1999 Marmara Depremi"nden 10 yıl sonra Adapazarı"nda taşralı bir arkadaş grubunun başından geçenleri anlatan filmde, hikâye gerçek yaşamdan alınmış. Öyle ki oyuncular karakterleriyle kanlı canlı tanışma fırsatı bulmuş.

*Bu filmi çekme fikri nasıl ortaya çıktı?

- Cem Davran: “Melekler ve Kumarbazlar” gerçek bir hikâye. Yaklaşık beş-altı yıl boyunca hem yönetmen hem de senarist olan Ertekin Akpınar tarafından binlerce sayfa nottan ortaya çıkarılmış bir senaryodan yola çıkıldı. Akpınar aynı zamanda filmin yönetmeni. Bu gerçek olayların birçoğunu kendisi yaşamış.

*Filmin konusu nedir?

- C. Davran: Bir taşra hikâyesi. Taşra mekânları kendi içinde kendine ait kapalılığı, raconları ve duygusu olan yerlerdir. Bizim hikâyenin geçtiği taşra şehri ise Adapazarı. Bildiğiniz üzere Marmara Depremi burada yaşandı. Film, depremden sonraki 10 yılı anlatıyor. Fonda deprem var yani. Taşradaki insanların kadını erkeği, genci ve yaşlısıyla tutkularını, aşklarını ve tıkanmışlıklarını anlatıyoruz.

*Film için “sert” ifadesi kullanılıyor.

- C. Davran: Bana göre film sert ama hüzünlü, insanın içini burkan bir hikâye perdeye yansıyacak. İzleyicilere tokat atan cinsten bir film çektik diyebiliriz.

*Peki, “Melekler ve Kumarbazlar” adını nereden alıyor?

- Hakan Gerçek: Filmin adı, Ertekin Bey"in tasarrufunda olan bir şey. Film direkt yaşamı anlattığı için yaşamda da insanların konumu değişebiliyor.

*Ertekin Akpınar, “Beş yıldır senaryo üzerinde çalışıyor” dediniz ama sürekli kadroda isim değişiklikleri olmuş.

- C. Davran: “Melekler ve Kumarbazlar”ın çekimi öncesinde bir sürü insanın adı geçti, ama roller zaman geçtikçe kişilerini buldu. Biz bir ay boyunca bir hikâye yaşadık ve doğal seleksiyon içerisinde hikâye kadar gerçek olanlar kaldı.

*Komedi rolleriyle tanınıyorsunuz. Ertekin Bey nasıl oldu da bu rolü size verdi?

- C. Davran: “Neden ben” diye sordum. O da aynen şunu söyledi: “Ben senin yüzünde bir hüzün gördüm, ona talibim.”

*Filmde hangi karakterleri canlandırıyorsunuz?

- C. Davran: Şehsuvar karakterini canlandırıyorum. Şehsuvar, bir arkadaş grubunun içinde belirgin bir karakter. Okumuş, tahsilli ama içindeki fırtınaları dindiremeyen biri. Sert, bir anda tüm zincirleri kırabiliyor ama aynı zamanda çok naif. Yaşamadığı trajedi kalmamış. Canından çok sevdiği bir arkadaşını depremde kendi eliyle yıkıntılara bırakıyor. Taptığı kadınla ilişkisini paramparça ediyor ve terk ediliyor. Ölen arkadaşının kız arkadaşı İrem"e de sahip çıkamıyor. Kendi hayatının da içine ediyor. Her aradığı başlangıç, sonun başlangıcı oluyor.

- Hakan Gerçek: Ben de Selami karakterini canlandırıyorum. Fanatik bir Sakaryaspor taraftarı. Arkadaşları dışında bir ailesi olmayan, yalnız olarak yaşayan bir karakter. En yakın arkadaşının ölümünün ardından Sakaryaspor"un hayattaki tek gerçek olduğunu düşünüyor. Ama Şehsuvar ile arkadaşlığı onun için çok önemli.

- İrem Altuğ: Zeynep karakterini oynuyorum. Zeynep de bu travmadan nasibini almış, olabildiğince yalnızlaşmış bir kadın. Son umudu Şehsuvar, bir de onun annesi.

Bülent Şakrak: Ben Şehsuvar"ın kardeşi Haydar"ı oynuyorum. Filmin yaşayış bakımından kendi adına en saf karakteri. Sevdiği kadın tarafından terk edilen, alkol problemi olan, özde kendisine çok kızgın olan ama bu kızgınlığı en yakınlarından çıkarma kaygısı taşıyan bir adam. Abisi hayatta en çekindiği adam.

Bu bir umut filmi

*Karakterler, hikâye hatta isimler bile gerçekmiş. Bu doğru bir bilgi mi?

- C. Davran: Hepsi gerçek, hatta olayların geçtiği sokaklar bile gerçek. Biz bu filme konu olmuş insanlardan ölenler ve hapiste olanlar hariç hepsiyle tanıştık.

*Nasıl bir film oldu bu böyle?…

- C. Davran: Hüzün var ama aslında bu bir umut filmi.

*Gerçek hayatta karakterlerinizin karşılığı olması rahatsız edici değil mi?

- İ. Altuğ: Onların hayatta yaşadıklarını yansıtıp yansıtamamak düşüncesi tedirgin edici. Ne kadar doğru ifade ettik edemedik insan tedirgin oluyor. Onlar izledikçe ne düşünecek merak ediyorum.

- C. Davran: Hikayenin gerçek olduğunu bile bile izlemek heyecan verici. Ben senaryoyu okuduğum günden bu yana bu anlatılanlar “Gerçek olamaz” diyorum. Mesela filmdeki gerçek karakterlerden biriyle konuşurken bir sahnede kavganın daha şiddetli lafların daha ağır olduğunu söyledi.

- H. Gerçek: Yönetmenimiz cesaretli davrandılar. Oyunculuk anlamında klişeleri de yıkan bir film çekti. İzleyince daha iyi anlayacaksınız.

Kariyerimin en önemli filmi

*Cem Bey “Kariyerimdeki en önemli film” demiştiniz bu film için...

C. Davran: Çünkü bu film kendi kişisel yolculuğumu yeniden tamamlamaya çalışırken benim karşıma çıktı.

B. Şakrak: Beni bugüne kadar komedi dışında başka bir iş için aramadılar.

*Yağmur sahnesinde çok zorlanmışsınız…

- C. Davran: Filmde 30 ton kuyu suyuyla sabah ayazında İrem ile çekimlerimiz vardı. Oyunculuk kariyerimi sorguladığım “ölüyorum” dediğim andı.

İ. Altuğ: “Ne yapıyorum” diye aklımdan geçti o an.

C. Davran: Beni sahneden sonra Bülent saunaya soktu sonra kalp krizi geçirmeyeyim diye sürekli kontrol etti./hürriyet