İslam’ın bir çok güzel geleneği gibi iftar geleneğinin de cılkını çıkarmayı başardık, kutlarım.  Bari, yaptığınızın adına “İftar” demeyip, ezan ve dualarla dini bir seronomi havası vermeye uğraşmayıp, sadece ziyafet deseniz, hafif bir yemek müziği eşliğinde yapsanız bence daha doğru olur.

Türkiye’de tüm belediyeler halkın parasıyla kodamanlara iftar verip şov yaparken, tabii ki yurt dışında da durum farklı değil. Hele son günlerde Türkiye’deki cumhurbaşkanlığı seçimi Almanya’daki iftarların amacını tamamen saptırdı.

Türkiye’den gelen milletvekilleri iftar iftar dolaşıp padişahları için oy dileniyorlar. Hele bir de son günlerdeki İsrail-Hamas savaşı onlara çok güzel malzeme sağlıyor. Öyle nutuklar çekiyorlar ki, “haydi Gazza’ya gidiyoruz” deseler millet yemeği bırakıp yola koyulacak adeta... 

Sanki onların istedikleri adama oy verince, yüz yıldan beri süren bu savaş, birden bire sona erecek.

Sivil Toplum Örgütleri de daha kim daha şaşalı iftar daveti verecek, kimin davetine daha fazla üst düzey yönetici katılacak, onun peşinde. Elli yıla aşkın süredir buraya yaşayan insanlarımızın hala “Yabancı” görülmesi, sayısız sorunları olması kimin umurunda? Bu sahte iftar davetlerine katılan Alman politikacılar olsun, diğer dinlerin temsilcileri olsun, hepsi de birden bire İslam hayranı olup çıkıyor nedense... 

Orucunu bulabilirse bir hurma ile bulamazsa su ile açan bir peygamberin dinine bunu yapmayın lütfen. Öbür tarafta size falanca şahsı Cumhurbaşkanı yaptın mı diye sormayacaklar, kaç fakiri doyurduğunuzu soracaklar. 

Münih’e günde yaklaşık yüzün üzerinde mülteci geliyor. Bunların çoğu Suriye ve Irak’tan. Bu insanlara yatacak yer bulmakta zorlanılıyor ve bunlar zorunlu olarak bir eşya gibi dev depolarda yatırılıyor. Alman politikacılar bu soruna çare arıyor.

Bir kısım Müslümanlar, muhteşem iftar sofralarında tıka basa yerken, bu insanlar yeni geldikleri bu ülkede domuz eti korkusuyla bir şeyler yemeye korkarak yarı aç oruç tutmaya çalışıyorlar. Lüks otel ve restoranlarda toklara iftar vermek yerine, bu mültecilerin kaldıkları yerlerde iftar çadırı kurmak, iftar vermek neden aklımıza gelmiyor?  

Eğer, biz oralarda iftar verdik diyen varsa Allah razı olsun.

Hayır, biz yukarıda yazılanlar gibi değil, İslam’a yakışır şekilde iftar yemeği verdik diyenler varsa onlardan da Allah razı olsun.

Onlara tabii ki lafımız yok.

Şu ana kadar birşey duymadık.

Önemli olan onun duyması...

Allah her şeyi duyan ve her şeyi görendir... (Nisa 134)

Sosyal medyada bu konuyla ilgili düşüncelerinizi #aydınkonuşuyor etiketiyle paylaşın, yayınlayalım! 

facebook.png twitter.png

habericiuygulamalar.jpg

- - - - - - -