Çok ezildiklerini söyleyen hamallar, “Bölgede yaklaşık 3 bin 500 kişi bu meslekten ekmek yiyor. Eskiden iyi para kazanıyorduk ama şimdi kazancımız oldukça azaldı. Yeni nesil de mesleğe rağbet göstermiyor.” diyor.

Hamallık, İstanbul'un tarihi semtlerinden Eminönü'nde yüzyıllardır yaşatılmaya çalışılıyor. Eminönü'nün hemen her yerinde devam eden Osmanlı geleneği bu meslek, kaybolmaya yüz tutanlar arasında yer alıyor. Eminönü bölgesinde yaklaşık 3 bin 500 kişinin bu meslekten ekmek yediği ifade ediliyor. Hamalların yaş ortalaması ise 40’ın üzerinde. Günümüz gençliğinin hamallığa rağbet etmediği gözleniyor. Eminönü’nde çalışan toptancı esnafının İSTOÇ gibi yeni ticaret merkezlerine taşınması, belediyenin bölgeyi trafiğe kapatması gibi sebeplerin hamallığın cazibesine olumsuz etki yaptığı anlatılıyor. Hamallığın geçmişi ile ilgili bölgede çalışanlarla konuşulduğunda bu mesleğin geçmişte çok para kazandırdığı da anlaşılıyor.

Eminönü'nde hamalların mesaisi sabah 07.00'de başlıyor ve akşam 18.00'de sona eriyor. ‘Bölük’ ismini verdikleri grupların her birinde ortalama 80 kişi oluyor. Kapalıçarşı, Çakmakçılar, Meydancık, Gaziler, Asmaaltı, İpçiler, Cağaloğlu, Fincancılar ve Tahtakale'deki gruplar bu bölüklerden bazıları. Bölüklerin yöneticisine de ‘Bölükbaşı’ adı veriliyor. Bölükbaşı akşama kadar toplanan kazancı hamallara eşit şekilde bölüştürüyor. Hamalların günlük kazançları ise 30 ila 50 lira arasında değişiyor.

 

Fincancılar’da bölükbaşı olarak görev yapan Ömer Yıkar, bölgede yaklaşık 3 bin 500 kişinin bu meslekten ekmek yediğini söyledi. Eskiye göre hamallığın kazancının çok düştüğünü belirten Yıkar, “Yolların kapanması, büyük toptancıların başka yerlere gitmesi, kazancı etkiledi. Burada ayrı ayrı bölgeler vardır, ayrı ayrı bölükler vardır. Kendi aralarında bir yönetici tayin ederler. Mallar saat 10.00a kadar Fincancılar’a geliyor, oradan dağıtıyoruz. Bu saatten sonra da cadde kapandığı için buradan götürüyoruz.” dedi.

Taşınan yüklerin kilosunun 70 ile 150 arasında değiştiğini dile getiren Yıkar, “Sağlığa çok zararı da var bu işin. Sağlık güvenceleri de yok. Bir gelenek devam ediyor Osmanlı’dan gelen gelenek. İş düştüğü için memnun değil arkadaşlar. Önceden gün içinde mallar geliyordu şimdi trafiğe kapandığı için gelmiyor. Gelen malı da çok uzaktan alıp getiriyoruz. Toptancıların yüzde 80’i dışarıya gitti. Önceleri çok güzeldi ama son yıllarda kazanç 30 ile 50 lira arası değişiyor. Yük başı para alınmıyor, havuza ne birikmişse eşit şekilde bölüşülüyor.” diye konuştu.

Hamalların en eskilerinden biri olan Şükrü Öztürk de, 45 senedir bu işi yaptığını anlattı. Mesleğin kendisinde çok fazla sağlık sorununa yol açtığını belirten Öztürk, “Kazancımız yeni başladığım sıralarda iyiydi. Sonraya doğru azalmaya başladı. 30 lira 40 lira arası kazanıyoruz. Önceden bunun iki mislini kazanıyorduk. Bu kadar az kazanmamızın nedeni; burada trafiği kestiler. Mal gelmiyor. Toptancı kalmadı. Burada 102 kişi çalışıyoruz. Başka iş yapmayı denedik ama iflas ettik, yürütemedik. Aslında sevmiyorum bu mesleği ama mecburen yapmak zorundayım. Çok eziliyoruz, bu meslek sevilir mi? Çok rahatsızlıklar geçirdik. Belimiz kırıldı, fıtık olduk. Çeşitli ameliyatlar geçirdik. Dört çocuğum var. Onlar da biliyor bu mesleği. Onların hiçbiri yapmaz. Onları geçindirmek için yapıyoruz. Ne zaman bırakacağımız belli değil.” ifadelerini kullandı.

30 yıldır hamallık yaptığını dile getiren Cemal Arslan ise şunları söyledi: “Sabah 7 buçuktan akşam 06.00’a kadar çalışıyoruz. Arada dinlendiğimiz vakitler de oluyor. Günde 45-50 lira kazanıyoruz. İşlerimiz çok azaldı. Toptancı buradan İkitelli, Merter, Zeytinburnu ve Bayrampaşa’ya taşındı. Buralar dar geldi. Trafiğe de kapandı. Taşıdığımız yükler ortalama 150 kilo. Arkadaşların çoğu yeşil kart ile sağlık tedavisini yaptırıyor. Birkaç sefer bırakmayı denedik ama olmadı. Nasip mi diyelim kısmet mi diyelim? Yapıyoruz işte.”