Bugün gazete olarak yaklaşan seçimlerin nabzını tutmak için devam eden çalışmalarla ilgili ilk izlenimlerimi paylaşacaktım ancak Ankara'daki katliam buna engel oldu.
Bir şeyler yazmak içimden gelmese de çok kısa da olsa bir şeyler söylemek ihtiyacı hissettim.
Ankara'da Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı tarihin en büyük sabotajı yapıldı.
Evet hedef TÜRKİYE.
Evet bu yapılan vahşet planlı,programlı ve içinde onlarca amaç barındıran uluslararsı işbirliği fazla ollan bir katliam.
Artık 40 yıldır ülkemizdeki terörün amaçını ve hedeflerini bilmeyen yok.
Ancak son 4 aydır hızla artan terör eylemleri tamamen uluslararası güçlerin amaçları dogrultusunda hizmete yöneldi.
Her ne kadar terör örgütü aylar öncesinden artık metropöllere yöneleceğiz desede bu son olay terör örgütünün çok büyük uluslararası destek almadan bağımsız yaptığı bir şey gibi görünmüyor.
Ben bir çok siyasi sebebi de olan bu olayın perde arkasının  kısa zamanda ortaya çıkarılacağı kanaatini taşıyorum.
Bu yüzden perde arkası ile ilğili kesin yorumlar yapılmasının erken olduğunu düşünüyorum.
Hele hele son aylarda teröre çok açık destek veren ulusal medya ve çevrelerdeki bazıları gibi kolaycılığa kaçmanın,timsah gözyaşları dökmenin yanlış olduğuna inanalardanım.
Çünkü gerçekten bu ülke için içi yanan bizleriz.
Gerçek üzülenlerden biri olarak,bizlerin  yukarıda bahsettiğim sahte silahşörler gibi işkembeden konuşmak lüksümüz yok.
Bizim gibilerin her zamandan daha fazla sağduyulu olması gerekiyor.
Çünkü bu uluslararası çok boyutlu terör eyleminin onlarca amacından biride farklı toplum kesimlerini bir birine düşürmek.
Çoktan başladılar bile.
Bizler bu oyuna gelmeyelim.
Böyle bir günde başbakanın Kılıçdaroğlu ve Bahçeli ile görüşmesine yine hayır diyen Bahçeli'yide anlayan sağduyulu biri çıkabilicekmi diye düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum.