Hala risk değerlendirmeniz yok mu?

Değerli okuyucularım bu yazımda sizlere 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanun’un belki de en önemli sorumluluklarından biri olan risk değerlendirmesi hakkında bilgi vereceğim.

2013 yılı başından bu yana halkımız , başta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımız öncülüğünde olmak üzere , tüm illerde yapılan bilgilendirme toplantıları , kamu spotları , oda ve dernek kanalları, görsel ve yazılı basın yolu ile 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve getirdikleri yükümlülükler üzerine bilgilendirildi. 2014’ ün sonlarına yaklaştığımız bu günlerde hala risk değerlendirmesi yapmayan veya risk değerlendirmesini yaptırıp, arşivlerin tozlu raflarında unutan işverenlerin bulunduğunu gözlemlemekteyiz.

Geçen Hafta içerisinde Sayın Başbakanımız Ahmet DAVUTOĞLU’nun yeni İş Güvenliği Paketini açıklaması ile ülkemizde İş Sağlığı ve Güvenliği’nden asla taviz verilmeyeceği, İş Güvenliği kültürünün oluşması adına devletin , işverenlere her türlü imkanı sağlayacağının sinyali verilmiş oldu. Örneğin bundan sonra ödül-ceza sistemi geliyor ki ‘Çok Tehlikeli’ sınıftaki işyerleri için ; üç yıl içerisinde iş kazası olmayanların işsizlik sigortası primi yüzde 2’ den yüzde 1’ e düşürülerek ödüllendirilmesi, iş kazası olanların ise işsizlik sigortası primi yüzde 2’ den yüzde 3’e çıkarılarak cezalandırılması düşünülüyor.

İş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenmesi , sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamının oluşturulabilmesi için ilk adım , yürütmekte olduğumuz faaliyet alanımız ne olursa olsun işyerlerimizde sorunun teşhisi anlamına gelen Risk Değerlendirmesi yapmaktır. Risk değerlendirmesi iş sağlığı ve güvenliği çalışmalarında bize daima yol gösterici olmaktadır.

Konu ile ilgili 30.12.2012 tarihinde yürürlüğe giren İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirme Yönetmeliği ‘ miz mevcuttur. Yönetmeliğimize göre ‘’ İşverenler çalışma ortamı ve çalışanların sağlık ve güvenliklerini sağlamak amacı ile risk değerlendirmesi yapar veya yaptırır.’’denmektedir. Toplumda risk değerlendirmesini sadece iş güvenliği uzmanı yapar diye yanlış bir algı oluşmuştur ki , aslında gerekli donanıma sahip ise işveren de risk değerlendirmesini yapabilir. Tabi ki işverenlerin risk değerlendirmesini ehil kişi olan İş Güvenliği Uzmanlarına yaptırması , tehlikelerin belirlenmesi ve bertaraf edilmesinde çok daha etkili ve isabetli olmasını sağlayacaktır. Sorumluluk tamamen işverenin kendisindedir .Risk değerlendirmesi; tüm işyerleri için tasarım veya kuruluş aşamasından başlamak üzere;

- tehlikeleri tanımlama

-riskleri belirleme ve analiz etme

- risk kontrol tedbirlerinin kararlaştırılması ve dokümantasyonu

-yapılan çalışmaların sürekli güncellenmesi ve gerektiğinde yenilenmesi

aşamaları izlenerek gerçekleştirilmektedir.

‘ Çok Tehlikeli ‘sınıfta yer alan işyerlerinde 2 yılda 1 ; ‘ Tehlikeli Sınıfta ‘ yer alan işyerinde 4 yılda 1 ‘ Az Tehlikeli ‘ sınıfta yer alan işyerlerinde 6 yılda bir yenilenmelidir.

Yönetmeliğimiz risk değerlendirmesi çalışmalarının bir ekip halinde (Risk Değerlendirmesi Ekibi) yapılmasını istemektedir.

PEKİ RİSK DEĞERLENDİRMESİ EKİBİ KİMLERDEN OLUŞUR?

1)İşveren veya işveren vekili

2)İş güvenliği uzmanları

3)İşyeri hekimleri

4)İşyeri çalışan temsilcileri

5)İşyeri destek elemanları

RİSK DEĞERLENDİRMESİ YAPARKEN DİKKAT ETMEMİZ GEREKEN NOKTALAR NELERDİR ?

Sırası ile ;

Risklerden kaçınmak, risklerle kaynağında mücadele etmek, riskleri önlemek, önlenemiyor ise en aza indirmek, tehlikeli olanı, tehlikesiz veya daha az tehlikeli olanla değiştirmek, toplu korunma tedbirlerine, kişisel korunma tedbirlerine göre öncelik vermektir.

Bu arada sözünü etmeden geçmek istemedim öyle ki 2014 yılının sonlarına geldiğimiz şu günlerde ;

Risk değerlendirmeniz yok ise 3.361 TL ; Risk değerlendirmenizin olmadığı her ay için de 5.041 TL idari para cezası ödemek durumunda kalabilirsiniz.

2015 yılı için ise ; Risk değerlendirmeniz olmadığı için 3.700 TL , Risk değerlendirmenizin olmadığı her ay için de 5.550 TL idari para cezası ödeyebilirsiniz.

Unutmayalım ‘’ Önlemek, Ödemekten Ucuzdur ‘’

Yeni Somalar yaşanmasın….

Sosyal medyada bu konuyla ilgili düşüncelerinizi #aydınpost etiketiyle paylaşın, yayınlayalım!