Diyarbakır"daki kongreye katılan Prof. Mesut Yeğen, demokratik özerkliğin sadece bölgede değil bütün şehirler için geçerli olması gerektiğini söyledi.

Hafta sonu Diyarbakır"da yapılan demokratik özerlik toplantısına katılan İstanbul Şehir Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mesut Yeğen, anadilde eğitim ve demokratik özerklik meselesinin birbirinden ayırılması gerektiğini söyledi. Anadilin Kürtlerin hak talebi, demokratik özerkliğin ise bütün Türkiye"nin konusu olduğunu dile getiren Yeğen, “Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı ve Kürtçe konuşulan illerde eğitim, sağlık ve benzeri hizmetler çift dille verilmelidir” dedi.

Anadilde eğitim ve demokratik özerlik tartışmaları birarada değerlendiriliyor. Siz bu iki konu arasındaki farkı nasıl tanımlıyorsunuz?

Öncelikle aralarında siyasi düzeyde bir fark olduğunu düşünüyorum. Anadilde eğitim, Kürt dilinden bahsediyoruz, genel olarak Kürtlerin temel bir hak talebi.

Ancak demokratik özerlik ya da öz yönetim istemi ülkenin yönetim sistemiyle ilgili genel bir mesele. Dolaysıyla özerliklik meselesi, anadil konusunda olduğu gibi yalnızca kendi dillerinde eğitim alma haklarını isteyen Kürtlerin değil, tüm Türkiye"nin konusu.

O halde Kürt siyasetinin demokratik özerlik talebini bölge özelinde tartışmayı bırakıp Türkiye geneli için de istemesini öneriyorsunuz?

Evet, yalnızca bölge için değil, Türkiye"nin diğer bölgelerindeki iller için de bu talep gündeme gelmeli. BDP"nin ve DTK"nın, demokratik özerlik taleplerinde ölçek ve yetki konusu üzerinde durulmalı. Konuşmalarda il, eyalet ya da Kürdistan gibi ölçeklerden söz ediliyor. Federasyon talebi Kürt siyasetini zayıflatır. Bence ölçek il bazında olmalı. Bu konuda da 1921 Anayasası pekâlâ referans alınabilir diye düşünüyorum.