Oldukça nadir görülen sendromda vücudun çeşitli bölgeleri asimetrik ve orantısız bir şekilde aşırı büyüme gösteriyor.

Hastalığı ‘tanrı tarafından verilmiş bir ceza’ olarak gören genç adam arkadaşları ve ailesinden güç alarak hayatını devam ettiriyor. Larohe şehrinin yerel halkına kendisini uzun zaman sonra kabul ettiren Mümtaz’ın istediği ise normal bir yaşantıya sahip olmak.

Mümtaz, hastalığı sorulduğunda, “Doğduğumdan beri böyleyim. Yüzüm, kollarım ve bacaklarımın orantısızlığı yüzünden diğer insanlar gibi olmadığım zannediliyor. Eskiden benden kaçıyorlardı ama şimdi alıştılar” diyerek, hayatının etrafındakilerden farklı olmadığını söylüyor.

Çocukluğundan beri aynı hastalıkla yaşamasına rağmen doktora gitme imkanı bulamayan Mümtazın tek hayali ise evlenip bir aile kurmak.