CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, AKP iktidarının yolsuzluk iddiaları karşısında vurdumduymazlık aşamasına geldiğini söyledi. Yolsuzluklarla ilgili olarak, çok somut iddiaların ortaya atıldığını vurgulayan Baykal, buna rağmen hiçbir şey olmamış gibi davranılmasından yakındı. Baykal, "Yolsuzluklar karşısında bu iktidarın ar damarı çatlamıştır. Söyleyebileceğim budur" dedi.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal CHP Parti Meclisi toplantısı öncesinde açıklamalarda bulundu. Türkiye'nin kuşatma altında olduğunu söyleyen Deniz Baykal, söz konusu kuşatmanın hızla geliştirildiğini ve yoğunlaştırıldığını ifade etti. Baykal, "Bu kuşatmanın amacı Türkiye'yi dönüştürmektir. Türkiye dönüştürülmeye çalışılıyor, kalkındırılmaya geliştirilmeye değil. Bu dönüştürmenin her alanda hızla yürütülmekte olduğunu görüyoruz" dedi.

Baykal, AKP'nin birinci iktidar döneminde eğitim konusunda Türkiye'nin kuşatma altına alındığını ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın "milli" olmaktan bilinçli olarak çıkarıldığını savundu. İktidarın bir gecede Talim Terbiye Kurulu üyelerini "gece yarısı" darbesiyle görevden aldığını hatırlatan Baykal, bütün ilköğretim okullarının yöneticileri ve yönetmeliklerin değiştirildiğini ifade etti. Baykal, "Eğitim politikası çok bilinçli bir şekilde belli amaçlara yönelik olarak kurgulanmış ve yürütülmüştür" diye konuştu.

Kuşatmanın gelinen noktada YÖK ve üniversitelere yönelik sürdürüleceğini savunan CHP lideri Baykal, üniversitelerin çökertileceği uyarısında bulundu. Üniversitelerin kimliği ve niteliğinin değiştirilmek istendiğini öne süren Baykal, Cumhurbaşkanlığı seçiminin de bu noktada anlam taşıdığına işaret etti.

AKP YARGIYI DENETİM ALTINDA ALMAYA ÇALIŞIYOR

Deniz Baykal, hükümetin hakim ve savcıların atama yöntemini belirleyen yasa değişikliğini eleştirdi. Baykal, "Bu yargıyı AKP'nin kendi denetim altında alması doğrultusunda kullanılmak üzere bilinçli bir biçimde hazırlanmış, kararlılıkla uygulanmakta olan politikanın bir parçasıdır" diye konuştu.

Söz konusu yasanın seçimler öncesinde de Türkiye'nin gündeme getirildiğini ancak yargı organlarının tepki verdiğini hatırlatan Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, yasayı savunurken, 1934 yılındaki uygulamayı örnek göstermesini eleştirdi. Baykal, 1934'te tek parti dönemi bulunduğu belirtti ve şunları söyledi:

"Tek parti döneminde siyasi bir tartışma bir demokratik müşahade söz konusu değil. Hakim ve savcıların devletin savcısı ve hakimi olması çok doğal. Böyle bir noktada uygulanan yöntemin şimdi AB eşiğinde demokratik bir hukuk devleti olma arayışındaki Türkiye'ye Başbakan model gibi gösteriyor. Başbakan 1934'e bakacağına AB'nin BM'nin uluslar arası hukuk kurullarının yargıçların mesleğe alınışında hangi ilkelerin gözetilmesine ilişkin açıklamalarına baksın."

Baykal, söz konusu yasayı jet hızıyla onaylayan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü de eleştirdi. Cumhurbaşkanı Gül'ün bu süreçte "kendisine biçilen rolü itaatle" uyguladığını ifade eden Baykal, "Ne yazık ki sayın Gül, seçiminden buyana geçen süre içinde toplumun özlediği, tarafsız, Anayasaya sahip çıkan, hükümetin yanlışları karşısında dur diyebilen, Anayasa'nın Cumhurbaşkanına yüklediği yer yer fren olarak görev yapma, yanlışları engelleme işlevini yerine getirme konumunda değildir" dedi.

ANAYASA MAHKEMESİNE GÖTÜRECEĞİZ

Deniz Baykal, söz konusu yasanın tartışmalı olduğunu belirterek, CHP'nin hukukçu kurmaylarının yasayı incelediğini ve incelemenin ardından konuyu Anayasa Mahkemesine götüreceklerini söyledi. Baykal, hükümetin YÖK'le ilgili değişiklikler de yapacağını belirtirken, Gül'e yönelik eleştirilerini şöyle sürdürdü:

"Önümüzdeki günlerde yüksek öğretimle ilgili değişiklikler olacak. O değişikliklerde Cumhurbaşkanı çok belirleyici rol oynayacak. Ne yapacak Cumhurbaşkanı? Şimdiye kadar yaptığını mı yapacak? Bu kuşatmanın bir parçası olarak mı görecek, Ona göre mi tercihler kullanacak? Birkaç gün önce içine girdiği YÖK tartışmasının Cumhurbaşkanlığı kurumuna da ne kadar zarar verdiğini gördük. Bu tartışmanın altında ne yatıyor. Cumhurbaşkanlığı makamı hiçbir ciddiyet verilmemesi gereken dedikoduların topluma medyaya, bir Anayasal kurumu tahrip etmek üzere dillendirilmesine yardımcı olacak bir makamıdır."

İKTİDARIN ARDAMARI ÇATLADI

Baykal, AKP iktidarının yolsuzluk iddiaları karşısında vurdumduymazlık aşamasına geldiğini öne sürdü. Yolsuzluklarla ilgili olara, çok somut iddiaların ortaya atıldığını vurgulayan Baykal, hiçbir şey olmamış gibi herkesin işine devam ettiğini savundu. Baykal, şunları söyledi:
"Yolsuzluklar karşısında bu iktidarın ar damarı çatlamıştır. Söyleyebileceğim budur. Yolsuzluklarını yeni bir gerekçe ile savunma aşamasına gelmişlerdir. Nedir o yeni aşama? 'Biz yolsuzluk yaptık, seçmen bize oy verdi.' Şimdi kendi yolsuzluklarının bedelini, manevi ağırlığını, sorumluluğunu seçmene yansıtmaya çalışan bir savunma ihtiyacı içine girmiş olduklarını görüyorum."

Deniz Baykal, dün TBMM Genel Kurul'unda kendisiyle ilgili ortaya atılan iddialara ilişkin Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin kararını da açıkladı. Baykal, iddia sahibi gazetenin tazminata mahkum edildiğini belirtti.

EŞREF ERDEM'İN AÇIKLAMALARI

Deniz Baykal, gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Bir dönem kendisine en yakın isimlerden olan CHP Ankara Milletvekili Eşref Erdem'in "Baykal artık bırakmalı" sözlerinin hatırlatılması üzerine Baykal, "Yaşam böyle bir şey, siyaset böyle bir şey. Herkesin her an düşünce değiştirme, yeni bir değerlendirme yapma hakkı var. Benim de sevdiğim bir arkadaşım. Yeni bir yol çizdiği anlaşılıyor. Bunu da saygıyla karşılıyorum" dedi.
ABD Büyükelçisi Ross Wilson'un, geçtiğimiz hafta bazı Kürt kökenli milletvekilleriyle kahvaltıda bir araya gelmesini değerlendiren Baykal, "Biz kendi sorunlarımızı kendi kurumlarımızda, kendi içimizde halletme anlayışımızın büyük önem taşıdığına bir kez daha işaret etmek istiyorum" dedi.

TAHMİN YAPMAK İŞİME GELMEZ

Galatasaraylı olan Deniz Baykal'a, hafta sonunda oynanacak Galatasaray-Fenerbahçe maçı da hatırlatıldı. Tahmin yapmamaya özen gösterdiğini belirten Baykal, "Bu hem tahmin yapmanın çok riskli olduğunu bildiğimdendir, hem de şu sıralar tahmin yapmak işime gelmiyor" diye konuştu.

(ANKA)