Bugünlerde beğeniyle izlenen Karakol dizisinin de, Amerika'nın bol ödüllü 7 sezonluk dizisi The Shield'la birebir benzerlikler taşıması, akıllara acaba 'çalıntı mı' sorusunu getiriyor...
Yıllar önce büyük bir heyecan ile tüm sezonlarını DVD'den izlediğim The Shield'ın çakmasını bir kanalda Karakol ismiyle görünce açıkçası öylece kala kaldım. 'Biraz esinlenilmiştir belki' diye iyi niyetimi muhafaza etmeye çalışsam da repliklerin dahi aynı olduğunu fark edince pes demekten kendimi alamadım. Mekan kullanımı, birebir senaryo akışı, karakter oluşumu, karakterlerin fiziksel özelliği vs. Karakol eşittir The Shield. Ama şundan emin olabilirsiniz ki The Shield'deki tempo ve karakterlerin iç dünyasındaki çatışma yoğunluğunun seyirciye geçmesi, Karakol'u aslını bile yaşatamayan kötü bir “Made in Turkeyî yapıyordu. Eğer yurtdışından Türkiye hakları alındıysa The Shield'ın, Karakol'un yapımcıları açıklama yapmalı, aksi taktirde telif haklarını gasp edenler listesinde yer alacaklardır.
SIĞLAŞAN SÜREÇ
Senaryo piyasasında intihal her zaman tartışma konusuydu zaten, ama alenen bir 'arak' yapılma ihtimali mahallede gözünüzün önünden arabanızın çalınma ihtimaliyle aynı riski taşıyordu. Telif hakları diye sürekli ayaklanan televizyoncular, yapımcılar, senaristler, oyuncular hangi vicdani ve hukuki rahatlıkla bu dizileri devşirme cesaretini gösteriyor, oynuyor, yayınlıyordu. Aslında senaryo üretiminde sığlaşan süreç yıllar önce başlamıştı Türk dizilerinde. Ve dizilerde devşirme dönemi devreye girmişti.
İNTİHALDEN ÇEKİNME!
Uyarlamaları değerli yapan standart izleyici kitlesine farklı hikâyeler ve farklı anlatım biçimleri sunmasıdır. Orhan Pamuk Nobel'i aldığında yaşanan intihal tartışmalarına, 1990 tarihli Kara Kitap'ta cevap vermişti: "Çaldımsa mirî malı çaldım!" Bir karakterin ağzından, "İntihal yapmaktan çekinme" cümlesini söylettikten sonra, Mevlana'nın da hikâyelerini kendinden öncekilerden aldığını anlatıyordu. Bu postmodern "intihal" vakaları, televizyon dizilerinin de vazgeçilmezi sanırız artık. Hırsız, senarist peki katil kim? Yapımcı mı, yayımlayan televizyon mu yoksa telif haklarını korumayan Kültür Bakanlığı mı?
LİSTE UZUN
İlgiyle izlenen Ezel ile yalnızca beş bölüm yayınlanan Arjantin yapımı Monte Kristo'nun neredeyse aynısıydı. Çarlık Rusya'sında bir Yahudi köyünde yaşayan fakir Yahudi Sütçü Tevye'nin dramı ile isteklerini yerine getirmeyen kızları ve 1900'lerin başında Ukrayna'da geçen hikaye, bilinen müzikal Damdaki Kemancı, yani bizdeki arak haliyle Elveda Rumeli... İsterseniz devşirilmiş halleriyle biraz çeşitlendirelim listeyi: Grey's Anatomy - Doktorlar, Dharma & Greg - Kerem ile Aslı, Married & Children - Evli ve Çocuklu, CSI - Kanıt, Ugly Betty - Sensiz Olmuyor, Gossip Girl - Küçük Sırlar...
Rasih YILMAZ yazdı...
