Aşırı sıcak ve yüksek nembir araya geldiğinde, sağlık açısından önemli riskler ortaya çıkabiliyor...

İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Enes Murat Atasoyu, sıcak havanın insan sağlığı üzerinde yarattığı en büyük tehlikenin vücutta sıvı kaybına yol açması olduğunu belirtiyor. Atasoyu, ‘dehidratasyon’ olarak adlandırılan bu kaybın; beyin, böbrek ve kalp dokularının çalışması için gerekli olan sodyum ve potasyumgibi tuzların yitimine ve yaşamsal önemtaşıyanminerallerin dengesinin bozulmasına yol açtığını söylüyor.

SICAKLAR TETİKLİYOR

İnme, kalp krizi, kalp yetersizliği, varis, ayak bileği ödemi,mide ve bağırsaklardameydana gelen sorunlar, aşırı sıcaklarda sık karşılaşılan sağlık problemleri arasında bulunuyor. Sıcaklık artışı, kalp hastaları ile felçli hastalarda da hastalıkların artması anlamına geliyor. Damar sertliği veya diyabet gibi damar hastalıklarına yol açan kronik hastalıkları olan kişilerde aşırı sıcaklar kalp ve beyin damarları üzerinde olumsuz etkiye yol açıyor. Yaz aylarında sıcaklık nedeniyle vücudun büyük kısmının açıkta kalması ise tatarcık, arı, sivrisinek gibi böcek sokmaları ve bunlar aracılığıyla bulaşan hastalıkların artması anlamına geliyor. Yaz aylarında özelliklemide ve bağırsak hastalıklarına çok sık rastlandığını dile getiren Doç. Dr. Atasoyu, bu durumun başlıca nedenlerini şöyle özetliyor.

BUZDOLABINDA SAKLAYIN

“Yaz aylarında sıcaklık artışı nedeniyle buharlaşma ve terleme yoluyla sıvı kaybediliyor. Su kaybının artmasına bağlı olarak susama hissinin artması ve bu gereksinimi karşılamak amacıyla temiz olup olmadığına aldırmadan her türlü içeceğin daha fazla tüketilmesimideyi ve bağırsakları olumsuz etkiliyor. Artan sıcaklık nedeniyle yiyeceklerin daha çabuk bozulması, buzdolabında saklanmaması ve pişmiş olduğu düşüncesiyle tüketilmesi de hastalıklara yol açıyor. Yaz aylarında kırda piknik yapanların, piknik yapılan bölgede bulunan pınar veya çeşme sularını içme suyu olarak kullanması ve yiyeceklerin bu sularla hazırlanması da hastalıklara davetiye çıkarıyor. Bir diğer önemli neden ise otel ve tatil köyü gibi yerlerde açık büfelerde sergilenen ve uzun süre açıkta bekletilmiş yiyeceklerin tüketilmesi.”

AÇIKTA SATILAN SULAR RİSKLİ!

İçeceklerin içine atılan buzun hangi sudan yapıldığını anlayabilmek mümkün olmadığı için yaz aylarında serinletici içeceklere ihtiyaç duyulduğunda içine buz atmak yerine ağzı kapalı olarak soğutulmuş olanları tercih etmek daha doğru bulunuyor. Doç. Dr. Atasoyu, “Özellikle kaynağı bilinmeyen, açıkta satılan denetimsiz içme suları ve bu sularla yıkanmış sebze vemeyvelerin hastalık nedeni olabileceğinin unutulmaması gerekiyor” diyor. Tifo, paratifo, viral hepatit ve yaz ishalleri bu yolla bulaşan hastalıklar arasında yer alıyor.

HAZIR DONDURMALAR TEHLİKE SAÇIYOR

SAĞLIK açısından açıkta sergilenen ve buzdolabında saklanmayan; lahmacun, kıyma, süt, yoğurt, krema gibi yiyeceklere dikkat etmek gerekiyor. Taze ve paketlenmiş olarak pazarlanan yiyeceklerin üzerindeki son kullanma tarihinin kontrol edilmeden satın alınmaması öneriliyor. Elektrik kesintisi nedeniyle soğukta saklanması gereken yiyeceklerin ısınması, içlerinde bulunan ve sayıca az olduğu için sağlığa zarar vermeyen mikropların çoğalmasına ve hastalık yapmasına yol açabiliyor. Bu tehlikenin özellikle hazır dondurmalarda bulunduğuna dikkat çekiliyor.

SIVI KAYBI ÇOCUK VE YAŞLILARDA TEHLİKELİ

BAĞIRSAK enfeksiyonlarının çoğunda ishal en önemli belirti sayılıyor. Çünkü bağırsak, yiyecek ve içeceklerle gelen mikropları ishal yoluyla dışarı atmaya çalışıyor. Hastalık ishalden önce bulantı ve kusma başlangıçlı olup çok miktarda su ve tuz kaybedildiği için dil kuruyabiliyor. Yiyecek ve içeceklerle alınan mikropların bağırsak duvarını istila etmeleri hali ise kanamaya yol açıyor. Kaybedilen tuz ve sıvının yerine konulamaması halinde hastada tansiyon düşüklüğü ve bitkinlik meydana geliyor. Daha ileri safhalarda ise böbrek yetmezliği gelişiyor ve hayati tehlikeyle karşılaşılabiliyor. Sıvı kaybı, çocuklarda ve yaşlılarda daha büyük tehlike oluşturuyor. Tifonun en önemli ve bazen de tek belirtisi olan ateşe ise baş ağrısı, deride ve özellikle karın bölgesinde kırmızı lekeler ve dalgınlık halinin eşlik etmesi dikkat çekiyor.

İLACI DOKTOR VERMELİ

İshalin tek tedavisinin kaybedilen sıvıyı yerine koymak olduğunu söyleyen Doç. Dr. Atasoyu, bu sıvının sadece sudan ibaret olmadığını belirtiyor. Suyla birlikte sodyum, potasyum, klor, bikarbonat gibi yaşamsal önemi olan ve ‘elektrolit’ denilen tuzların kaybı da çok önemli görülüyor. Bu elektrolitler sık tüketilen sıvılar olan çay ve kahvede bulunmuyor. Buna karşın kolalı içecekler hem elektrolit içerdikleri hem de şekerli oldukları için ishal tedavisinde önerilebiliyor. Aşırı su kaybına yol açan, kan ve cerahat içermeyen bol sulu ishallerde ise ilacın kullanım kararının doktor tarafından verilmesi gerekiyor. Kaybedilen sıvı ve tuzları yerine koymak için, şeker ve az tuz katılmış portakal suyu ile muz katılmış tuzlu ayran içilmesi sorunun giderilmesine katkı sağlıyor.

CEYDA ERENOĞLU- GAZETE HABERTURK