığına dair, düşünceniz var mı?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi:

"Kendisi söylüyor. 'Daha da yaygınlaşabilir' diyor, nereden biliyor? Ben söylüyor muyum, söylemiyorum. Herhangi bir vatandaş söylüyor mu, söylemiyor. Hakim söylüyor mu, söylemiyor, savcı söylüyor mu, söylemiyor ama Erdoğan söylüyor. 'Yaygınlaşabilir' diyor. Nereden biliyor? Daha önceki Balyoz, Ergenekon operasyonu da Erdoğan'ın talimatı üzerine yapılmıştır. Tutuklanacak kişileri de Erdoğan, belirlemiştir. Bunlar ifade edildi. O davanın savcılığından, şimdi bu davanın savcılığına soyundu. Bizim oradaki tavrımız neyse buradaki tavrımız da aynıdır. Adalet herkes için, hukuk herkes için geçerli olmak zorundadır ve benim için adalet bir başkası için adalet olmasın diye bir kavram yok."

-Afyonkarahisar'daki mühimmat deposu patlaması

Afyonkarahisar'da 5 Eylül 2012'de Şehit Uzman Çavuş Mete Saraç Kışlası'ndaki mühimmat deposundaki patlamaya ilişkin soru üzerine ise Kılıçdaroğlu, "patlama" konusunda, kaygıları da kuşguları da genel başkan olarak kendisinin dile getirdiğini aktardı.

Orada mağdur olan ailelerin bulunduğunu, şehit olan insanların olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, şunları bildirdi:

"Bunların haklarının savunulması lazım. Ama dava buradan alındı Eskişehir'e götürüldü. Biz yakından izliyoruz. Şehit aileleriyle de zaman zaman temaslarımız oluyor. Adaletin sağlanmasını istiyoruz. Orada masum insanlar hayatlarını kaybettiler. Olayın ne olduğu dahi şu ana kadar açıklığa kavuşmuş değil. Oysa biz hukuk devletiyiz, her şeyin açık olması lazım. Özellikle yargılama süreci; çünkü soruşturma bitti, yargılama süreci açık olması lazım. Devletin elindeki bütün bilgi ve belgelerin yargıya intikal ettirilmesi lazım. Kaçırırsanız, adaleti gölgelemiş olursunuz."

-İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları

"İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları"na ilişkin soru üzerine ise Kılıçdaroğlu, Gazze konusunda hükümetin ikiyüzlü bir politika izlediğini öne sürerek, şu ifadeleri kullandı: 

"Türkiye'de bağırıp çağırıyor, 'Gazze'de şu oldu', 'Filistin'de şu oldu' vesaire, o zaman gereğini yap. Şimdi vatandaşın tepkisini ben anlarım. Vatandaşım cuma namazından çıkar, İsrail'i protesto eder. Gazze'de olan olaylar nedeniyle, Filistin'de olan olaylar nedeniyle İsrail'i protesto eder, ben bunu anlarım. CHP Gençlik Kolları çıkar, İsrail'i protesto etmek amacıyla sokaklara çıkar, Filistin'deki olayları yine halka duyurmak için. Başka bir partinin gençlik kolları yine çıkar. Şimdi bunları halk yapar, ama hükümet konuşmaz, hükümet icraat organıdır, icraat yapar. Şimdi siz İsrail'le ilişkilerinizi bozmak istiyor musunuz? Gereğini yapmak istiyorsanız yolu çok basit, Kürecik'teki radar istasyonunu bir kapatırsınız. Oradaki istasyondan düzenli olarak İsrail'e bilgi gidiyor, bunu bilmeyen yok. Kapatın diyoruz, NATO'nun diyorlar, oysa NATO'nun değil. Herkes biliyor. Ticari ilişkiler; Erdoğan'ın çocukları habire İsrail'le ticari ilişkilerini geliştiriyorlar. Niye kesmiyorsunuz, kesmiyorlar. Askeri ilişkiler; kesiyor mu, kesmiyor, ne yapıyor sadece konuşuyor. Halkı kandırmak için. Halkın bu gerçekleri bilmesi lazım."

-"İsrail'le ilişkilerimizi, Gazze olayları devam ettiği sürece askıya almak zorundayız"

CHP milletvekillerinin Filistin'e gitmek için başvuru yaptığını anımsatan Kılıçdaroğlu, "Mısır Büyükelçiliği'ne bu başvuruyu yaptılar. 'Biz Mısır üzerinden Gazze'ye gitmek istiyoruz' dediler. 'Gazze'deki olayları yerinde görmek istiyoruz' dediler. Eğer, yardımsa biz Gazze'ye yardım da götürmeye hazırız. Biz İsrail'le ilişkilerimizi, Gazze olayları devam ettiği sürece askıya almak zorundayız. Venezuela yapıyor da Türkiye neden yapmıyor. Kişisel çıkarları var. Kişisel çıkarlar üzerine inşa ediyorlar" diye konuştu.

-"Hükümetin yaptığı bir şey var, 3 gün yas ilan edildi, o kadar"

Başbakan Erdoğan'ın, Gazze olayını bu kadar protesto etmesi, bunun üzerine söylemler söylemesinin temelinde cumhurbaşkanlığı seçimlerinin olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Cumhurbaşkanlığı seçimleri olmasa hiçbir şey olmazdı. Bakın Musul'da 49 yurttaşımız rehine. Bir şey söylüyor mu, hayır. Yasak getirildi, mahkeme kararı ile yasak getirildi. Bunların tamamı kapatıldı, kapatılmak istendi. Biz o olayı da takip ediyoruz. Hükümetin yaptığı bir şey var, 3 gün yas ilan edildi, o kadar... Zaten millet yasta. Sen yas ilan etmeyi bırak, sen Kürecik istasyonunu kapatıyor musun, kapatmıyor musun? İsrail ile ticari ilişkileri, askeri ilişkileri kesiyor musun kesmiyor musun? Sen bunu yap. Hükümetsin, icraat organının başkanısın. Başbakansın... Gereğini yapacaksın, millet de diyecek ki 'Evet, bak hükümet gereğini yaptı'. Hükümet sadece gereğini yerine getirmek için boş boş konuşuyor o kadar."

Kılıçdaroğlu, parti binasındaki açıklamanın ardından askeri havalimanından uçakla, Isparta'ya hareket etti.