CHP lideri Kılıçdaroğlu, Sheraton Hotel'de Bangladeş Başbakanı Sheikh Hasina ile görüştü. CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu'nun da bulunduğu görüşme yaklaşık yarım saat sürdü. Görüşmenin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, Bangladeş Başbakanı Hasina ile Türkiye'yi, Bangladeş'i, dünyadaki, özellikle de Afganista'daki gelişmeleri görüştüklerini ifade ederek, "Karşılıklı görüş alışverişinde bulunduk, benim açımdan oldukça verimli bir görüşmeydi" dedi.

"İntikam duygusu ile adalet aranmaz diyorum, niye eleştiriliyor?"

Kılıçdaroğlu, "Türkiye'nin gündeminde 28 Şubat soruşturması var. Bu çerçevede dün yaptığınız açıklama çok tartışıldı, eleştiriler geldi. Daha önceki açıklamalarınız hatırlatılarak, kendiniz ile çeliştiğiniz söylendi ve bir telaş içinde olduğunuz savunuldu, ne diyeceksiniz?" şeklindeki bir soru üzerine "Dün ben ne söyledim; adalet intikam duygusuyla aranmaz. Bunun aksini söyleyen birisi var mı? Sayın Başbakan mı söylüyor? Sayın Bozdağ mı söylüyor? Adaletin intikam duygusu ile aranacağını kim söylüyor? Birisi çıkıp bana bunu söylesin. Benim söylediğimin yanlış olduğunu söylesin. Benim söylediğim çok net ve açık bir ifade. Eğer bir yerde hukuk varsa adalet varsa herkes yargılanabilir birinci cümlem bu. Ve bu yargılama sürecine biz saygı gösteririz. Ama bir yerde adalet yoksa hukuk yoksa yargı siyasi otoritenin emrine verilmişse 'intikam duygusuyla adalet aranmaz' dedik. Söylediğim cümleler dünyanın her tarafından hukuku bilen, insan haklarını bilen, yüreğinde insan sevgisi olan herkes tarafından kabul edilen bir cümle. Nasıl eleştiriliyor ben bunu anlamakta çok zorlanıyorum. 'İntikam duygusu ile adalet aranmaz' diyorum, niye eleştiriliyor. Eleştirenler şunu mu söylüyorlar; 'Hayır. İntikam ile biz adaleti yakalarız' diyorlarsa ben buna karşı olduğumu söyledim" diye konuştu.

"12 Eylül 1980 askeri darbesi Erdoğan'ı küvezde yetiştiren bir süreçtir"

"Beni eleştirmek için cümlelerimin tamamını okumaları lazım" diyen Kılıçdaroğlu, CHP'nin darbeye öteden beri karşı çıkan bir siyasal parti olduğunu, darbelerden en büyük zararı gören bir parti olduğunu belirterek "Adalet ve Kalkınma Partisi mi kapatıldı darbelerden, hayır. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin yetkilileri mi tutuklandı, hayır. Onlar mı hapse atıldı, hayır. 12 Eylül 1980 askeri darbesi Recep Tayyip Erdoğan'ı küvezde yetiştiren bir süreçtir. Bunu herkes biliyor. Ucuz kahramanlık yapmaya gerek yok ki. Bedeli ödeyen bir siyasal partiyi nasıl eleştirebilirler? Böyle bir şey söz konusu olmaz. Bizim istediğimiz kim olursa olsun, hukukun üstünlüğü kavramının tartışmasız herkes tarafından kabul edilmesidir. Eğer siz hukukun üstünlüğünü göz ardı ederseniz, özel yetkili mahkemelerle intikam almaya kalkarsanız bu doğru değil" dedi.

"Rahatsız olsunlar diye ben bunları söylüyorum"

Özel Yetkili Mahkemelere karşı olduklarını bu operasyonlar başlamadan çok önce söylediklerini, seçimler sürecinde de ifade ettiklerini ve halka taaddütte bulunduklarını belirten Kılıçdaroğlu, "Dedik ki, 'Biz iktidar olursak özel yetkili mahkemeleri kapatacağız'. Sağlıklı çalışan bir demokraside özel yetkili mahkemeler olmaz. Özel yetkili mahkemeler operasyon mahkemeleridir. Yani 12 Eylül'ün Kenan Evren'i nasıl sıkıyönetim mahkemelerini kullandıysa, 2012 yılının AKP'si de özel yetkili mahkemeleri aynı amaçla kullanmaktadır. Bunu bilmeyen mi var, AB raporlarına bile girdi bu. Dünyanın her tarafındaki saygın hukukçular bunu gayet iyi biliyorlar. Ben seslendirdiğim için rahatsız oluyorlar. Zaten rahatsız olsunlar diye ben bunları söylüyorum" dedi.

"Dinlemeyeceksiniz, oturup ahkam keseceksiniz"

Adaletin yüce bir kavram olduğunu, adaletin yıpratılmaması gerektiğini ifade eden CHP Lideri şöyle devam etti:

"Adalet kamu vicdanı demektir. Kamu vicdanının kabul etmediği bir şey adalet olmaz. O kararı kim verirse versin, yargının kararı kamu vicdanında kabul edilmediği sürece o kararın geçerliliği yoktur. Menderes'i idam eden karar bir yargı kararı değil miydi? Toplumun vicdanı kabul ediyor mu? Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını asan bir mahkeme kararı değil miydi? O kararı toplum vicdanı kabul ediyor mu, hayır. O halde nedir aradığımız, toplum vicdanının kabul ettiği karardır, adalet böyle tecelli eder. Yoksa tuzun koktuğu yerde adalet olmaz. Benim söylediğim budur. Beni hangi gerekçeyle eleştiriyorlar, anlamakta zorluk çektiğimi de ifade edeyim. Benim söylediklerimi dinlemeden, 'Nasıl olsa muhalefet söyledi, bizim düşündüğümüz aksini söylemiştir' diye bir algı ile yola çıkanlar zaten siyasetçi olmazlar. Siyasetçi dediğiniz kişi, karşıdaki kişinin neyi söylediğini oturup dinlemedir, bakmasıdır, sağduyuyla okumasıdır. Ondan sonra oturup konuşmasıdır. Siz dinlemeyeceksiniz, oturup ahkam keseceksiniz, 'Vay efendim biz darbelere karşıymışız da, göstermelikmiş de, şimdi darbeleri savunuyormuşuz'. CHP hiçbir dönem hiç, hiç zaman darbeleri savunmamıştır. Darbeler döneminde biz kaybettik, darbeler döneminde partimiz kapatıldı, mal varlıklarımıza el konuldu, genel başkanlarımız hapse atıldı. Nasıl karşı olmayız biz darbelere?"