Dört yıllığına Ankara’ya gönderdiğimiz vekillerimiz Mehmet Erdem, Mustafa Savaş ve Abdurrahman Öz’den hemşerileri umduklarını bulabildi mi?

Soruyu cevaplamadan önce Aydın’ın gelişmişlik değerlerine bir göz atalım…

81 il sıralamasında Aydın:

Gelişmişlikte 20,eğitimde 28,genel yaşam endeksinde 46,gelir, servet endeksinde 34.sıradadır.

15-24 yaş arası işsizlik ise %16’dır.

Beyin göçü vermektedir… Hava kirliliği yaz aylarında bile yüksektir… Kanserden ölüm oranı normalin üzerindedir.

Hayat kaynağı Menderes’ten su yerine zehir akmaktadır… Üretici bir kg şeftali karşılığı taşrada bir kahve… Dört bağ maydanoza bir çay içebilmektedir.

70 kg domates karşılığında 12 kg bir mutfak tüpü…2,5 kg pamuğa 1 litre mazot, 5 litre süte 1 litre benzin alabilmektedir… Daha da uzatmak mümkün.

Ancak tablo üretici açısından pek de iç açıcı değil…

Yani… Ayağında körüklü çizmesi, başında sekiz köşe şapkası, sırtında yeleği, hayata ve geleceğe güvenle bakan gürbüz insanlar tarih olmuş durumda.

Karşılığında vekillerimiz ne yapıyor,bir de onlara bakalım mı?

MEHMET ERDEM… Tarım, Orman ve Köy İşleri Bakanlığı Komisyon Üyesi ve Sözcüsü…

Ama geçen yasama döneminde Aydın tarımı ve sorunları ile ilgili verdiği hiçbir kanun teklifi yok… Sözlü soru önergesi yok… Yazılı soru önergesi yok.

Sırası gelmişken belirtelim… Aydın milletvekilleri içinde M.Lütfi Baydar 84 yazılı soru önergesi ile açık ara önde…

Mehmet Erdem sadece CHP milletvekili Hüseyin Yıldız’ın jeotermalin incire zararı konusundaki Meclis konuşmasına karşılık olmak üzere Meclis Kürsünden bir açıklaması olmuş.

Geçen haftalarda Başbakan’ın açıkladığı Doğu ve Güney Doğu illerini kapsayan Kalkınma Paketinde sıcaklığın kış aylarında -30dereceyi bulduğu Erzurum’da serayı teşvik de var.

Bu konular komisyonda görüşülürken Mehmet Erdem’in, kış aylarında bile sıcaklığın sıfırın altına nadir düştüğü, Aydın hatırına geldi mi, hemşerileri merak ediyor.

Ayrıca geçimi tarıma dayalı Aydın’ın vekili Mehmet Erdem bu gün taşralının merkeze akın etmesinin temelinde uygulanan destekleme ve teşvik politikasının yattığını meclis kürsüsünden dile getirdiği oldu mu acaba?

Araziye ve tarım ürünlerine zararı tartışılan jeotermal hakkında bilimsel bir inceleme yapılması ile ilgili bir girişimi var mı?

Aydınlı merak eder…

MUSTAFA SAVAŞ… Anlı, şanlı Genel İdare Kurulu Üyesi… Onun da meclis sayfası Mehmet Erdem’inkinden farksız… Kanun teklifi yok… Sözlü soru önergesi yok… Yazılı soru önergesi de yok.

2016 yılı bütçesi üzerindeki konuşma dışında konuşması yok…Nemelazım ağrısız başım hoş işim demiş olmalı…

Demek oluyor ki, Mustafa Savaş yönetim görevinin avantajını vekili olduğu Aydınlılar için değil ya kendisi ya da başkaları için kullanıyor.

Oysaki millet onun bu göreve seçilmesine Aydın’a katma değeri olacağı ümidiyle çok sevinmişti… Şimdi milletin dediği şu: O bu görevi böyle yapacaktı da biz ne anladık onun parti yöneticisi olmasından?

Haydi, kanun teklifini geçtik… O vaziyeti kurtarmak adına bari bir, iki sözlü ya da yazılı soru önergesi verseydi de hem kendine ümit bağlayan dostları teselli bulsaydı hem de hemşerilerinin yüzüne daha rahat bakabilseydi.

Mustafa Bey Aydın’ın sorunlarından mı habersiz yoksa biliyor da kaleye mi almıyor, sorusunun cevabını biri açıklasa da seçmenleri de öğrense…

ABDURRAHMAN ÖZ… İkisi istihdam verileri ile diğeri kamu personelinin hakları ile ilgili aynı günde (25.11.2015) üç sözlü soru önergesi vermiş.

Yemin dışında iki kez de kürsüye çıkmış… İlkinde HDP grubu önerisi aleyhinde ikincisin de CHP grubu önerisi aleyhinde konuşma yapmış.

Bunlar dışında ne kanun teklifi ne de yazılı soru önergesi var…

Takdir edeceğiniz gibi yaptığı konuşmalar da Aydınlının derdine deva olacak cinsten konuşmalar değil… Grup yönetimi tarafından verilen görev gereği yapılan konuşmalar…

Görünen o ki, işimiz Allah’a kalmış… Biz günün sorunlarını çözeceğiz de bir de torunlarımız için gelecek inşa edeceğiz?

Ama onu kim, nasıl yapacak?

Görüldüğü üzere madem vekillerimiz yasama görevini yapmıyorlar… Ondan vazgeçtik… Bari şunları yapmasalar da vatandaşın aklı karışmasa…

BİR: Kendi aralarındaki rekabeti hizipçilik üzerinden değil de hizmet yarışı üzerinden yapsalar da siyaseti ayağa düşüren dedikoduculara, siyaset tacirlerine, goygoyculara fırsat vermeseler…

Zira dürüst ve ahlakı vatandaşları siyasetten uzaklaştırdığı için bunun bedelini sadece parti değil millet de ödüyor.

İKİ: Hiç olmadı göstermelik de olsa protokol ziyaretlerini birlikte yapsalar da hem karşıda hem de millette “bunlardan bir şey olmaz” izlenimi uyandırmasalar.

Siyasi alandaki dağınıklığa dayalı güçsüzlük bürokrasiye de yansıyor ve hizmet kalitesi noktasında olan millete oluyor.

ÜÇ: Referans oldukları kamu görevlilerinden siyaset yapmalarını beklemeseler… Söz ve hareketlerinde bu tavrı gösterseler… Sendikaların parti gibi çalışmasına fırsat vermeseler…

Beceriksizin… İşe nefsini karıştıranın… Ona, buna racon kesenin ardında durmasalar… Memlekete en büyük iyiliği yapmış olurlar.

Çünkü asıl o zaman at izi it izine karışıyor… Onunla da kalmıyor… Etrafı bir yığın çakal ve tilki sarıyor.