Sharon Stone, Beverly Hills’te “gerçekten iyi bir anne” olarak bilinir. Hazır Anneler Günü gelmişken, Hollywood’da Sharon’dan daha yerinde bir seçim yapamazdım. Ama gördüm ki onunki de Hollywood’un bilinen yalnızlık hikâyelerinden. Yani kırmızı halının ardındaki gerçek Hollywood. Stone’un biri 5 biri 6 yaşlarında evlat edindiği 2 erkek çocuğu var: Quinn ve Laird. Bir de daha önce eski kocasıyla evlat edindikleri Roan adında bir oğlu var ama velayeti 2003’te boşandığı Phil Bronstein’da; şimdi göremiyor. Bir sor bin ah işit! Hollywood’un en ünlü kuaförü Nick, Sharon’ın tüm sırlarını bilir. Sharon’la ünlü lokantalardan birinde buluşmuş. Şu aralar şarkı sözü yazmakla meşgulmüş. Garip ama gerçek, Sharon Stone geçmişteki acılarını kâğıda dökmeye başlamış. Nick de onu tanınmış müzik yapımcısı Mark Batson’ın ofisine götürmeye ikna etmiş. Sharon Stone’u orada gördüğümde zarafeti beni derinden etkiledi. Ne kadar narin! Hakkında yazılan, ortaya atılan haberleri düşündüm ve Sharon’ın yaşadığı mutsuzluğu anladım.

İHANET VE ACI DOLU
Yazdığı sözleri dinledim, ihanet ve acı doluydu. Kötü hissettim. Sharon Stone karşımda çırılçıplak duruyordu. Ama Temel İçgüdü’deki gibi değil, saf duygularıyla. Kuaförü Nick ve Sharon rehabilitasyon merkezinde birlikte kalmışlar. Sharon alkolü 2009’da bırakmış. Bu yüzden aralarındaki özel bağı sezebiliyorsunuz. Birlikte at binmeye, kilise ayinlerine, sinemaya gidiyorlar. Bu birliktelik bağımlılığın başka bir türü gibi. Nick şaşkın bir şekilde, Sharon’ın, evlenseler ne kadar uyumlu bir çift olabileceklerinden bahsettiğini anlatıyor.. Sonra da şikâyetlerini sıralıyor. Sharon Stone, çocuklarını sık sık Nick’e bırakıyormuş. 53 yaşında yalnız, güzel ve ünlü bir annenin ara sıra yalnız kalmak istemesi doğal. Bunu hak etti...

‘ÇOCUKLARIM, GÜNE MUTLU UYANMA SEBEBİM’
Sharon yaşından çok daha genç görünüyor. Oğullarından “Onlar güne mutlu uyanma sebebim” diye bahsediyor. Stone’un hayatı tüm basitliğiyle sevmesinin altında, geçen 10 yılın büyük etkisi var. 2001’de beyin kanaması geçirdi, komaya girdi ve ölümle yüzleşti. “Evet, beyaz ışığı gördüm” diye anlatıyor. “Birçok kez ölüme yaklaşan insanlardan dinlemiştim. Öbür tarafa yaklaştığını, o parlak ışığı, hayatının sona erdiğini hissediyorsun.” Hayata tekrar uyandığındaysa Sharon’ı bekleyen acımasız gerçeklermiş. Gazeteci eşi Phil Bronstein, beyin kanaması haberini manşetlere taşıyan kişi. Sharon Stone’la Phil Bronstein’in tanışıklığı, Sharon’ın Temel İçgüdü’de bacaklarını açtıktan sonra Hollywood’un seks sembolü olduğu yıllara dayanıyor. İlk eşinden ayrıldıktan sonra kariyerinin doruğundayken Phil’le evlenmeye karar veriyor. San Francisco’ya eşinin yanına taşınıyor, işlerini bırakıyor. Bu sırada düşük yapıyor. Yeni evli çift çocuk evlat edinmeye karar veriyor. Ve Roan bebek aileye katılıyor. İşte o sıra beyin kanaması olayı gerçekleşiyor. Sharon, eşi Phil’den yakınarak konuşuyor: “Beyin kanaması geçirdikten sonra bana hiç de iyi davranmadı. Oysa aylarca yatakta kaldım. Vücudumu hareket ettiremiyordum. Hafızamı kaybetmiştim...”

‘YANLIŞ ADAMLA TANIŞTIM’
“Bir daha eskisi gibi güzel olur mu” sorusu, o dönemde Sharon’ın aklına çivi gibi saplanmış. Besbelli yalnız kalmaktan epey etkilenmiş. Oysa ki Hollywood’da onu tanıyan herkes Sharon’ın kendini eşine ve çocuklarına adamış bir kadın olduğundan bahseder. Sharon, “Elimden gelen neyse yaptım ama yalnış adamla tanıştım” diye anlatıyor. Sharon Stone, Phil Bronstein çifti 2003’te ayrıldı. Bu seferki sıkıntı konusu Roan’ın velayetiydi. Mahkeme Roan’ın 2 yıl babasında 2 yıl annesinde kalmasına karar verdi. Ama Sharon artık yıkılmıştı, buna hazır değildi, alkolle sorunu vardı. San Francisco yargıcı 2008’de Roan’ın velayetini tamamıyla babasına verdi. Sharon o dönemde bunalımdan çıkmanın yolunu kendini hayır işlerine adamakta bulmuş. “İhtiyacı olan kimselere yardım etmek bana güç verdi” diyor.