Sibel Can"ın “Miami dönüşü evde büyük bir şokla karşılaştım, bu sır benimle mezara kadar gidecek” sözü “ihanete mi uğradı” iddialarını gündeme getirdi. Psikiyatr Doç. Dr. Armağan Samancı, Can"ın yaşadığı şokun ne olabileceğini yorumladı: Bir kadın eşini bir başka kadınla yakalasa şoke olur ama bu sırrı mezara götürmez. Bu olayda toplumun da hiç kabul edemeyeceği daha ağır bir durum söz konusu olabilir...

Sibel Can, ayrılık kararı verdiği eşi Sulhi Aksüt , hakkında söylediği “Miami dönüşü evde büyük bir şokla karşılaştım” sözü, magazin camiasında en çok merak edilen konuların ilk sırasına yerleşti. Ünlü şarkıcının her fırsatta “şok”tan söz edip ne olduğunu açıklamaması, kafaları iyice karıştırdı. Gerçekten Sibel Can ne görmüştü? Neden hep bu olaya dikkat çekmek istiyordu? Bu sorunun cevabını almak için Psikiyatr Doç. Dr. Armağan Samancı"yı aradık. Samancı"ya Sibel Can"ın adını vermeden sadece açıklamalarını okuduk ve yorumlamasını istedik.

* Bu açıklamaların altında yatan nedir?

Şahıs onu rahatsız eden ipuçları vermekte. Eşinin yaşadığı ve onu gördüğü zaman eşiyle ilgili çok daha olumsuzluklara götüren bir şeyi anlatmaya çalışıyor. Hem kendisinin hem de toplumca çok hoş karşılanmayacak bir şey yaşadığı konusunda aslında bilgi veriyor. Hem karşı tarafa kızgınlığını hem de böyle bir problemi açıklayabileceği konusunda ihtar veriyor. Hem de ünlü bir insansa kendini gündeme getirecek bir şey oluşturuyor. Yaşanan ne olursa olsun hiçbir kadın tek bir olayla eşinden hemen boşanma sürecine girmez. İlişkiler bozulabilir, etkilenebilir, bunu çözebilir ya da çözemeyebilirler ama tek bir olayla bu kadar hızlı bir sürece girilmez. Bu çok olumsuz, tek sefer görülmeyle ne kendisi ne toplum tarafından kabul edilemeyecek bir şeyden bahsediyor. Aslında insanların kafasında bir şeyler oluşturuyor. Ama bu insanların kafasında eşimi yatağımda başka bir kadınla yakaladım gibi bir düşünce oluşturmaz. Öyle olsa toplum bunu kabul eder, yani daha ağır bir problem ama bunu bahsedebiliyorsa bu ilişkinin geçmişten gelen hoşnutsuzlukların birikimi ve boşanmak istediği şahsa karşı duyduğu kızgınlığın bir parçasıdır.

* Burada intikam alma gibi bir duygudan da söz edilebilir mi ?
Tabi büyük bir kızgınlığın olduğundan da söz edebiliriz. Karşıdaki şahıs ne yaşarsa yaşasın orada özel bir şeydir . Bu durum o ünlüyü ayrılığa götürebilir ama karşıdaki şahsı özel bir şeylerle suçlamak daha çok kızgınlığın vermiş olduğu bir sonuçtur. Bunu söylemeden boşanabilirdi, bunu söyleyerek büyük bir kızgınlığın olduğunu gösteriyor. Bir tek olayla da insanlar boşanabilir, ancak genelde geçmişte bir mutsuzlukların olması nedendir.

* Bu açıklamaları yapmalı mıydı?

Evlilikler evin içinde, boşanmalar da mahkemeler içinde olması gereken bir süreç. Bir insan "çocuğuma zarar gelmesin ben bunları mezara götüreceğim" diyorsa ama bunları da her yerde söylüyorsa insanların kafasında şüpheler oluşturacak ve çocuklarını da etkileyecek. Ayrıldığı insan kim olursa olsun çocuklarının babası olarak kalacak , bu yüzden boşandıktan sonrada ilişkilerinin iyi olması gerekir. Bunlar ortaya konduktan sonra, iki insanın boşandıktan sonra, iyi olması çok kolay değil. Bu açıdan çocuklara da bu yansıyacaktır. Çocuklar bunları takip ediyorsa duygusal gelişimini olumsuz yönde etkileyecek şeylerdir. Bundan sonra yapılacak şey bireylerin bunları konuşmayıp mahkeme içine taşımaları lazım. Karşılıklı olarak susmaları lazım.


"Ne işlendiyse kötü bir şey işlenmiş!"

SİBEL Can"ın açıklamaları için Psikaytr Doç. Dr Arif Verimli"den de görüş aldık. Verimli, magazin dünyasını tanıdığı ve gelişmelerden haberdar olduğu için, isimleri gizlemeye gerek duymadan sorduk. İşte Psikaytr Doç. Dr Arif Verimli"nin Sibel Can"ın açıklamalarıyla ilgili yorumu: “Kamuoyunun tanıdığı bir insan boşanma kararı alıyor ve bunu açıklama gereği duyuyor, bunun da kendisinden kaynaklanmadığının altını çiziyor. Çocuklar korunsun tarzında bir kamuoyu oluşturuyor. Ancak kamuoyu kişi (Sulhi Aksüt) hakkında olumsuz bir fikre kapılıyor. Muhtemelen ne işlendiyse kötü bir şey işlendi. Ancak babaya yapılan suçlama çocukta iz bırakır. Çocukları da çok küçük değil, negatif bir durum oluşabilir, olayı merak edeceklerdir ve annelerine ”Bir açıklama istiyoruz“ diyebilirler. Doğru olan, bu konunun medyaya baştan hiç konuşulmamasıydı.”

BİR AY EVDEN ÇIKAMADIM!

SİBEL Can, ayrılık kararının ardından medyaya evde gördüğü olayı “şok” vurgusuyla ve her geçen gün artan bir dozla anlattı:

* Tatil için gittiğim Miami dönüşü büyük bir şok yaşadım. Dava devam ettiği için şu an bu konuda konuşamam. Zamanı gelince her şeyi anlatacağım. (Boşanma kararından sonra ilk açıklama-Hürriyet)

* Miami dönüşü evde büyük bir şokla karşılaştım. (Laf Aramızda-Kanaltürk)

* Miami dönüşünde büyük bir şokla karşılaştım. O benim cesur yüreğimdi, ama fazlasıyla cesur çıktı! Yaşadığım şeyi kimseyle paylaşmayacağım. Bu sır benimle birlikte mezara gidecek. Her şeyden önemlisi Emir var çünkü. Oğlumun geleceğini düşünmek zorundayım. Evden uzaklaştırma kararına gelince. O konunun da Sulhi Bey"in çocuklarıma kötü davranmasıyla ilgisi yok. Sulhi Bey gerçekten çocuklarıma çok iyi baba oldu, onlara kesinlikle kötü davranmadı. Evden uzaklaştırma kararı aldırmamın nedeni tamamen yaşadığım şoktur.

(Aramızda Kalmasın-STARTV)

* Miami dönüşü hoş şeylerle karşılaşmadım ama ne olduğunu anlatmam. Çünkü bir oğlumuz var, Emir var. Ona laf gelsin istemem. Bu kararı ben aldım. Hiç öyle bir düşüncem de yoktu ayrılmak gibi. Ama böyle bir karar almak zorunda kaldım. O ortamda kendimi çok kötü hissettim. Her şey alt üst oldu ve bir ay evden çıkamadım. (Yaz Keyfi-Kanal1)


Ünlülerden "alaylı" yorumlar

SİBEL Can"ın “Evde yaşadığı şoku” ünlüler de merak ettiler ve Hürriyet"in “Ne görmüş olabilir” sorusuna şu cevapları verdiler

* MEHMET ALİ ERBİL: Televizyon mu açıkmış? Bir şey mi seyrediyormuş? Adam porno mu seyrediyormuş? Adam masaj mı yaptırıyormuş? Ben anlamadım..

* BEHZAT UYGUR: Bu çok çeşitli olabilir. Mesela Sulhi Bey arkadaşlarıyla halı üstünde top oynamıştır. Sibel Can da bunu görünce şoke olup kızmıştır. Biz çocukken evde yatakları kale yapar top oynardık, annem de odaya girdiğinde şoke olur, bize kızardı. Tabii bunu büyükken yapınca, daha büyük şoklar oluyor.

* GÜRGEN ÖZ: Sibel Can uzun bir aradan sonra Amerika"dan dönünce, evde kocasının varlığını algılayıp "Aaa ! Kocamı gördüm"demiş olabilir. Hatta kocasının varlığını sonunda algılayıp, "Bunu da bitirmenin vakti geldi"demiş olabilir!

* METİN ŞENTÜRK: Sibel Can, Amerika dönüşü eve gelir gelmez kültür şoku yaşamış olabilir.

* SELEN SEYVEN: Sulhi Aksüt pasta kremasına bulanmış bir şekilde "Hoş geldin karıcığım"diye Sibel Can"ı karşılamış olabilir. Ama bu durum Sibel Can"ı ne kadar kızdırır, bunu bilemiyorum.

* YAVUZ SEÇKİN: Sibel Can"ın köpeği bir ara kapıcının köpeği ile çiftleşmişti. Bu köpek aynı şeyi yine yapmış olabilir. Sibel Can da "Kapıcı köpeği ile üstelik evde bu iş olur mu"diye bir şok yaşamış, sinir krizi geçirerek evi terk etmiş olabilir.

Vatan