Zonguldak Karaelmas Üniversitesi (ZKÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı ve Biyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Sözen, fareler başta olmak üzere kemirgenlerden insana bulaşan hantavirüs ile ilgili ''Bölgedeki fare türlerinden toplanan örnekler üzerindeki testlerde, kızıl orman farelerinin yüzde 56.6'sının hantavirüsle ilgili bulgular taşıdığı belirlendi'' dedi.

Prof. Dr. Sözen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, farelerin dışkısı, idrarı veya salyasıyla doğrudan temas yoluyla insanlara da geçen ölümcül hantavirüsü, Türkiye'de bazı kemirici türlerin taşıdığını söyledi.

Bartın'da geçen yıl kurulan 250 kapanla çok sayıda fare türünün yakalanarak virüs taşıyıp taşımadıklarına yönelik çalışmalar yapıldığını, laboratuvarlarda bulguların değerlendirildiğini anlatan Sözen, şöyle konuştu:

''Zonguldak ve çevresinde bugüne kadar belirlenmiş 16 fare türü bulunuyor. Literatür çalışmalarına göre bunlarda 3-4'ünün virüsü taşıma riski olduğunu tahmin ediyorduk. Geçen yıl toplanan farelerin ilgili kurumlarca yapılan laboratuvar testlerinde kızıl orman farelerinin yüzde 56.6'sı, orman farelerinin de yüzde 5.7'sinde hantavirüsle ilgili bulgular tespit edildi. Testlerde insanlara en yakın lağım ve ev farelerinde virüse rastlanılmadı. Orman fareleri, ahşap olmadığı takdirde eve girmeyen türdendir.''

-KIZIL ORMAN FARESİ-

Prof. Dr. Sözen, kızıl orman faresinin karışık ve geniş yapraklı nemli ormanlık alanlarda yaşadığına işaret ederek, şöyle dedi:

''Bölgede bu tarz ormanlar çok fazladır. Bu tür fareler yuvalarını ot ve yaprakla döşerler, 2-3 yıl yaşarlar. Yılda birkaç defa ve her defasında 1-11 yavru doğururlar. Bu farelerden virüsün insanlara bulaşmaması için özellikle ormanlık alanlara gidenlerin dikkatli olması gerekir. Ormandan kütük, yaprak ve mantar toplarken farelerin idrarıyla temas etmek virüsün bulaşmasına yol açabilir. Ayrıca, ormanlık alanlara dinlenmek amacıyla yatıldığında, farelerin idrarının buharlaşması sonucu solunması da risktir. Ancak virüsün herkesi hasta etmesi mümkün değildir. Bağışıklık sistemi çok önemlidir.''

Hastalığın en çok Finlandiya'da görüldüğünü, kızıl orman faresinin ülkede çok fazla bulunduğunu ifade eden Sözen, ''Her hayvanın kendine özgü parazitleri vardır. Bu da türler arasında farklılık gösterir. Bundan dolayı hantavirüsü de kızıl orman faresinde yaygın olabilir'' dedi.

-HİJYEN KORUYOR-

Prof. Dr. Sözen, farelerle mücadelenin teorik mümkün olmadığını, hayvanların çok yüksek çoğalma potansiyeli bulunduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:

''Hantavirüsten korunma yöntemlerinin en başında basit hijyen kuralları gelmektedir. Özellikle tarlaya ve ormana gitmişsek, toprakla ve ağaçla ilgilenmişsek bu ortamlardan elimize fare dışkısı ve idrarı bulaşabileceğini düşünmeliyiz. Böyle durumlarda elimizi ağzımıza götürmemekte yarar var. Ormanlar çok sayıda farenin de yaşama alınıdır. Dokunduğumuz otlarda fare dışkısını bırakmış ya da topladığımız mantarı ısırmış olabilir. Bunlarla temas bizim için risktir. Alınacak tedbir, çiğ yiyecekleri çok iyi yıkayarak tüketmektir. Farelerin dışkılarının bulunduğu yerleri, virüsün solunumla bulaşmaması için ıslak bezlerle temizlemeliyiz.''

Zonguldak ve Bartın'da yaşanan vakaların ardından hantavirüs ile ilgili Türkiye'de ilk teşhisi Zonguldak Karaelmas Üniversitesi (ZKÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Güven Çelebi koymuştu.