İlk olarak 28 Mart 1942 yılında Minbya şehrine bağlı Çanbilli köyünde başlayan, daha sonra da bütün Arakan’a yayılan Müslümanlara yönelik katliamlarda en az 150 bin Arakanlının hayatını kaybettiğini anımsatan Barış Soyuçok, “Bu tarihi katliam esnasında yüz binlerce Arakanlı vatanını terk ederek komşu ülkelere sığındı.Birleşmiş Milletler Mülteciler Bürosu (UNHCR)’na göre Bangladeş’teki Rohingyalıların sayısı yaklaşık 200 bin ki bunların sadece 28 bini resmî olarak belgelenmiş ve yardım desteği görüyor. Geri kalan kısmı ise ciddi zorluklar ile karşı karşıya. Arakan’da 4 milyon civarında olan Müslüman nüfusun yarısından fazlası bugün öz vatanları dışında, çoğu Bangladeş’teki mülteci kamplarında olmak üzere, Tayland, Malezya, Pakistan, Suudi Arabistan olmak üzere çeşitli ülkelerde mülteci statüsünde son derece zor şartlar altında açlıkla ve salgın hastalıklarla pençeleşerek hayata tutunmaya çalışmakta. Onlarca yıldır hükümet, yüz binlercesi ülkeyi terk etmeye zorladığı Arakan Müslümanlarına karşı ciddi baskılar uyguluyor. Arakan'da, devletin kimlik vermediği çocuklar okula gidemiyor, seyahat edemiyor hatta ilerde evlilik yapmaları da engelleniyor.

BM'nin Vatansız Kişilerin Statüsü Antlaşması'na göre vatansız halklar arasında Arakan Müslümanları ilk sırada” dedi.

Arakan köylerinin yakıldığı ve yağmalandığına işaret eden Soyuçok, “Camiler ve diğer dini mekânlar özellikle hedef alındı. Bu zulüm yaklaşık 200 bin Arakanlı Müslüman’ı komşu Bangladeş'e kaçmak zorunda bıraktı. 1991-1992 arasında, yeni bir zorla çalıştırma, yargısız infaz, işkence ve tecavüz dalgasından kaçan 250 bin Arakanlı ülkeden ayrıldı. Şu anda rejimin baskıcı uygulamaları devam ediyor. Buraya kadar bahsettiğimiz üzere Arakan Müslümanlarına yapılan bu ‘sistematik soykırım’ yeni değil. Dünya üzerinde Müslüman kimliklerinden dolayı zulme ve mezalime tabi tutulanlar arasında belki de en şiddetlisi Arakan. Batılın hüküm sürdüğü bu köhnemiş, kuvvete dayalı zulüm dünyasının yerine, Hakka ve Adalete dayalı Yeni Bir Dünya mutlaka kurulmalıdır. Özellikle Arakan Müslümanlarının yaşamış olduğu bu etnik soykırım Ümmeti ayağa kaldırmalı, İslam Birliğinin kurulması için harekete geçirmelidir. Müslümanlar kendi sorunlarını kendileri çözecek güçtedir. Bizler tarihin en şerefli milletinin evlatları olarak sorumluluğumuzun bilincindeyiz. En kısa zamanda kurulacak olan Halkın sesi İktidarı ile inşallah sadece Türkiye’de değil, Arakan’da, Gazze’de, Suriye’de ve yeryüzünde özlenen Saadet Nizamını kuracağız. Buna yürekten inanıyor ve bu doğrultuda çalışmalarımızı sürdürüyoruz” diye konuştu.

 

aydinpost-twitter.png aydinpost-facebook.png